Her uçuş ayrı bir hikaye
Orta Doğu'da birçok ülkeye seyahat ederken yolcuların enteresan şikayetleriyle karşılaşıyorum. Bazıları işi komplo teorilerini kadar uzatıp Türk Hava Yolları'nın (THY) o ülkeye neden sık sefer koymadığını farklı argümanlarla anlatabiliyor. Kimisi sefer saatini eleştiriyor, gece ve sabaha karşı yapılan tarifelerden duydukları rahatsızlıkları dile getiriyor. Özellikle komşu ülkelerle Türkiye arasındaki THY'nin seferleri, komşu ülkenin bayrak taşıyıcısı milli havayoluyla kıyaslanıyor. 'THY neden onlarla gibi rahat seyahat edebileceğimiz, zamanlarda seferler yapmıyor.' deniyor. Zannediyorum, birkaç yıl öncesine dayanan bir proje yolcuya iyi anlatılamadı. THY'nin İstanbul'u bir buluşma noktası, transit merkezi yapma düşüncesinden yerli yolcu habersiz. Ancak haberli olsa dahi bunun bir esprisi yok, çözüm gerekiyor. Çünkü, THY'nin gecenin bir vaktinde yola çıkıp, sabahın erken saatlerinde İstanbul'a gelen uçaklarında genellikle yabancı yolcular bulunuyor. Dalgalı tarife diye uygulamaya konan sistemle, uçaklar İstanbul'dan Batı'ya doğru havalanıyor. İçindeki yolcular ise Türkiye'den ve komşu ülkelerden, bağlantılı seferlerden sağlanıyor. Aynı sistem akşama doğru tersine işliyor. Batı'dan toplanan yolcular Türkiye'de çeşitli noktalara ve Doğu'ya doğru dağıtılıyor. Durum böyle olunca uçak seferleri, tek hatta yolculuk edecek kişilerin uygun saatine göre değil, getirilen yolcuların bağlantılı seferlere yetiştirilmesi üzerine planlanıyor. Komşu bir ülkeden gelen yolcu İstanbul üzerinden dünyanın herhangi bir noktasına gidebiliyor. Üstelik THY'nin transit yolcu oranı da olabildiğince yüksek, bu yolcuların kuruma sağladıkları gelir ise tartışılmaz. Ve artık her havayolunun bir transit merkezi bulunuyor. En son Beyrut'a Lübnan'nın milli havayolu Middle East Airways (MEA) ile gidip/ döndüm. Uçuşun böyle planlanmasının sebebi THY gibi gece yarılarında ya da sabahın erken saatlerinde yola düşmemekti. Baktım aynı şikayet Türkiye'den giden yolcularda da var. "Neden THY sabahın erken saatinde Beyrut'tan İstanbul'a uçuyor. Sabah saat 9'da uçsa daha iyi olur. Biz de onunla uçarız." Genel yaklaşım böyle... 50 yıl öncesinde insanların seyahat oranları ve ulaşım vasıtaları arasındaki tercihleriyle şimdiki rakamların çok farklılık arz ettiğini söylemeye gerek yok. İnsan hareketinde havayolunun yeri tartışılmaz. Giderek artan talep, modernleşen hava araçları, havacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerinde daha profesyonelleşmesi yeni açılımları da beraberinde getiriyor. Geçen on yıla damgasını vuran havayolu ittifakları (alliance), bugün son sürat devam ediyor. Hatta tüm şirketleri kapsayacak düzeye geldi. Öyle ki, 5 milyon nüfuslu bir ülkenin havayolu dahi bir ittifaktan teklif alıp onun çatısı altına girebiliyor ya da girmek zorunda kalıyor. Bir süre sonra ülkelerini milli taşıyıcıları değil ittifak grupları gündemde olacak. Özetle THY'nin komşu ülkeleri Türkiye bağlama stratejisi güzel. Ancak, hizmette sınır olmaz. Sefer sayılarının artırılması, yolcu şikayetine fırsat vermeyecek saatlere uçuş konması, transit merkeze getirilen yolculara bir ya da 2 gece konaklamayla İstanbul'un gösterilmesi gibi projelerin de düşünülmesi gerekir.
|