kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Küresel ısınma enfeksiyon hastalıklarının habercisi

Giriş Saati : 01.10.2008 11:19
Güncelleme : 01.10.2008 17:52
Yeni Haber
Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Kemal Çelen, ''Dünyamız ısındığı müddetçe küresel ısınma devam ettiği sürece enfeksiyon hastalıklarının artışı kaçınılmaz. Enfeksiyon hastalıkları artık günümüzün hastalıkları olmaya aday'' dedi.

Çelen, son yıllarda dünyada tüberküloz, kuş gribi gibi enfeksiyon hastalıklarında artış yaşandığını bildirdi. İki yıl önce gündemde olan kuş gribinin çok önemli bir viral hastalık grubu olduğunu belirten Çelen, dünyada da etkili olan birçok enfeksiyon hastalığının tarih boyunca büyük salgınlara yol açtığını söyledi.

İspanyol gribi nedeniyle 1918 yılında 50 milyon insanın hayatını kaybettiğini ifade eden Çelen, ''Son 100 yıl içerisinde 2 kez yaşanan Asya gribi nedeniyle de 1'er milyon insan yaşamını yitirdi. Virüsler değişikliğe uğrama özelliği taşıyor. Hayvanlardan insanlara bulaşan virüslerin insanlardan insanlara geçiş özelliği kazanması halinde bu durum daha büyük bir risk oluşturacaktır'' dedi.

Çelen, Türkiye'de etkili olan kuş gribi virüsünün hayvanlardan insanlara geçiş özelliği taşıyan, ancak insanlardan insanlara geçiş özelliği taşımayan bir virüs olduğunu hatırlatarak, bu virüsün değişikliğe uğrayarak insandan insana geçiş özelliği taşıması halinde, salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılması anlamına gelen pandemi yaşanacağına dikkati çekti. Dünya tarihine bakıldığında dönem dönem salgın hastalıkların yaşandığını belirten Çelen şöyle dedi:

''Yeni bir virüs ile karşılaştığımızda bu virüsün ne tür bir yapıya sahip olduğunu bilmediğimizden bu virüse karşı bir aşı ve bir tedavi şekli geliştirilemiyor. Tüm insanlık böyle bir hastalıkla karşılaştığında 6-8 hafta süresince çaresiz kalıyor. Öncelikle virüsün üretilmesi, tanınması ve buna yönelik aşının üretilmesi gerekiyor. Ancak bundan sonra hastalığı kontrol altına almak mümkün hale geliyor. Aksi takdirde dünyada hızla yayılan bir salgınla karşılaşmamız muhtemel.

Dünya Sağlık Örgütü yeni bir salgına karşı uyarılarda bulunuyor. Bu salgın ne zaman ve nasıl meydana gelir bilinmiyor. Dünya Sağlık Örgütü bu konuda bazı senaryolar kurarak 20 milyon insanın bu salgından etkileneceği ve bir çoğunun ölebileceğine dair çeşitli bilgilerle internet sitesinde uyarılarda bulunuyor. Bu konu Sağlık Bakanlığı'na da iletildi.

Dünyamız ısındığı müddetçe, küresel ısınma devam ettiği sürece enfeksiyon hastalıklarının artışı kaçınılmaz. Enfeksiyon hastalıkları artık günümüzün hastalıkları olmaya aday.''

SALGINA KARŞI ÖNLEM ALMAK İMKANSIZ

Çelen, Dünya Sağlık Örgütü'nün yeni bir salgın yaşanacağına dair tüm uyarılarına karşı herhangi bir önlem alabilmenin mümkün olmadığına da dikkat çekti.

Karşılaşılacak virüsün yeni bir virüs olması nedeniyle tanınamadığı için salgına karşı önlem almanın imkansız olduğunu belirten Çelen, karşılaşılan yeni virüsün insandan insana geçiş özelliği taşıyan bir virüs olma riskinin yüksek olduğunu söyledi. Dünyanın hızla değiştiğini ve 18. yüzyıldaki gibi olmadığını ifade eden Çelen, şöyle dedi:

''Dünyamız hızla değişiyor. 18. yüzyıldaki gibi değil. 18. yüzyılda dünyada 1 milyar insan yaşıyorken bugün 6 milyar insan yaşıyor. O zamanlar kıtalar arasında yolculuk aylar sürebilirdi. Bugün ise kıtalar arasında milyonlarca insan 24 saat içerisinde yolculuk yapabiliyor. Bir bölgede salgına yol açabilecek bir virüs insanlara alt solunum yolu enfeksiyonu ile bulaştığı düşünülürse bu hızla komşu bölge ve ülkelere yayılacaktır.

Uçak yolculuğu yapanlar bunları diğer kıtalara ulaştıracaktır. Virüs henüz tanınmadığı içinde buna karşı bir önlem alma şansımız olmayacaktır. İnsanlar artık toplu yaşam şartlarını benimsedi. Artık metropollerde yaşanıyor. Bu şartlarda solunum yolu ile bulaşan hastalıkları önlemekte eskiye oranla daha güç.''

''GRİP AŞILARI YENİ VİRÜSE KARŞI ETKİLİ DEĞİL''

Çelen, her yıl sonbaharda gripten korunmak amacıyla grip aşısı yapıldığını belirterek, bu aşıların o yıl dünyada görülen virüslere karşı geliştirilen aşıların oluşturduğu karma bir aşı olduğunu söyledi. Grip aşılarının yeni oluşan virüse etkisinin olmadığını ifade eden Doç. Dr. Çelen, şunları kaydetti:

''Grip aşıları yeni virüse karşı etkili değil. Yeni virüsü tanımak için 6-8 hafta süre gerekiyor. Son yüzyılda meydana gelen 3 salgında 4-6 hafta boyunca hastalık hızla yayılmıştır. Bunun nedeni virüsün henüz tanınmamasıdır. Böyle durumlarda toplumda bir panik ortamı oluşur. Kuş gribinin yaşandığı günlerde ülkemizde üzerinden kuş geçen birçok kişi hastanelere başvurmuştu.''

(AA)