Sömürgede ırzın dünü-bugünü
Doksan yıl önce İngiliz donanması Çanakkale'yi yarıp geçmek üzere Akdeniz'de yol alırken askerler arasındaki Charles Boyer adında genç bir şair 'Türk lokumları' dediği kızlarımızı 'yemek' için İstanbul'a gittiğine dair mısralar döktürüyordu. Ayrıca Ayasofya'yı kurtarmak için de sabırsızlanmaktaydı. Ne hikmetse, uygar dünyanın bu kahraman delikanlısını coşturan dini ve milli duyguların içinde ırza tecavüz ile kilise ihya etmek aynı türden ülkülerdi.. Tabii ki, güvertede güneş çarpmasından ölen bu şair bozuntusu ile isim benzerliği yüzünden ünlü ve değerli diğer Charles Boyer namı taşıyan zevatı aynı kefeye koymayız. Tıpkı Irak'taki iğrenç eylemlerin faili olan vahşi İngilizler'le, bu savaşa ta baştan beri yiğitçe karşı duran milyonlarca barışçı İngiliz'i birbirine karıştırmadığımız gibi. Lakin ibret için bir an düşünmeliyiz: Bugünün ileri (!) eğitimiyle yetişmiş İngiliz askeri Irak'ta bunları yapıyorsa, dünün şoven duygularıyla yola çıkıp Çanakkale'yi savaşla geçerek vuruşa vuruşa İstanbul'a girecek olan İngiliz neferi neler yapacaktı, Allah bilir. Mütareke sonrası dirençsizce İstanbul'a geldikleri halde, uygarlık (!) hanelerine sayısız sabıka kaydederek döndüklerini biliyoruz. Ama biz dünü unuttuğumuz gibi, bugünü de unutacağız. Batı uygarlığının ilkel işgalci tecavüzcülüğünü tasfiyeye yönelik herhangi bir gelişme sağlayamayışını da önemsemeyeceğiz. Belki birkaç ay içinde bu vahşeti gündemimizden düşürüp İngiliz ve Amerikan askerlerinin Irak'taki iyi işlerini haber yapacağız, yorumlayacağız.. Doğrusu bu vicdansız işgalcilerin orada yer yer birtakım insani eylemlerde bulundukları da muhakkaktır. Tecavüzcü askerlerin yanında zavallı Irak halkından birilerine merhamet eden, yardımda bulunan insan evladı da olmuştur.. Ama biz bu iyiler bir ise onları bin göreceğiz. Kötüler, şimdilik medyaya yansıyanın bin katı bile olsa çok azı gündeme gelebilecektir. Daha da önemlisi, bu vahşi saldırılarda müteselsil sorumluluğu ve bilgisi bulunan çok üst düzey görevlilere dokunmak mümkün olmayacaktır. Özellikle ABD'de, 'Ulusal Güvenlik Yasası' denen zırh yüzünden üst düzeydekilerin kepazelikleri zaten sorgulanamaz.. Sözgelimi 'düzenli sübyancılık suçu işlemiş eski bir başkan'ın -bu rastgele bir örnek değil- adının mahkemede anılması bile düşünülemez veya mesela tatbikat sırasında Muavenet muhribimizi kasten bombalayıp beş subayımızı şehit eden Saratoga'nın komuta kademesi yine aynı zırh sayesinde yargıç önüne çıkarılamazlar. Biz ise her saldırı, hakaret ve aşağılamadan biraz sonra, mesela en sıcağıyla Mehmetçik'in şahsında Türkiye'nin başına çuval geçirildikten birkaç hafta geçince müthiş özgür medyamızla ABD'nin yüceliği, iyi niyeti ve bizi ne kadar sevdiği üstüne haber ve yorumlar döktürürüz.. Tıpkı İstanbul işgal altındayken döktürülenler gibi.. İbret verici bir karşılaştırma için 21 Ağustos 1919 tarihli (İstanbul) Alemdar gazetesine bakalım: -Pek Mühim Bir Resmi Küşad (Açılış) İngiliz Muhibleri (Sevenleri) Cemiyeti'nin Cağaloğlu Şubesi Dün Merasim-i Mahsusa (özel tören) ile Küşad edilmiştir. (Açılmıştır) Osmanlı Matbuat Cemiyeti Reisi Mehmet Ali Beyefendi ber-vehci ati (aşa- ğıda geleceği üzere) pek mühim bir nutuk irad eylemişler ve İngiliz ruh-u siyasetinin muvaffakiyetini gösterennokta-i nazarları (bakış açıları) hararet ve samimiyetle alkışlanmıştır. Mehmet Ali Beyefendi'nin nutukları ber-vech-i atidir: Hüzzar-ı kiram! (Hazır bulunan şerefli zevat) İngiltere'nin muktedir başvekili Mister Askevit cenapları irad ettikleri bir nutkunda tarih-i cihanda İngiltere'nin bir sene zarfında yaptığı nakliyatı hiçbir devletin ifaya muktedir olmadığını söylemiştir. Biz yirmi beş milyon nüfusa malik olduğumuz halde bu muazzam devlete karşı koymak istedik. Neticenin ne kadar azim bir hüsran ve zararla nihayet bulduğu cümlemizin malumudur. İngiltere'nin esbab-ı azamet ve teveffukunu (büyüklük ve üstünlüğünü) teşkil eden sebeplerden en mühimmi adalet ve doğruluktur. Hatta İngiltere'nin bütün kulüplerinde İngiliz seciyesinin en mühim bir timsali olan 'Fair Play' yani herkese karşı müstakimane (doğrulukla) hareket nazariyesi bütün İngiliz milletinin düsturu olmuştu. İşte efendiler biz de bugün şu tesis edilen kulüple bu düsturu memleketimizde tatbik edip onun için hazırlanmalıyız Bir asırda ne mesafe almışız değil mi?
|