kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
‘OYUNUN KURALLARI, OYNARKEN DEĞİŞTİRİLMEZ’ Fransa’da düzenlenen Akdeniz Ülkeleri Dışişleri Bakanları zirvesinde Roma muhabirimiz Yasemin Taşkın’ın sorularını yanıtlayan Bakan Frattini, "Kriterleri yerine getirenlerin AB üyeliği hakkı. Oyunun kurallarını, oyunu oynarken değiştiremeyiz" diye konuştu.

"Müslüman olması Türkiye'nin lehine"

05.11.2008
Dışişleri Bakanı Frattini'ye göre Türkiye, AB'ye girmeyi kesinlikle hak ediyor. Kültürel anlamda da Türkiye'den daha önemli bir fırsat olamaz. Ancak her şeyden önce reformlar hız kazanmalı..
İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, bugün düzenlenen Türk-İtalyan Forumu öncesinde SABAH gazetesini Marsilya'da ağırladı. Türkiye'yi ABD'den sonra Avrupa'nın en önemli, en güvenilir stratejik ortağı olarak tanımlayan Bakan, oldukça önemli ve olumlu mesajlar verdi. AB ile dondurulan 4 müzakere başlığının açılacağı öngörüsünde bulunan Frattini "Türkiye'nin Müslüman bir ülke olmasının AB üyeliğinde aleyhte değil, lehte bir faktör olduğunu" vurguladı, "Avrupa İslam'ını temsil edebilecek model bir ülke olduğunu" söyledi. İngiltere'nin girişimi ile kurulan "Türkiye'nin Dostları" ülkeleri dışişleri bakanları ve Bakan Ali Babacan ile bir araya gelen Bakan Frattini, sorularımızı şöyle yanıtladı: (Müzakerelerde 8 başlığın dondurulması, Türkiye'nin üyelik sürecini yavaşlattı. Sizce bu sürecin geleceği nedir?)

*
Bana göre bazı fasıllar hızlı biçimde açılabilir. Aralıkta en azından ikisi için bir davet yapılmasını bekliyorum. Dönem başkanı Çek Cumhuriyeti'nin de 2009 haziranına kadar diğer iki faslı açmasını ümit ediyorum. Türkiye artık müzakerelere hazır.

'MEZİYETLERİNİZİ ANLATIN'
(Türk kamuoyunun AB'ye üyelik aşkı hızlı bir gerileme kaydetti. Avrupa kamuoyu da bu birlikteliğe kuşku ile bakıyor)

*
Bunları kesinlikle aşmamız lazım. Türk tarafının yapması gereken, kamuoyuna reformların Brüksel istediği için değil, Türkler için önemli olduğundan yapılacağını anlatmak. Avrupa'ya ise, Türkiye'nin stratejik ortağı rolünü üstlenmekte olduğunu anlatmak. ABD'den sonra, Avrupa'nın partneri olabilecek, Türkiye'den daha yakın ve daha kuvvetli çok az ülke görebiliyorum. Türkiye'nin AB'de yer alması sadece Türklerin değil, Avrupalıların da çıkarlarına uygun.

* Türkiye bazılarının düşündüğü gibi 15 yıl önceki değil, kurumlarını daha sağlamlaştıran modern bir ülke. Türk dış politikasının meziyetlerini sadece bu alanda çalışanlar biliyor. Biz biliyoruz. İsrail ve Suriye'yi barış görüşmeleri için davet etmenin ne kadar önemli olduğunu biz biliyoruz. Başka kim biliyor.

'YANITINIZ REFORM OLMALI'
(Türkiye'nin Müslüman bir ülke olması AB üyeliği için engel olarak algılanıyor. Siz nasıl görüyorsunuz?)

*
Benim açımdan tam tersi. Bu Türkiye'nin lehine bir konu. Türkiye halkının çoğunluğu Müslüman ve devleti laik tek ülke. Ayrıca laiklik anayasayla garanti altında alınmış. Eğer dinler ve kültürler arası diyaloğu istiyorsak Türkiye'den daha önemli bir fırsat göremiyorum. Türkiye'ye halkı Müslüman olduğu için "hayır" denirse, bizim "Haçlı" olduğumuzu söyleyen köktendinci Müslümanların eline koz verilmiş olunur. Bu argümanları, AB'de "Laikliği garanti altına alınmış Müslüman ülke var" dediğimde yıkabilirim. BuTürkiye'nin lehine bir konu. Aleyhine değil.

* Avrupa'da Türkiye'nin eksik tanınması problemi var. Türkiye bu eleştirilere reformlarla yanıt vermeli. "Nasıl olsa AB'ye yıllar sonra gireceğiz" düşüncesiyle reformlar yavaşlamamalı. Türkiye AB'ye girmeli çünkü hak ediyor. NATO'da uzun yıllar işbirliği yaptığı, Akdeniz'in güvenlik stratejisine katkıda bulunduğu için.