Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilecek "Tunç Çağı Sualtı Arkeo-park Projesi" çerçevesinde, Tunç Çağı'na ait mimari yapı özellikleriyle dönemin bir liman modeli inşa edilecek ve Kaş Liman Ağzı mevkiinde Uluburun'un bir benzeri yapılıp 15 metre derinlikte 3 bin 300 yıl önce battığı haliyle deniz dibinde teşhir edilecek. Gerek Kaş'ın dünya çapında tanınması gerekse bölgede sualtı arkeolojisini ve dalış turizmini geliştirmek amacıyla gerçekleştirilecek proje deniz sualtı arkeolojisi konusunda bilimsel çalışmaların kalıcı olmasında da etkili olacak. Deneysel arkeolojinin kuralları baz alınarak, dönemin teknikleriyle inşa edilecek Tunç Çağı Limanı Bucak Denizi içinde bulunan bir koyda bulunacak. Uluburun teknesinin bağlı bulunduğu, dönemin ticari malzemelerinin istiflendiği liman, 50 ve 100 metrekare boyutlarında üç binadan oluşacak. Liman hem dönemi içinde nasıl kullanıldığına dair bir açık hava arkeo-park olacak hem de ilerde yapılması planlanan farklı kültür etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Batan teknelerin en eskisi olarak kabul edilen, 13 yıl önce George Bass başkanlığındaki ekip tarafından Kaş'ın açıklarında saklandıkları derinlikte bulunan Uluburun'un belirtileri aslında ilk kez sünger avlamak için denizin derinliklerine dalan Mehmet Çakır tarafından fark edildi. Tekne 3 bin 300 önce battığı haliyle denizin dibinde teşhir edilecek ve yanında 1982 yılında Kaptan Ahmet Güntaş'ın teknesinde süngerci olarak çalışan ve sualtı araştırmacılarının bahsetmiş olduğu kulaklı bisküitlere benzeyen, bakır külçeler yığınını fark eden Mehmet Çakır da canlandırılacak.