kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
14 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
2009 yılının şubat ayında Devlet Tiyatroları’ndan emekli olmayı bekleyen Taner Birsel’i iki filmde daha izleyeceğiz. Bunlardan biri Ümit Ünal’ın Gölgesizler’i bir diğeri de 24 Ekim’de gösterime girecek olan ‘Devrim Arabaları’...

Bakanlık destek vermiyor, yabancılar peşinden koşuyor!

ASLI ÖRNEK - GÜNAYDIN
12.09.2008
Tatil Kitabı'nın yönetmeni Seyfi Teoman, İstanbul Film Festivali'nde kendilerine ödül vererek ironi yaratan Kültür Bakanlığı'na seslendi: Sinema Destekleme Kurulu'nun işleyişi ve objektifliğine dair şaibe var! Herkes şikayetçi!..
Küçük bir çocuğun, yaz tatilinde başından geçen acı-tatlı olayları anlatan 'Tatil Kitabı', cuma günü gösterime girdi. Filmde izleyici, Ali (Tayfun Günay) adında küçük bir çocuğun hayatla kavgasına tanık oluyor, onunla ağlayıp onunla gülüyor. Kültür Bakanlığı Destekleme Kurulu tarafından yapım aşaması, yapım sırası ve sonrasında üç kez reddedilen ancak İstanbul Film Festivali'nde Kültür Bakanlığı 'En İyi Film Ödülü'yle birlikte yurtdışında altı ödül kazanan 'Tatil Kitabı'nın 'mütevazı' yönetmeni Seyfi Teoman anlattı.

* 'Tatil Kitabı' filminizi Kültür Bakanlığı desteklemedi. Ama sonrasında bakanlığın verdiği ödülü kazandınız. Bu nasıl bir duygu?
Şimdi Kültür Bakanlığı'nın iki destek boyutu var. Birincisi belli bir başarıya ulaştıktan sonra filmin promosyonuyla ilgili şeyler maddi yardımlar. Bu konuda bize yardımcı oldular. Ama Kültür Bakanlığı dediğimiz zaman Sinema Destekleme Kurulu diye bir kurul var. Bu kurul, sinemanın yapım sürecini destekliyor ve belli kararlar veriyor. İşte o kurul, gerek benim gerekse Bulut Film'in şu ana kadar yaptığı bütün başvuruları reddetti. Sadece kişisel olarak ben yedi kere reddedildim. 'Tatil Kitabı' hem senaryo, hem yapım, hem de yapım sonrası aşamasında üç kere reddedildi. Sonra Kültür Bakanlığı bize 'En İyi Film' ödülü verdi. Şimdi 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' diye Barış Bıçakçı'ya ait bir roman var. Onu sinemaya aktaracağım. Onu da hem senaryoda hem de yapım destekte reddettiler. İlginç olanı 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' şimdiden yurtdışında üç yerden destek aldı.

ORTADA BİR SORUN VAR
* Kızgın mısınız?
Hayır ama orada bir sorun var. Sadece ben değil! Kültür Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu'nun işleyişine ve objektifliğine dair bir şüphe var. Bunu herkes dile getiriyor. En son Barış Pirhasan'ın projesi üç kere üst üste reddedilmiş. Onun da sert bir açıklamasını gördüm geçenlerde... Böyle bir şaibe hep devam ediyor. Herhalde kurulun işleyişinde ve yapısında bir sorun var. Ama ben ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum bu konuda... Ben tanınmıyorsam, uluslararası başarı kriterse, o dönem reddedilmemi anlayabilirim. Ama şimdi yeni projemin neden reddedildiğini anlamıyorum.

* Peki altı ödüllü filminiz başka hangi festivallere gidecek?
Şu anda görünen çok fazla davet var. Ama kısa vadede, yani ekim ve kasım ayında 13 festivale gidecekmişiz gibi görünüyor. Ondan sonra da devamı var. Tahmin ediyorum; gelecek sene 2009 yılının sonuna kadar sürecek. Ekim ayında özellikle aynı anda üç festivalde birden gösterilecek. En kısa vadede Rio, Oslo, Varşova, Bangkok, Tayvan ve Tokyo'daki festivallere gideceğiz.

İZLEYİCİMİZ İYİ OLACAK!
* Türkiye'de yurtdışında ödül alan popüler olmayan filmler gişede iyi başarı yapamıyor. Bundan korkuyor musunuz?
Türkiye'de sanatsal kaygısı yüksek filmlere belki halkın bir ilgisi olmuyor ama basının ve sinema sektörünün bir ilgisi oluyor ve filmler hakkında konuşuluyor. Bu da önemli bir şey. Yani film ondan keyif alacak insanlara zaten ulaşıyor. Vizyonda olmasa, DVD ile ulaşıyor. Olmadı festivallerde izleniyor. Ben bunun normal olduğunu ve böyle olacağını düşünüyorum. İzlemesi zor filmlerin seyircisinin az olmasını sorun olarak görmüyorum. Ama 'Tatil Kitabı'nın iyi seyircisi olacağı konusundan da umutluyum.

* Peki kendi sinemanızı yapabilmek için ne istiyorsunuz?
Kendi filmlerimi yapabilmek için elime fırsat geçmesini, imkanlarımın olmasını istiyorum. Böyle bir destekleme şekli varsa, onun hakkaniyetle dağılmasını ve ben de onu hakkani bir şekilde alamazsam, 'almamış' olmayı istiyorum. Ben teşviğimi seyircinin ilgisiyle zaten aldım. Maddi olarak da yolunu bulursam devam edeceğim.

OTOBİYOGRAFİK BİR ÇALIŞMA
* Peki ödüllü filminiz 'Tatil Kitabı'nın çekim süreci nasıldı?
Ben, filmde geçen çocukla ilgili bölümü kısa film olarak yazmıştım. Bir de kafamda kasap hikayesi vardı. O ikisini birleştirince ortaya böyle bir film çıktı. Sonra da proje Rotterdam Film Festivali'nden senaryo destek aldı. Ondan sonra da yapımcılar, filmi çekmek için teklifte bulundu ve yaptık.

* Film o kadar sıcak ki, Silifke'de kendi başınızdan geçen bir hikayeyi anlatıyor gibisiniz. Küçüklüğünüzde yaşadığınız bir şeyden mi etkilendiniz?
Sonuçta çocukla ilgili bölümler biraz otobiyografik oldu. Ama çocuğun başından geçen sakız hikayesi tamamen Barış Bıçakçı'nın bir öyküsünden uyarlandı. Onun dışında tabii ki; bu filmi yaparken deneyimlerime de dayandım.

* Filmdeki oyuncu seçimlerine karar verirken, nelere dikkat ettiniz? Küçük oyuncu Tayfun Günay, kaç kişi arasından seçildi?
Çocuk tamamen Silifkeli, hatta İstanbul'a hiç gelmemiş. Bir casting çalışması yaptık ve o yaş grubundaki tüm çocuklarla görüştük neredeyse... Tayfun, bin çocuğun arasından seçildi. Çok şanslıyız, çünkü onun gibi bir çocuğu bulamaya da bilirdik. Eğer bu çocuğu İstanbul'daki yaşıtları arasından seçseydik yetişkin gibi oynayıp, rol yapabilirdi. Ama bu durum riskli bir şey olurdu. Çocuk rol yaptığının çok farkında olursa, büyümüş de küçülmüş gibi oluyor. Nasıl hayvanları insanlaştırıp sunmak bir sorunsa, çocuğu da yetişkin gibi sunmak ahlaki bir sorun.

* Peki ya diğer oyuncular nasıl seçildi?
Taner (Birsel) Ağabey, dışındaki diğer oyuncuları da o bölgeden seçmemizin nedeni yeni yüzler bulmaktı. Tarsus, Adana, Mersin ve oradaki Şehir Tiyatroları, bölge tiyatroları, amatör tiyatrolarda da casting çalışmaları yaptık. Oradan da Ayten Hanım, plajdaki kadın, çıraklardan birini seçtik. Taner Ağabey'le zaten tanışıyoruz. Onun kadroda bulunması oyuncu skalası açısından da iyi oldu. Tecrübeli bir oyuncunun olması, diğer oyunculara da katkı sağladı.
Haberin fotoğrafları