|
|
Mesele gözlüğü takabilmekte
Ünlü avukat önemli bir ceza davasında, bir tanık tarafından zor duruma düşürülüyor. Avukat çaresiz kalıyor. Pek ağırbaşlı tanık hanımefendinin ifadesini çürütebilmek için açıklıyor ki, sayın tanığın 25 yıl öncesinden, ahlak zabıtasında kaydı vardır. Tanık hanım şiddetle karşı koyarak, 25 yıldır düzgün bir yaşam sürdüğünü belgelerle kanıtlıyor. Amaaa, avukat olayı çok ince ve geçerli bir gelenekle açığa çıkarıyor. "Madam! Bütün ömür boyu, ister tek bir gün olsun, bakan da olunsa, fahişe de olunsa, bu sıfatı taşımanın onurundan vazgeçmeye kimsenin hakkı yoktur.
***
Elli yaşlarında bir adam, çok eskiden beri tanıdığı, yetmiş yaşlarındaki arkadaşına rastlıyor. Soruyor: "Çoktandır görüşmedik, nerelerdeydin?" Yanıt: "Hapiste." "Nee? Trafik suçu mu işledin?" "Hayır... Bir genç kıza zorla tecavüzden içeri atıldım." "Ama bu mümkün değil." "Değil, değil ama, o kadar gururumu okşadılar ki suçu reddedemedim."
***
"Zaman kavramını en iyi kullanan mizahtır" diyor Aydın Boysan. "İnsan aklını en hızlı çalıştıran yakıt ise yine mizahtır." Boysan'ın siyaset, hayat ve gündelik olaylar hakkında kaleme aldığı yazılardan oluşan "Ne Güzel Günlermiş" isimli kitabını bir solukta okuyacaksınız. Öylesine keyifli satırlar yani. Boysan mizahın tarifini bakın nasıl yapıyor; "Mizah zihinsel patlamalar yaratır. Standart yaşama akışı içinde rölantide eşinip duran akıl, mizahın kurduğu pusu bombası şartlanmasıyla öylesine hızlı çalışmaya başlar ki, zor görülebilen gerçekleri bir anda kavrar- algılar. Çağdaş mizahın amacı insanların aklını gerçekleri görünceye kadar çalıştırmaktır. Mizah aklın sanatıdır." Bu yüzden mi acaba "Güleriz ağlanacak halimize" deniliyor. Bir düşünsenize. Şaka bir yana, yaşama sevinci arayıp ele geçirmek için çaba göstermek gerekiyor. Peki ne mi yapacağız? Yapılacak iş sadece bir gözlük takmaktan ibaret, o da mizah gözlüğü. Ben demiyorum, yaşam konusundan son derece kıdemli bir isim; Aydın Boysan diyor.
|