|
|
|
|
İki kadının katili kim?
Didem Şahin, benzin istasyonu işletmecisiydi. Cennet Kaya ise bir emlakçı... İki kadın kabloyla boğularak öldürüldü. Katil, bir cinayet daha işlemeden bulunacak mıydı?
İki cinayetin ardındaki sır
Biri benzin istasyonu işletmecisiydi, diğeri de emlakçı... Didem Şahin ve Cennet Kaya kablolarla boğularak öldürüldü. Katil ya da katiller kimdi? Polis, yeni bir cinayet olmadan zanlıları yakalayabilecek miydi?.
Bakırköy'de benzin istasyonu işleten Yusuf Şahin her akşam olduğu gibi eşinden görevi devralmak için işyerinin yolunu tutmuştu. Ancak gece her zamankinden biraz farklıydı. Çünkü Şahin'i yolda karşılamaya gelen eşi Didem Şahin bu kez ortalıklarda görünmüyordu. Bu, Yusuf Şahin'in alışık olmadığı bir durumdu. Hızla yönetim katındaki odaya doğru koştu. Ve kapıyı açtığı zaman o korkunç manzara ile karşılaştı. Eşi Didem Şahin elektrik kablosuna benzer bir kabloyla boğularak öldürülmüştü. Gözü yaşlı koca hemen polisi aradı. Cinayet masası dedektiflerine göre kurban, boynundaki kablonun onu öldüreceğini hissetmişti. Ancak o kabloyu çıkarmasına imkan yoktu. Bu onlara göre en kötü ölüm tarzlarındandı. Polise göre cinayet planlıydı. Birinci neden kablo, olay yerine dışarıdan getirilmişti; ikincisi de özel şirketlerin kullandığı türdendi. Dedektifler odada katilin kimliğine dair bir ipucu ararken gözleri bir şeye takıldı. Masanın üzerinde şirketlerin iş başvurusunda kullandığı sözleşmelerden bulunuyordu. Üzerinde işe alınacak kişi hakkında herhangi bir bilgi yoktu. Ama birileri tarafından üzeri karalanmıştı.
KOCA SUÇSUZ Kriminal polislerden Funda, kurbanın üzerinde yaptığı incelemede maktulenin boynunda derin izlere rastladı. Kurbanın ölüm nedeni kayıtlara boğulma olarak geçti. El ve ayak bileklerinde çürükler vardı. Plastik kablo bağı katil için etkili ve ölümcül silah olmuştu. Suç aleti olan kablo da incelenmek üzere laboratuvara gönderildi. Kriminal polis, kablonun elektrik ve havalandırma tesisatlarında kullanılan endüstriyel malzemelerden olduğunu ilk bakışta anladı. Ayrıca bir şey daha fark etti. Kabloların uçları kesikti. Bu kesik yerlerde alet izleri vardı. Kablo kerpeten veya tel makasıyla kesilmişe benziyordu. Bunlar geride ayırıcı izler bırakan aletlerdi. Ayrıca kablolar eşit uzunlukta kesilmişti. İnsan nasıl parmak izinden teşhis edilebiliyorsa bu izlerle de hangi alet tarafından kesildiği teşhis edilebilirdi. Polisler kabloyu kesen aleti bulurlarsa katili de bulabileceklerini düşünüyorlardı. Dedektifler işe kurbanın kocasıyla görüşerek başladı. Yusuf Şahin, eşini sabah işe giderken gördüğünü söyledi. Didem Hanım işe giderken kocası çocuklarla ilgilenmişti. Akşam işi devralmaya gittiğinde korkunç manzara ile karşılaşmıştı. Koca muhtemelen nerede olduğunu kesin olarak kanıtlamıştı. Polisler aile yakınlarıyla görüşürken kriminal şube uzmanı Funda, olay yerinde bulunan iş başvurusu formunu da inceledi. Üzerinde çıplak gözle görülemeyen parmak izi taradı. Kağıt gibi nesnelerde kişi kağıda dokunduğunda, parmak izi kalıntıları doğruca belgeye ya da kağıda geçer. Adli tıp uzmanı kağıdı test etmek için kimyasal ayraçlardan geçirdi. Kimyasal maddelerin, kağıttaki parmak izine işlemesini, anti asitlerin nemlendirdiği kağıdın kurumasını bekledi. Ardından da özel gözlüklerini takan Funda alternatif mavi ışıkla birlikte gözle görülmeyen izleri inceledi. Kriminal polisler bu yönteme "Ben buradayım" adını koymuştu. Yapılan kimyasal ayrıştırma, uzmanı beklediği sonuca götürdü. Işık kaynağı sayesinde belgede kurbana ait olmayan parmak izi teşhis edildi. Yani "Ben buradayım" sistemi işe yaramış ve muhtemelen katile ait olan parmak izinin yerini göstermişti. Bu parmak izinin kime ait olduğunu bulmak ise cinayet masasının işiydi. Dedektifler kurbanın kocasıyla yeniden görüştü. Ona kasadakilerin dışında kaybolan bir şeyin olup olmadığını sordular. Kocası hemen daireyi inceledi, birkaç mücevher ve çekin kaybolduğunu fark etti. Çek, para kadar değerli olduğu için dedektifler katilin amacının para olduğunu düşünüyordu. Polis hemen çekin tahsil edileceği bankaya giderek görevliye çekin akıbetini sordu. Kimse çeki bozdurmak için gelmemişti.
HATA YAPACAK Didem Şahin cinayetinden 10 gün sonra Avcılar'da başka bir kadın daha ofisinde boğularak öldürüldü. Kurban, emlakçı Cennet Kaya'ydı. Elleri ve ayakları kırmızı elektrik kablolarıyla bağlanmıştı. Boynunda kalın bir plastik kablo bağı vardı. Didem Şahin'in boğulmasında kullanılanın aynısıydı. Polis, katilin hata yapmasını bekliyordu. Yeni cinayetler işlemeden katilin yakalanması gerekiyordu. Beklenen ipucu bankadan geldi. Çalınan çeklerden büyük meblağlı olanı nakde çevrilmek istenmişti. Dört yüz YTL'lik çek, cep telefonu satan yerde 250 YTL'ye kırdırılmıştı. Çekte, alan kişinin Oğuz Gül olduğu yazıyordu. Arkasında ikinci bir imza daha vardı. Ama yalnızca Can yazıyordu. Oğuz Gül'ü bilgisayarda araştıran cinayet masası dedektifleri oldukça kabarık bir sabıkasının olduğunu gördü. Suç dosyasındaki benzerliklere bakıldığında polisler aradıkları şüphelinin o olabileceğine karar verdi. Sonunda ellerinde üstünü çizdikleri bir şüpheli vardı. Geriye onu bulmak kalıyordu. Adli Tıp uzmanı Funda ise iş başvurusu kağıdında bulduğu parmak izini Oğuz Gül'ün sabıkasındaki parmak iziyle karşılaştırdı. Ancak çıkan netice olumsuzdu. Kağıttaki parmak izi başka birine aitti. Oğuz'un adı üstü çizilmiş kişilerden çıkartıldı. Artık onun yerine yeni bir isim eklendi. Soy ismi bilinmeyen Can. Dedektifler Oğuz Gül'ün muhtemelen olabileceği adresleri çıkartarak operasyon düzenledi ve Gül'ü yakaladı. Polis, Oğuz'a Can'la ilgili sorular sordu. Önce Gül, Can'ı tanımadığını ve nerede bulabileceklerini bilmediğini söyleyerek işbirliği yapmaya yanaşmadı. Ancak yetkililer onun kabarık bir suç dosyasının olduğunu ve bilgi vermeye yanaşmaması halinde gözaltına alınacağını söylediği zaman Gül korktu, pes etti. Çekte adı geçen kişinin Canberk Kalendar olduğunu söyledi. Cinayet masası dedektifleri Oğuz ile birlikte Canberk'in kaldığı eve gittiler. Ancak Canberk hiçbir yerde yoktu. Ev terk edilmiş gibiydi. Dedektifler ilginç bir keşif yaptı. Depo olarak kullanılan yerde duran bir şey gözlerine takılmıştı. Taşların arasında her iki cinayette de kullanılan geniş kablo bağlarından vardı. Dedektifler kablo bağlarının ikinci dereceden bir kanıt olduğunu biliyordu. Polis, Kalendar'ın eski eşiyle görüştü. Kadın haftalardır onunla konuşmadığını söyledi, nerede olabileceğini hiç bilmiyordu. Ama yetkililere önemli bir olay anlattı. Kalendar'ın banka kredisi ile aldığı kamyonetininin ödemeleri gecikmiş, birkaç hafta önce de haciz memurları kamyonete el koymuştu. Bu duruma çok öfkelenmişti ama kamyonetin götürülüşünü izlemekten başka yapabileceği hiçbir şey yoktu. Haciz o kadar çabuk olmuştu ki kamyonetinin arkasındaki eşyalarını bile alamamıştı.
KUTUDAKİ İPUCU Canberk Kalendar'ın eşi kamyonete el koyan bankanın adını verdi. Dedektifler bankadan yola çıkarak kamyonetin hangi yediemin otoparkında tutulduğunu buldu. Otoparka gidip müdürle konuştular. Müdür kamyonete el konulduğu gün Kalendar'ın kişisel eşyaları, belgeleri, havalandırma teçhizatları ve aletlerinin araçta kaldığını söyledi. Kutulardaki eşyaların bazıları her iki cinayette kullanılan kablolara çok benziyordu. İki ayrı cinayet dosyasını araştırdıkları için polislerin hata yapmaması gerekiyordu. Polis sonunda aradığını bulduğunu düşünüyordu. Kutu incelendiğinde her iki cinayette de kullanılan kablo bağları da bulundu. Ayrıca kırmızı tellerden de vardı. Yetkililer bozdurulmamış çek de buldular. Bu bilgiler Didem Şahin ve Cennet Kaya dosyasındaki bilgilerle uyuşuyordu. Polis kanıtları kriminal şubeye incelenmek üzere gönderdi. Kanıtlarla kutuların içindekiler arasında inceleme yapan uzman Funda, mikroskopla kablolar üzerinde uyuşma ünitesini kullanarak kesitlerinin üzerinde bulunan izleri karşılaştırdı. Funda aradığı uygun şeyi sonunda buldu. Her iki cinayette kullanılan kablolar, kamyonetten alınan kablolarla bire bir eşleşiyordu. Ayrıca kabloların üzerinde bulunan parmak izleri de her iki cinayeti Canberk Kalendar'in işlediğini gösteriyordu. Kanıtlara göre bu iki cinayeti de sadece Canberk Kalender işlemiş olabilirdi. Polis Canberk Kalendar'ın üstünü çizerek her yerde aramaya başladı. İki cinayet olayından sonra kayıplara karışan Canberk Kalendar çok uzak bir yerde, Tekirdağ'da yakalanarak gözaltına alındı. Suçlarını itiraf eden Canberk Kalendar, borçları yüzünden her iki cinayeti işlediğini itiraf etti. Kalendar tutuklandı, şimdi cezaevinde...
İlk kurbanın ölüm nedeni kayıtlara 'boğulma' olarak geçti. El ve ayaklarında çürükler vardı. Suç aleti ise elektrik ve havalandırma tesisatlarında kullanılan 'kablo'ydu
İkinci kurbanın elleri ve ayakları kırmızı elektrik kablolarıyla bağlanmıştı. Boynunda da kalın bir plastik kablo vardı. İlk cinayette suç aleti olan kablonun aynısıydı
Emrullah Erdinç
|
|
|
|
|
|
|
|
|