kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"İndirimler inandırıcı değil"

AA
Giriş Saati : 29.01.2009 10:59
Güncelleme : 29.01.2009 17:20
Yeni Haber
Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran, bazı mağazalarda ''etiketin yarısı'', ''yüzde 70-80 indirim'' gibi ilanların çoğu zaman gerçeği yansıtmadığını, bu tür indirimlere karşı tüketicilerin uyanık olması gerektiğini söyledi.

Başaran yaptığı açıklamada, özellikle kriz bahane edilerek bazı mağazalarda tüketimi teşvik edici kampanyalar düzenlendiğini bildirdi.
Söz konusu kampanyalarda ''inanılması güç'' indirim oranlarının yer aldığını anlatan Başaran, ''Türkiye'de mevzuatlarda halen çok boşluk var. Bu boşluktan yararlanan mağazalar, olmayan indirimi varmış gibi göstererek, tüketiciyi yanıltıyor. Çoğu mağaza fiyatı önce 2 kat artırıp, sonra da yüzde 50 indirim yapmış gibi normal fiyatı üzerinden satış yapıyor'' dedi.

Derneklerine son zamanlarda çok sayıda başvuru yapıldığını kaydeden Başaran, şöyle konuştu:

''Eğer bir indirim yapılmışsa bunun stok ürünü olduğu veya defolu ürün olduğu belirtilmeli. Kampanyalı dönemlerde daha düşük kaliteli ürünler piyasaya sunuluyor. İndirimli satışlarda değişim ve iade yapılması gerek, ancak bu konuda hiç bir adım atılmıyor. Çoğu indirimli satışta ise defolu ürünler belirtilmeden satılıyor. Bu tür ürünler ister indirimli, ister başka dönemlerde olsun farklı bölümlerde satılmalı, etiketinde defolu olduğu yazılmalı. Bunlar yazılmadığı gibi tüketici defosunu sonradan fark ettiği ürününe de değişim yapılmıyor. Eğer bir uyarı yoksa değişim yapılmaması kabul edilemez. İndirimli ürün defolu diye değil, indirimli ürün diye alınıyor.''

''TASFİYE HİÇ BİTMİYOR''

Tüketicilerin aldatılmasına yönelik bazı mağazaların ise ''tasfiye nedeniyle zararına satış'' gibi yöntem kullandığını anlatan Başaran, ''Mevzuat gereği iki ayda bitmesi gereken bu tasfiye yıllarca sürüyor'' dedi.
Yaşanan olaylar karşısında tüketicilerde ciddi şekilde şüpheler oluşmaya başladığını belirten Başaran, ancak gerekli tepkilerin ise yeterince gösterilmediğini söyledi.

Tüketicilerin ihtiyaçları dışında ürün satın almamayı öğrenmesi gerektiğini bildiren Başaran, ''Tüketici kendilerine sunulan her şeyi sorgusuz sualsiz almamalı. Ekonomik kriz bunun için iyi bir fırsat. Avrupa'da tüketicilerin terk ettiği alış veriş çılgınlığına ülkemizde de bir an önce son verilmeli'' diye konuştu.

''60 BİN TL'DEN BAŞLAYAN CEZALAR''

Alış veriş öncesi dikkatli ve titiz bir piyasa araştırması yapılmasını öneren Başaran, aldatıcı durumlar karşısında ise mutlaka kanuni yollara başvurulmasını istedi.

Tüketicilerin aldatıcı reklam ve ilanlarda, Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü bünyesindeki Reklam Kuruluna başvuruda bulunabileceğini bildiren Başaran, bu tür girişimlerde bulunan işyeri sahiplerinin ise 60 bin TL'den başlayan cezalarla karşı karşıya kalacağını belirtti.

Başaran, tüketicilerin Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine de başvuruda bulunabileceğini kaydetti.