Yanlış zaman sınavları!...
Nihayet geldi... Uzun süredir mevsim normallerinin altında seyreden havalar nihayet ısındı.. Tomurcuklar göğsünü gere gere patlıyor artık... Dönüşü yok, mümkün değil... Çiçekler saracak her yanı... Sere serpe ve başıboş zamanlarda... Lakin yalnızca açılıp saçılan çiçekler mi habercisidir baharın? Siz rengarenk çiçeklerden mi anlarsınız toprağın ısındığını karlı dağların eteklerinde? Ben liseli çocuklara bakarım oysa sokaklardan geçen: Oğlanlar illa ki ceketlerini omuzlarına atarlar... Kravatlar bazen başlarına bağlanır lacivert bandanalar gibi... Çoğu zaman da ceketlerin ceplerine atılır buruşturularak.. Gömleklerse mutlaka zorla içine sokuldukları pantolonlarından çıkarılıp özgür bırakılırlar... Kızlar da gömleklerini sıkıştırdıkları etek kemerlerinden dışarı salarlar... Saçlarsa bütün tokalarından ve bağlarından ser- best kılınıp savrulmaya bırakılırlar rüzgarla... Ve güneşin yakıcı sıcağına terk edilir alınlar... Şehirlerin sokaklarından bahar geçmektedir delikanlı çağların rüzgarlarında... Ya da... Siz öyle sanırsınız!.. Oysa her bahar okullarda sınav aylarıdır aynı zamanda... Hayat her zaman olduğu gibi yanlış zamanlarda dayatmaktadır sınavlarını... Gençken gençliğini yaşatmazken insana... Hayatın anlamını kavradığında gençliğini esirger "müsait" zamanlarda... Öte yanda, koca-koca adamlar, idam fermanını yazar parmak kadar kız çocuklarının, töre zindanlarında... Bahar en çok da onların hakkıyken üç günlük dünyalarında... Ya da 15 yaşında, "ilkbaharında" bir kızın intihar ettiğini yazar üçüncü sayfalar; "babasının okula etekle gönderme" yasaklarının bunaltılarında... Ve... İlle de baharın göbeğinde dayatılan sınavlar! Yanlış zaman sınavları... Geçsen bir türlü, geçmesen bir türlü... Geçsen kaç "yanlış zaman sınavı" daha kapıda form uzatır doldurmaya... Le-Se'ler (Lise sınavları) biter; Ö-Se-Se'ler başlar; Ö-Se-Se'ler biter Ka-Se-Se'ler başlar... Uzar gider "umut"suzluk kuyrukları "ufak" bir devlet dairesine kapağı atabilmek için ilkbahar güne- şinin altında... Velhasıl... Hep yanlış zamanlarda uzatılır; "sonucu belirsiz" sınav kağıtları hayata...
Bugün 1 Mayıs... Bahar bayramı mı; işçi bayramı mı; karar veremedik daha! "İşçilerin bahar bayramı" olabilirdi oysa; vakitlice ve vaktinde geçilseydi "kış zamanı"ndaki demokrasi sınavlarından.. Al sana bahar güneşi altında vakitsiz bir sınav daha... Bugün 1 Mayıs... Damarlarında baharın rehaveti akarken, çimlerde koşmaya zorlanacak futbolda şampiyon adaylarının "başıhoş" çocukları... Ve bugün 1 Mayıs... On ülkede daha "Avrupa Bayramı" kutlanıyor olacak... Havai fişekler aydınlatacak lacivert gökyüzünü, sınırlarımızın yanıbaşında... Bizse "bütünleme" sınavlarında ter dökmeye devam edeceğiz bahar güneşi altında... Şikayet etmeye hakkımız yok zerrece... Sınav zamanlarını biz seçtik, ne yapalım... Bizim eserimizdir yanlış zaman sınavları... Gençliğimizin hakkını veremedeğimizden; keyfini de süremiyoruz bir türlü, hayatımızın sahici baharlarının da! Bakanlar, başbakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, patronlar ve onların CEO'ları; televizyonların sunucuları; şampiyonluğu kazanan ve kaybeden kulüplerin başkanları, ağdalı sevdaların kahramanları... Bakmasın bence kimse yaşına... Bahar geçip gidiyor işte... Çare yok... Boynunuzdan sökün; bağlayın siz de, liseli çocuklar gibi kravatlarınızı başına... Hiç değilse bu bahar, kaytaralım hep birlikte yanlış zaman sınavlarından!
|