|
|
|
|
|
|
Onun tek silahı fotoğraf makinesi
Savaş muhabiri Bikem Ekberzade mültecileri anlatan bir belgesel hazırlıyor
Türkiye'nin ilk kadın savaş foto muhabiri Bikem Ekberzade, yıllardır çatışmaların, savaşların içinden haber geçiyor; çektiği fotoğraflarla yaşanan dramları yansıtıyor. Ekberzade, şimdi de İstanbul'daki Afrikalı mültecilerin izinde...
*** Onun silahı yalnızca fotoğraf makinesi
Türkiye'nin ilk kadın savaş foto muhabiri Bikem Ekberzade, 1995'ten bu yana haber peşinde. Şu anda İstanbul'da Afrikalı mültecilerin haber belgeselini hazırlıyor
Henüz 33 yaşındaki bir kadın... Mesleği savaşın tam ortasından haber geçmek... Uluslararası pek çok başarıya imza atan foto muhabiri Bikem Ekberzade, 1995'ten bu yana haber kovalıyor. Daha uzun yıllar da kovalamak istiyor. Savaşlar bir türlü bitip tükenmediği için mesleğini sürdürme şansı hep olacak! Şu anda İstanbul'daki Afrikalı mültecilerin haber belgeselini ve kitabını hazırlıyor. Birçok meslektaşı gibi free-lance (serbest) çalışıyor. Kosova'da gerçek bir yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan Türkiye'nin ilk kadın savaş foto-muhabiri, Ekberzade... Kosova'da sınır boyunca düşen bombalardan hiç mi hiç etkilenmemiş, hatta bir oyun oynandığı hissine kapılmış. Keskin nişancıların attığı ve hemen ayaklarının dibine düşen mermiler bile onu yeterince korkutmamış. Ta ki, bir gece evvel birlikte yemek yediği İtalyan meslektaşının Sırp nişancılar tarafından boğazından vurularak öldürülmesine kadar. Mesleğe 1995'te Boston'da yayınlanan Phoneix adlı yerel bir gazetede başlayan Ekberzade, hiç ummadığı bir sırada mahalli bir TV kanalından aldığı teklif üzerine kullanmasını bilmediği bir kamera ve yine kullanmasını bilmediği bir 4x4 arazi aracıyla varoş mahallelerde haber kovalarken bulmuş kendini... Şans ona, 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda gülmüş. Olimpiyatların tam ortasına düşen bombalı saldırı, Ekberzade için beklediği fırsata dönüşmüş. Bikem, oradaki habercilik başarılarının hemen ardından AP ve Newsweek Dergisi'ne transfer olmuş.
HAYATI DEĞİŞTİ Caz festivalini için gittiği New Orleans'ta AP bölge bürosu ile çalışmaya başlayan genç foto muhabiri, Angola Hapishanesi'ne (Bölgedeki erkekler hapishanesi) idam edilmek üzere getirilen bir mahkumun fotoğrafını çekmek üzere gittiğinde de sıcak haberle tanışmış. Cezaevi aracından çıkartılan mahkumun birkaç kare fotoğrafını çeken Ekberzade'nin bu fotoğrafları, mahkumun cezasının müebbete çevrilmesiyle daha da değerli hale gelmiş. Çünkü mahkumun ailesi, bir daha oğullarının fotoğrafının çekilmesine izin vermemiş. Daha sonra Ekberzade sıcak çatışma bölgesine, Sırbistan'a gitmiş; yardım konvoylarının peşine düşerek... 1998'te kendisini çatışmaların yaşandığı bölgede görev yapan uluslararası gazeteciler arasında bulmuş. Sıcak bölgedeki günleri "Mülteciler sınırı geçmek için gidip gelirken biz de onlarla röportaj yapıyorduk. Sınırı geçerken Sırp keskin nişancıları topuklarımıza uyarı ateşi açıyordu. Bunları önemsemiyorduk, bizi vurmazlar kanısıyla. Ta ki İtalyan gazeteci arkadaşım öldürülene kadar... Ondan sonra bizi de öldürebileceklerini anladık ve keskin nişancılar korkusu artık beni de sardı" şeklinde anlatıyor. Bölgedeki en sıcak çatışma günlerini, bombalamalar arasında mültecilerle birlikte geçiren Ekberzade, 1999 yılında binlerce kişiyi öldüren Marmara Depremi için gelmiş Türkiye'ye. Bu kez büyük bir drama ortak olmak, yıkımı görüntülemek için... İran'da öğrenci Hareketleri, Kuzey İrlanda ve Latin Amerika'da uyuşturucu trafiği haberlerini yaparken, Amerika'nın can damarı ikiz kulelerin terörist saldırılarla yerle bir olması Ekberzade'nin hayatında yeni bir sayfa açmış. Objektifini bu kez Pakistan ve Afganistan'a çevirmiş. Mayıs 2002'de EPN yayını EPN World Reporter tarafından "Ayın fotoğrafçısı" seçilmiş. Sıcak bölgelere gitmesinin ailesi ve arkadaşları için her zaman bir şok olduğunu belirten Ekberzade, "Ben haberi söylediğimde küçük bir şok yaşıyorlar ama ben zaten çoktan gitmiş oluyorum. Onların şoku bir hafta kadar sürüyor ve çoğu zaman 10 gün sonra dönmüş oluyorum" diyor.
MÜLTECİLER GÜNÜ'NDE SERGİ Bikem Ekberzade, altı senedir birçok gazetecinin ulaşamadığı noktalara giderek mültecileri fotoğraflıyor. Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Azerbaycan, Pakistan ve Afganistan'da göçü, savaştan kaçışı ve yaşanan insanlık dramını karelere aktaran Ekberzade'nin çalışmaları, dünyanın birçok yerinde sergilendi ve Oxford müzesinin kalıcı koleksiyonları arasına girdi. Bir yıl boyunca gözlemlediği İstanbullu iki mülteciyi fotoğraflayan Ekberzade, bu çalışmasını kitaplaştıracak. 20 Temmuz hayatının önemli bir dönüm noktası olacak. O gün, Dünya Mülteciler Günü nedeniyle İstanbul ve Ankara'da fotoğraf sergileri açacak olan Ekberzade, mültecilerin gölgede kalan görüntülerini gün yüzüne çıkartacak. Türkiye'ye sığınan mültecilerin büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığını belirten genç foto muhabiri, 20 Temmuz için hazırlandığı projesi için birçok hayat hikayesine tanık olduğunu belirtiyor: "Mülteciler arasında başka ülkelere götürülmek vaadiyle kandırılıp İstanbul'da bırakılanlar var. Başka ülkelere yasak giriş yapmak isteyip tutuklananlar oldu. Çalışma izinleri olmadığı için minimal finanslarla yaşamaya çalışıyorlar. Yaşadıkları zor koşullar onları kadın kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı gibi yasadışı faaliyetlerle buluşturuyor." Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)'nden projenin birçok noktasında destek aldığını da ekliyor, Ekberzade... "Gerekli izinleri almamda yardımcı oldular. Uluslararası yardım kuruluşları sayesinde gazetecilerin ulaşamadıkları noktalara girmeyi başardım."
Ali Özlüer - Özlem Eroğlu MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|