kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Murat Yıldırım ve Beren Saat, Güz Sancısı'nın en çok sancı çeken iki ismi.

Utanç verici yağma günlerinin öyküsü

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
23.01.2009
Bunca tartışmanın ortasında, temel bir gerçek olduğuna inandığım şu düşünceyi yeniden dile getirmek istiyorum: Türk milleti azınlıklarına karşı çok haksızlık etmiştir. 1915 olayları bir yana (o çok karmaşık bir süreç) ama Cumhuriyet döneminde zaman zaman onlara karşı çok yanlış davrandık. Üç büyük olay hatırlanırsa, II. Dünya Savaşı sırasında sadece azınlıklara yönelik ağır ve haksız Varlık Vergisi; Kıbrıs olayları ilk patlak verdiğinde, hükümetin en azından hoşgörüsüyle Rumların maddi varlığına karşı girişilen (ve giderek tüm azınlıklara, hatta sonuç olarak servete ve mala yöneltilen) 6-7 Eylül 1955 yağma olayları ve yine Kıbrıs olaylarının depreştiği 1963-64 yıllarında çok sayıda Rum'un gitmeye zorlanması.
Kendisi üzerine "Ben Müslüman olmama karşın, duruşum ve siyasi inançlarımla zaman zaman azınlıkta olmak duygusunu yaşıyorum," diyen ve de "Farklılıklarımız zenginliğimizdir, insanidir ve bize dairdir," diye ekleyen (SİNEMA dergisi, ocak sayısı) Tomris Giritlioğlu, hayran kaldığım Salkım Hanımın Taneleri'nde, Varlık Vergisi olayını ve o vergiyi ödeyemedikleri için sürgüne yollanan insanların dramını çok iyi işlemişti. O güzelim filmin medyadaki şahinler tarafından nasıl suçlandığını, hatta filmi yaptıran dönemin TRT'sine neler söylendiğini çok iyi hatırlıyorum.
Bu açıdan, Tomris'in yeni filmini merakla bekliyordum. Böylece, Suyun Öte Yanı'yla başlayan tematik bir üçleme tamamlanıyordu. Üstelik 6-7 Eylül olayları görüp hatırladığımız bir süreçte olmuştu ve ayrıca dramatik açıdan çok daha avantajlı gözüküyordu. Ne yazık ki beklediğimi bulamadım. Üstelik yazar Yılmaz Karakoyunlu/ senaryo yazarı Etyen Mahçupyan/ besteci Tamer Çıray gibi isimlerin yeniden bir araya gelmesine, hayli büyük bir bütçeye ve genç ama yetenekli oyuncuların çabasına karşın...
Öncelikle, film beklenen 6-7 Eylül filmi değil. Bu, sanki zaman-ötesi gibi duran bir Derin Devlet öyküsü. Son Ergenekon olaylarıyla çakışması, seyirci ilgisini artıracaktır. Ama tarihinde komünist, hatta solcu vatandaşlarını yasal ve yasadışı yöntemlerle hep izlemiş, izletmiş ve bastırmış bir devlet için, bu kadarı zaten doğal değil mi? 6-7 Eylül olayları filmin ancak son 20 dakikasında ortaya çıkıyor. O da hemen hiçbirinin tam konumu, mevkii, yetkisi ve sorumluluğu anlaşılmayan, hepsi soyut bir figür olarak bırakılmış yetkili portreleri aracılığıyla... Neredesin, Costa-Gavras tarzı dakik, gerçeklere dayalı, enforme edilmiş ve eden bir sinema üslubu? O olaylara gelinceye dek, çok uzun ve uzatılmış bir aşk öyküsü izliyoruz: Nüfuzlu bir adamın (ama kim ve ne?) oğlu olan, solcu bir arkadaşını ihbar etmek zorunda bırakılıp vicdan azabı çeken genç Behçet'le, karşı komşudaki güzel Rum kızı, anasının bürokratlara peşkeş çektiği Elena arasında... Ama bu hikaye boyunca ne yaşayan karakterler beliriyor, ne olayların öncesindeki toplumsal atmosfer ve de geleneksel Türk-Rum dostluğu...
Öte yandan, 6-7 Eylül yağması sahneleri hayli etkileyici çekilmiş olsalar da tatmin etmiyor. Öncelikle, hep dükkan yağması olarak bilinen olayın evlere girip onları da talan etmeye dönüştüğü doğru mu? Hele evlere önceden konan kırmızı işaretler... Böylesine planlı-programlı bir olay mıydı bu? Biz daha ziyade Yunanlılara gözdağı verme girişimi olarak başlayıp sonradan kontrolün elden kaçtığı görkemli bir yönetim beceriksizliği diye biliyorduk da... Bu arada senaryo küçük bir incelikle askeri temize çıkarıyor: Komşularını yağmacılara karşı savunan emekli subay kişiliğiyle...
Güz Sancısı ilgiye değer, tür olarak teşvik edilmesi gereken bir film. Ama genelde bir büyük hayal kırıklığı olduğu da söylenebilir. Rum Madam'daki oyunu için de Zeliha Berksoy'a özel bir övgü.

Güz Sancısı * *
Yönetmen: Tomris Giritlioğlu
Senaryo: Etyen Mahçupyan, Nilgün Öne.
Görüntü: Ercan Yılmaz
Müzik: Tamer Çıray
Oyuncular: Murat Yıldırım, Beren Saat, Zeliha Berksoy, Belçim Bilgin Erdoğan, Okan Yalabık, Tuncel Kurtiz, Avni Yalçın, İlker Aksum, Kenan Bal/ C Yapım.