Siyaset sahnesinde olup bitenler, ülkedeki genel dağınıklık hali ve kutuplaşma, terörün aldığı kurbanlar, cenaze merasimlerinin siyasi fırsatçılık alanı olarak kullanılması içinizi karartıyorsa size bir tavsiye.
Ortadoğu'ya bakın. Özellikle de Gazze, Irak ve Lübnan'a.
Ferahlarsınız. Halinize şükredebilirsiniz. Hatta içinizi umut bile kaplayabilir, seçimlerin yapılmaması ihtimalini bir daha asla aklınıza getirmezsiniz.
Sıradan Filistinliler açısından
son haftalarda yaşananlar bu gadre uğramış millet için dahi
tahammül edilir gibi değil. Gazze'deki el Fetih-Hamas iktidar mücadelesi bir iç savaşa dönüştü. Şimdiden 100'den fazla can kaybı var ve savaş ölümüne sürüyor. Dünyadaki en şiddetli ve acımasız savaş türü iç savaş olduğundan,
kaçabilen Filistinliler Gazze'yi terk ediyor, kimileri "keşke İsrailliler dönse" noktasına gelmiş durumda. İsrail'in ise böyle bir işniyeti yok.
Yardım görevlileri çalışamıyor Nüfusun yüzde 70'ine hizmet vererek Gazze'deki sefaleti bir nebze hafifleten Birleşmiş Milletler'e bağlı
UNRWA çatışmalar nedeniyle işini yapamaz halde. 5 aşevinden 3'ü, 18 sağlık ocağından 7'sini kapatmak zorunda kaldı. Beklendiği gibi Filistin Gazze'deki
"Hamasistan" ve Batı Şeria'daki
"Fetihistan" diye
iki ülkeye bölünürse IsrailFilistin çatışmasında iki devletli bir çözüm ihtimali de giderek zayıflayacaktır. Hele bazı Filistinlilerin önerdiği gibi Filistin yönetimi kendini feshederse fiilen iki milletli bir İsrail/Filistin devletinin ilk yol taşları döşeniyor sayılabilir.
İsrail ve dünyanın Hamas'a yönelik boykotları nedeniyle Filistinliler büyük zorluk çekiyor. Filistin toplumunun çözülmesinde bunun büyük payı var. Ancak tarihlerinde daha önce de görüldüğü gibi Filistinlilerin
ortak siyaset oluşturamamaları ve siyasi durumu gerçekçi değerlendirmemeleri de yaşanan felakette pay sahibi. Hamas'ın Gazze'de El Fetih'i ezerek iktidarı ele geçirmesi bu örgütün işinin tamamlandığı anlamına da gelmiyor. Tersine Gazze'deki başıbozukluğun yan ürünleri, özellikle
El Kaideci yeni oluşumlar Hamas'ı da rahatsız ediyor. Bu da bazı gözlemcilerin Hamas'la mutlaka mutabakat yolu bulunmasını istemelerine yol açıyor.
El Kaide mevzi kazanıyor Hamas'ı rahatsız eden gelişme Lübnan, Irak ve diğer Arap ülkelerinde de gözlemlenen bir olgu aslında.
El Kaide uzantısı örgütler hemen her yerde mevzi kazanmaya başladı. Terörist diye nitelenseler bile ulusal hedeflere kilitlenmişve Hamas gibi örgütlerle son tahlilde siyaset yapma imkanı var. El Kaide ve türevleri ise kendi gündemleriyle ulusötesi ölçekte şiddet üretiyorlar. Yerleşik düzene bu bağlamda ölümcül bir tehdit oluşturuyorlar.
Bir aydır Lübnan ordusuyla savaşan Fetih El-İslam örgütüne karşı
Hamas ve Hizbullah'ın da ABD çizgisinde durmaları bu nedenle anlaşılır bir durum. Ortadoğu devletler sistemi, bunlara bağlı örgütlenmeler ve ABD, devlet dışı oyuncu El Kaide'ye karşı tavır alıyor. Bunun en çarpıcı örneği ABD'nin El Kaide'ye karşı Sünni direnişçilere silah vermesiydi. Bu durumda Lübnan'da Nehr el Barid mülteci kampındaki çatışmanın sonucu bölgedeki tüm hesapları etkileyecek.
Bu bağlamda son dönemdeki gelişmelere dikkat etmek gerekiyor. Hariri'nin suikastinden sorumlu tutulanlar BM tarafından kurulan Lübnanlı ve uluslararası hukukçulardan oluşacak bir mahkemede yargılanacak. O meselede partiyi kaybeden
Suriye ve İsrail ise ortalıkta dolaşan savaş haberlerine karşın
barış görüşmelerine oturacak gibi. Böylesi bir gelişme Hizbullah'ı Lübnan siyasi sistemine dahil olmaya zorlar.
Suriye ile İsrail'in barış yapması İran'ı zayıflatır. Hamas da daha makul pozisyonlara geçmek zorunda kalır.
Yayın tarihi: 14 Haziran 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/14//ozel.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.