| |
Çözümü zor konu
Hükümet ile YÖK arasında uzlaşma arayışları sonuçsuz kalınca, ÖSS'de meslek liseleri mezunlarına uygulanan katsayı tartışmaları yeniden alevlendi. Tabii meslek liseleri denince akla endüstri, sağlık, turizm veya sağlıkla ilgili olanlar değil, imam-hatip liseleri geliyor. Ve tüm kavramlar birbirine karışıyor. Bizce herkesin, her kesimin benimseyebileceği bir çözüm üretilebilmesi için öncelikle bazı somut sorulara net yanıtlar aranması gerekiyor. İlk soru şu: İmam-hatip liseleri meslek okulu mu, değil mi? Bir kesime göre, imam-hatip liseleri, çocuğunun hem normal eğitim, hem de dini eğitim almasını isteyen ailelerin taleplerini karşılamayı amaçlıyor. Bu görüştekiler, genel liselerde din eğitiminin birkaç dua ve biraz din tarihi öğretmekle sınırlı olduğunu söylüyor ve imam-hatip tercihinin nedenini şöyle ifade ediyorlar: "Pek çok aile çocuğunu imam olması için değil, devlet eliyle derinlemesine din eğitimi alması için bu okullara gönderiyor." Diğer kesime göre ise, imam-hatip liseleri, bal gibi meslek okulu. YÖK de 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'na dayanarak bu görüşü paylaşıyor. Gerçekten de yasanın 32'nci maddesinde imam-hatipler "meslek liseleri" diye tanımlanıyor. İkinci soru: İmam-hatip liseleri bir sorunsa, nasıl çözülebilir? Bu soruda saflar daha da çoğalıyor. Örneğin "İmam-hatipler tümüyle kapatılsın" diyenler var. TÜSİAD eski Başkanı Tuncay Özilhan'ın yaptığı bu öneri şimdilik pek taraftar bulmadı. Bir başka görüş, imam-hatip liselerinin din adamı yetiştirmek amacıyla yeniden planlanması. Örneğin imam-hatip lisesi mezunu olan, daha sonra tıp öğrenimi görerek operatör doktor olan AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez bu öneriyi paylaşıyor. Bir başka ve çok daha radikal formül ise imam-hatip liselerinin eğitim sisteminin dışına çıkarılması. Yani dini eğitimin tümüyle cemaatler tarafından sağlanması. Katsayı tartışması İmam-hatipler kapatılırsa ya da sadece din adamı ihtiyacı karşılayacak kadarı bırakılıp diğerleri düz liseye dönüştürülürse, "Çocuklarına din eğitimi aldırmak isteyen ailelerin talepleri nasıl karşılanacak" sorusuna da cevap bulmak gerekecek. Herhalde en gerçekçi çözüm, okullara seçmeli din eğitimi dersi konması olacak. Nitekim Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da "Temel eğitimde seçmeli de olsa din eğitim ve öğretimi yeterli düzeye çıkarılmalı. Bana göre bu, büyük bir rahatlık getirecek" diyerek, devlet denetiminde dini eğitimin önemini vurguluyor. Geldik kavganın nedeni "Meslek lisesi mezunlarına farklı katsayı uygulaması"na. Soru: Bu uygulama haksızlığa yol açıyor mu? Hükümete göre, kesinlikle evet. "Derdimiz imam-hatipliler değil" diyor hükümet, "Meslek liselerinde okuyanların sadece yüzde 7'si imam-hatipli. Oysa bu uygulamadan tüm meslek liselerinin mezunları zarar görüyor. Ayrıca yine farklı katsayı uygulaması nedeniyle meslek liselerine ilgi azalıyor." YÖK ise yine "Meslek okulları değil genel liseler haksızlığa uğruyor" diyor ve aynı verileri kullanarak tam tersini söylüyor: "Meslek liselerine değil, imam-hatiplere ilgi azalıyor. Bugün meslek liselerinde imam-hatiplilerin payı yüzde 7 ama 1998'de bu oran yüzde 21'di. Katsayıların yeniden değiştirileceği söylemleri yayılınca, imam-hatiplere gelen öğrenci sayısı tekrar artmaya başladı. Bu yıl yüzde 35 artışla 64.534'ten 97.489'a çıktı. Bu durumda katsayılarla oynanması, 'İmam hatip liselilerin önlerini açmak, onlara öncelik vermek amacıyla de- ğiştiriliyor' düşüncesini pekiştirecek..." Görüldüğü gibi, tarafların uzlaşması kolay değil. İmam-hatip liselerinin statüsü belirlenmeden ne bu tartışma biter, ne de meslek liselerinin önü açılabilir...
|