|
|
Yürümeyi unutmuştum
"Fatsa'da hem şoförlük yapıyordum, hem de düğün salonlarında saz çalıp türkü söylüyordum" diyen Ali Aksoy, Japonya'ya 1995 yılında gitti. Tam altı yıl kaldı. Hayatında ütü yapmamış olan Aksoy bir fabrikaya ütücü olarak girdi. Altı ay sonra ise ev yıkımı işlerinde çalıştı. Durumunun iyi olduğunu anlatan Aksoy, "Üç yıllık bir Porche araba aldım. 3 bin dolara. Türkiye'de bu paraya Porche alabilir misiniz?" diyor. ABD'li bir kadınla tanıştığını ve birlikte yaşamaya başladığını anlatan Aksoy, işsiz kalınca "gece işleri"ne başladığını söylüyor. Gece işi içecek makinelerindeki parayı soymak anlamına geliyor. Aksoy, bir gece yine "gece işi" yaparken yakalandığını 5 ay 17 gün boyunca cezaevinde kaldığını söylüyor. "Hapiste sırtını bir yere yaslamadan bağdaş kurup saatlerce oturuyorsun. İşkence yok ama psikolojik işkence yapıyorlar" diyor ve cezaevi ortamını şöyle anlatıyor: "Japon cezaevinde her şeyin bir saati var. Sabah 08.00'de kalk, dişini fırçala ki bu konuda çok hassaslar, kahvaltı et, sonra otur oturabildiğin kadar. Ben resim çiziyordum. Fatsa'yı, doğayı, Kızılderililerin resmini çizdim. Tam 400 tane. 26 kilo verdim. Yemekleri hep haşlamaydı." Aksoy, cezasını çektikten sonra üzerinde kalan parayla soydukları son makinenin parasını ödediğini ve iki yıl Japonya'ya giriş cezası verildikten sonra sınırdışı edildiğini söylüyor.
|