|
|
|
|
|
|
Sizi yıldızlardan gönderdiler
Ayırmamak için üç kardeşi de evlat edinen Neşe Hanım, "Onları karnımda değil, kalbimde büyüttüm" diyor
İki yıl önce aynı anda biri 4, biri 2 buçuk yaşında iki kız çocuğunun ve 5 aylık bir erkek bebeğin annesi oldu; Neşe Hanım... Eşiyle birlikte, kardeşlerin birbirinden ayrı düşmemesi için üçünü de evlat edindiler. Ücretli çalışan çift, maddi-manevi zorluklar yaşadı ama hiçbir şey yürekli anne babayı yıldırmadı. Neşe Hanım bugün, kalbinde büyüttüğü çocukları ve eşi Bedri Bey'le 3. Anneler Günü'nü kutluyor.
Dualarımız kabul oldu "Çocuklarıma 'Sizi yıldızlardan gönderdiler' diye bir senaryo yazdım. Dedim ki "Babayla Allah'a bize çocuk vermesi için çok dua ettik. Allah bizi duydu. Bir gün yıldızlardan en güzel üçünü seçtik, onlar sizsiniz."
*** Çocuklarını kalbinde büyütüyor
Neşe Hanım aynı anda biri 4, biri 2 buçuk yaşında iki kız çocuğunun ve 5 aylık bir erkek bebeğin annesi oldu. Eşiyle birlikte, kardeşleri ayırmamak için üçünü de evlat edindiklerini söyleyen Neşe Hanım, bu yıl 3. Anneler Günü'nü kutluyor
Çocukluğunda en sevdiği oyuncakları bebekler, en sevdiği oyun evcilikti... En sevdiği dizi "Küçük Ev", hayali ise büyük bir aileydi. Şartlar istediği gibi gelişmedi, sağlık sorunları bebek yapmasını engelledi. Eşi "evlat edinelim" dedi. Başvurularını yaptıktan kısa bir süre sonra müjdeli haber geldi. İki kardeş isteyen çifte Sosyal Hizmetler Kurumu üç kardeşi önerdi. 13 Mart 2002 tarihinde 2 kişi yola çıktılar, akşam eve döndüklerinde 5 kişiydiler ve yeni bir hayata 'Merhaba' dediler. Ücretli çalışan çift, maddi-manevi zorluklar yaşadı elbette. Ama hiçbir şey, yürekli anne babayı yıldırmadı. Neşe, iki seneyi devirdi çocuklarıyla.
Ayşegül 6, Nazlı 4.5, Ömer ise 2.5 yaşında şimdi. Onun büyük ailesinde eşi ve çocuklarının yanı sıra, yardımcıları Nazlı ve çocuklarının koruyucu meleği Duffy var. Hayalini kurduğu gibi her akşam, odalardan "iyi geceler" sesleri yankılanıyor evin içinde. Tabii bu arada, sigarayı içmeyi bırakan, "asıl görevim servis şoförlüğü" deyip ortama neşe katan, eşine aşık, çocuklarına hayran "baba" Bedri Bey'i de unutmamak gerek.
* Evlat edinmeye nasıl karar verdiniz? Uzun süredir çocuk sahibi olmak istiyorduk. Sağlık problemlerim oldu, iki ameliyat geçirdim ve çocuk sahibi olabilmem zorlaştı. Tüp bebek tedavisinde de yüzde yüz çocuk sahibi olma garantisi yok. Eşim evlat edinmemizi önerdi.
DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ OLDU * İlk anda nasıl karşıladınız bu teklifi? Başkasının çocuğunu sevebilir miyim, o sabrı gösterebilir miyim diye düşündüm. İşi bırakıp, arkadaşımın çocuğuna bir okul süresi boyunca baktım. Gördüm ki çok seviyorum ve oldukça da sabırlıyım. Eşimle tekrar konuştuk ve karar verdik.
* Üç çocuk evlat edinmek sıkça rastlanan bir durum değil. Neden üç çocuğu evlat edindiniz? Biz iki kardeş çocuk olsun istiyorduk. Öncelikle sağlık sorunları bizim için önem taşıyordu. Çünkü bir tane evlat edindiğinizde çocuğun ilerleyen hayatında herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşıp karşılaşmayacağını bilemiyorsunuz. Çocuklarla aramızda kan uyuşmazlığı olabilirdi. İki kardeş olursa ileride çıkabilecek sağlık problemlerini az da olsa endişe etmemize gerek kalmaz. Bir de ilerleyen hayatlarında birbirlerine destek olurlar diye düşündük. İki istedik, Allah bize üç tane verdi.
* Bu teklif sizi korkuttu mu? Doğum günümde aradı sosyal hizmetler uzmanım. 'Doğum günün kutlu olsun' dedi ve haberi verdi. Çok heyecanlandım. İlk olarak evimizin üç çocuğa yetip yetmeyeceğini düşündüm. Sosyal hizmetler uzmanım "Hiç önemli değil. Yeter ki sevgi olsun" dedi. Zaten eşimde de, bende de fazlasıyla o sevgi vardı. Bir de öyle büyük bir tesadüf yaşadık ki, o da hayatımızı değiştirdi diyebilirim. Doktorum eski kayıtlarımı incelediğinde şaşırtıcı bir sonuç çıkardı önüme. Bir düşük, iki de dış gebelik yaşamıştım. Ve bu üç olayın tarihleri çocuklarımın yaşlarıyla aynı. Yani ilk kaybım Ayşegül'le yaşıt, ikincisi Nazlı, üçüncüsü de Ömer'le. Bu kader değil de nedir?
* Çocuklarınız size kolayca alışabildiler mi? Nazlı ve Ömer alıştı çünkü Ömer beş buçuk aylık, Nazlı iki buçuk yaşındaydı ve onlar ne olup bittiğinin farkında değillerdi. Ayşegül 4 yaşındaydı ve bilinçliydi, gelmek istemedi. Yuvayı ve arkadaşlarını seviyordu. Ama zamanla bizim sevgimizi gördü ve ayrılmaz bir parçamız oldu. Bazen geceleri üçü de yanımıza geliyor, bir bakmışız yatakta 5 kişiyiz.
* Maddi açıdan kaygılarınız oldu mu? Olmadı. Evlat edinmenin parayla pulla alakası yok, gönül işi bu. Hırs, ihtiras kesinlikle bu işle doğru orantılı gitmiyor. Hırslı olmayacaksın. Her şeyi mutluluğun yoluna bırakacaksın. Mutlu olmak istiyorsan her şekilde olursun. Bu işteki denge mutlu olmayı bilmek. Sadece ilerisini düşündüğümüzde çocuklarımızı özel okulda okutamayacağımızı biliyoruz. Ama çok iyi bir temelle devlet okullarında çok daha iyi yerlere gelme imkanları var. Zaten şu an Ayşegül ana sınıfına gidiyor, öğleden sonra da çok özel bir kreşe devam ediyor. Nazlı ile Ömer de tam gün aynı kreşe devam ediyorlar. Kızlarım baleye gidiyor, okullarında yüzme dersi alıyorlar. Dolu dolu bir hayatları var.
BİZE DELİ GÖZÜYLE BAKTILAR * Birikiminiz var mı? Kenarda 5 kuruş paramız yok. İkimiz de ücretli olarak çalışıyoruz. Yeri geliyor eldeki para yetmiyor, özel ders veriyorum. Bu ay yeni eve taşındığımız için yardımcımız Nazlı'dan 200 dolar borç aldım. Bunun adı dayanışma... Herkesin evinde olmuyor mu? Bir gün pirzola yersin, ertesi gün çay demlersin kahvaltı edersin. Kirada oturuyoruz, çocuğumuz olmasaydı belki kendi arabamız olurdu ama bu bizim için önemli değil. Zor günler de geçirdik. Çocuklar geldikten 3 ay sonra ikimizde bir yıl gibi bir süre işsiz kaldık. Ama boş durmadık, kendimize iş yarattık. Hayatımızı devam ettirdik. Çok şükür hiçbir zaman hiçbir şeyin eksikliğini çocuklarımıza hissettirmedik.
* Evlat edinmenizi çevreniz nasıl karşıladı? Deli gözüyle baktılar bize. Çünkü çocuklarımız olmadan önce sürekli seyahate çıkan, akşam yemeklere giden, aklına eseni yapan bir çifttik. Böyle bir karar verince insanlar şaşırdı: "Nasıl bakacak, nasıl yedirecek, nasıl giydireceksin? Biteceksin, mahvoldun sen..." dediler. Herkes kendi açısından bencil düşündü. Ama şimdi çocuklara bayılıyorlar.
* Evlat edinildiklerini kimseden gizlemediniz, onlardan bile... Peki, o özel soruyla karşılaşıyor musunuz? "Anne ben nasıl dünyaya geldim?" Hiçbir şeyi gizlemekten yana değiliz. Ayşegül yaşı itibariyle olayların farkındaydı. Nazlı'ya da büyüdükçe anlattık. Ömer sadece hiçbir şeyin farkında değil. Tabii kızlarım yine de soruyorlardı: "Anne biz nasıl dünyaya geldik?" diye. Sosyal hizmetler danışmanımın adı Yıldız'dı ve "Sizi yıldızlardan gönderdiler" dedim ve bir senaryo yazdım. Dedim ki "Babayla çok dua ettik Allah'a bize çocuk versin diye. Allah baba bizi duydu. Teras dairemizde otururken yıldızlardan en güzel üçünü seçtik, Allah baba onları evimize gönderdi. Onlar da Ayşegül, Nazlı ve Ömer'di. Allah babayı beklerken ben de sizi kalbimde büyüttüm" dedim. Şimdi Ayşegül bir hamile bayan görse yanına gidip: "Karnında bebek mi var? Beni annem karnında büyütmedi, kalbinde büyüttü, biliyor musun? Çünkü biz yıldızlardan geldik" diyor.
* Sponsorlarınız oldu mu? İstanbul'dan bir çorap firması bize bir senelik çorap gönderdi. İzmir'den tekstil firmaları çocuklara kıyafet yağdırdı. Şampuan, sabun firmaları bir senelik ihtiyaçlarımızı gönderdi. Eşimiz, dostumuz çocuklarının küçülen kıyafetlerini verdiler. Herkese tekrar çok teşekkür ederim.
Simin Hacıosmanoğlu
|
|
|
|
|
|
|
|
|