|
|
Gece yarısı halı saha maçına giden erkekler
Bunları biliyor musunuz? 1- Kredi kartınızı herhangi bir mağaza ya da restoranda unuttuğunuz anda yarım saat içinde sizi cep telefonunuzdan arayıp "Kartınız şu adreste gidip alın lütfen" diyorlar. Garanti Bankası'nı bir süredir bu çabuk ve acısız uygulaması için uyaracağım ama utanıyorum. Neden mi? Bir kadın ve bir adam düşünün, sabah evden beraberce çıkıyorlar. Önce kahve almak için duruyorlar, ardından adam kadını işine bırakıyor. Yarım saat sonra önce kadına sonra adama "Kartınız şu adreste" telefonu geliyor. Yani adam ve kadın 10 dakika arayla kartlarını bir yerlerde unutuyorlar. Kadın tabii ki benim, adam da kocam. Ben kendimi kahve alırken dağıtmışım, gazeteci hastalığı işte... Kocam ise kredi kartını Akmerkez Fenerium'da bırakmış. Sabah sabah orada ne yaptığı ve takımına olan aşkı ayrı bir tartışma konusu, o noktaya hiç girmeyeceğim. Uzun lafın kısası bankalar kart konusunda oldukça titiz davranıyorlar.
2- Fenerbahçe dedim de aklıma geldi. Erkekler arasında yaygın bir moda. Halı saha maçları. "Bu da yeni mi?" demeyin. Yeni olan tarafı gece yarısı yapılanlar. Geçenlerde bir arkadaşımın kocası Külkedisi misali 24.00'da evden çıkarken karısına "Maça gidiyorum" demiş. Bizimki cin ya "Nasıl yani?" diye cevap vermiş. "Bu saatte? Sen iyice aptal yerine koydun beni". Adam da "Sen de gel o zaman" demiş. Sonra mı? Sonra beraberce gerçekten de halı saha maçına gitmişler. Yani doğru, bazılarındaki futbol aşkını anlayabilmek için özel maharet lazım.
3- Beyoğlu'ndaki Yunan Restoranı Ta Nichia'da Dimitri sahne alıyor. Havalar iyice güzelleşmeden son fırsat gidip dinleyin. Yemekler zaten güzel, atmosfer harika, Dimitri müthiş şarkılar söylüyor. Şansa bakın ki Türk-Yunan gerginliği akşamında oradaydık. Ahmet Hakan da oradaydı. Yani iki büyük gazete temsilcileri olarak biz gerginliği çoktan çözmüştük. Şaka bir yana serin bir İstanbul akşamı için güzel bir seçenek.
4- Şengül Balıksırtı'nın yeni çıkan kitabı "Seni Ben Uzaklarda Sevdim" gerçekten de bir solukta okunacak cinsten. Siz onu magazinci sanıyorsunuz, kadın gidip roman yazıyor, oldu mu peki bu? Hani şöyle anlatsa ünlülerin sırlarını, nelerle karşılaştığını, starların röportajlarında söylemediklerini.... Fena mı olur? Olmaz tabii. Çok satacağı da kesin. Ama Şengül zoru seçmiş, roman yazmış. İyi de yapmış, anlattığı hikayeyi seveceksiniz.
5- THY iç hat uçuşlarında "20 dakika kuralı"nı kaldırmış, 30 dakika yapmış. Yani uçuştan yarım saat önce bankoya gitmezseniz uçağınızı kaçırabilirsiniz, benden duyurması.
6- Bugünkü yazıları size New York'tan yazıyorum. Meraklılar için bir iki mekan önerim olacak. Dos Cominos Soho: Özellikle Margarita içmek için... Ayrıca tatlı mönülerine göz atmakta fayda var. Ono: Ünlü Gansevoort Oteli'nin Uzakdoğu-Amerikan yemekleri ağırlıklı restoranı. Yemekler müthiş, ortam harika. Burayı görmeden New York'tan ayrılmayın derim. Duvet: Kocaman büyük beyaz sedirler ve üzerinde beyaz cibinlikler düşünün. Burası hem restoran hem bar. Uzanıp sedirlerin üzerine gelen geçeni izlemek çok eğlenceli. Burası New York, her çeşit insan var. Tabii ki Japonlar ellerinde kameraları her yeri ele geçirmiş durumdalar. Broadway'da üç gün önce başlayan şov Christina Applegate'in başrolünü oynadığı "Sweet Charity". Hani şu aptal ve seksi sarışın rollerinde görmeye alıştığımız Applegate. Şov ilk kez 1966 yılında izleyiciyle buluşmuş. Hikaye tamamen seksi danslar ve Christina'nın üzerine kurulmuş. O da harikalar yaratıyor, performansı muhteşem. Hikaye bildik, müziklerin çoğu eski ama yine de eğlenceli.
|