kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
14 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Doğan'a ağır itham: İftirayla şantaj yaptın

Umut TÜTÜNCÜ SABAH
13.09.2008
Erdoğan, Aydın Doğan'ı çıkarlarının çatıştığı kişi ve kurumlara iftira atıp, şantaj yapmakla suçladı. Başbakan, kendisinden de Doğan'ın mektupla taleplerde bulunduğunu belirtti '..
"Aydın Doğan mektuplarında işadamı ve yayıncı kimliği olmak üzere iki ayrı şapkası olduğunu yazıyor. İşadamı şapkasıyla Başbakan olarak benden talep ve beklentilerini iletiyor. Bundan sonra yayıncı kimliğini kullanarak imtiyaz talep etmeyeceğini umuyorum.

Hortum kesildi, rahatsızlık başladı. Geçim kaynakları orasıydı. Haksız taleplerini karşılasaydım dost olurduk. Kimden gelirse gelsin her türlü medya terörü ile hukuk içinde mücadele edeceğiz. Medya diktatörlüğüne teslim olmayacağız.

Deniz Feneri davasında kişilik haklarıma saldırıldı. 5 gazetesi ve 3 TV'si iftira kampanyası yürüttü. Cevap hakkına saygı gösterilmedi. Bizim meselemiz Almanya'daki dava değil. Biz hiçbir zaman yanlışın yanında yer almayacağız.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin Beyoğlu İlçe Teşkilatı'nın 3. Olağan Kongresi'nde yine Aydın Doğan'a yüklendi. Aydın Doğan'a bir hafta süre verdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Dedim ki; 'Size bir hafta süre. Haftaya yine bir kongredeyim. İstanbul'dayım. Bu soruların cevaplarını çıkın açıklayın. Siz açıklamazsanız ben açıklarım'... O gün geldi. Şimdi son 5 gündür yazılıp çizilenleri birlikte değerlendirelim. Çünkü 16.5 milyon insanın oyunu almış bir siyasi partiyiz, sadece oy verme hakkı olanları konuşuyorum'' dedi. Erdoğan, "Yolsuzluk'', "Yoksulluk'' ve "Yasaklar'' diye tanımladığı "3Y''yi yok etme mücadelesi vererek buralara geldiklerini söyledi.

'HORTUMLARI KESİLDİ'
Hortumların kesildiğini söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tabii ki 'Hortumlar kesilecek' dedik, hortumlar kesildi. Hortumlar kesilince rahatsızlık başladı. Çünkü geçim kaynakları orasıydı. Oradan geçiniyorlardı ve bu hortumlar kesildiği andan itibaren de artık gidiş başladı. O alışkanlıkla büyüme yok artık. Siyasetçilerde bile bunların uzantıları vardı. Bu uzantılarda bunlarla dayanışma içinde 'acaba biz de buradan ne kaparız veya kapabiliriz' bunun hesabı içine girdiler. Oradan hiçbir şey kapamazsın." "Hiç kimsenin sapla samanı birbirine karıştırmaması'' gerektiğini belirten Erdoğan, kendi açılarından meselenin Almanya'da görülmekte olan bir davanın konusu olmadığını söyledi. Yanlışın ve yanlış yapanın yanında yer almadıklarını, bundan sonra da almayacaklarını vurgulayan Erdoğan, yanlış yapanların cezasını çekeceğini, bedelini ödeyeceğini ifade ederek, dava sonucunda Türkiye'yi ilgilendiren bir boyutun ortaya çıkması halinde idari yönden gerekeni yapacaklarını kaydetti. Başbakan Erdoğan gazeteler, medya patronlarının hem hâkim hem savcı yerine geçtiklerinde, mahkemelerden rol çaldıklarında kişilik haklarının çok ağır yaralar alacağını belirterek, şunları kaydetti: "Yargısız infazlar ortaya çıkar. Bunu ben partim ve hükümetim, bütün milletimizin gözü önünde yaşadık. Zaten daha sonra yalan olduğu ortaya çıkan iki iftiraya muhatap olduk. Doğruluğu kanıtlanmamış tek taraflı iddialarla kişilik haklarıma saldırıldı. Hürriyet, Milliyet, Vatan, Radikal ve Posta gibi Aydın Doğan'ın 5 gazetesi ile Star, Kanal D ve CNN Türk gibi 3 televizyon topyekûn bir iftira kampanyası yürüttüler. Sonra partimizi ve hükümetimizi de bu kampanyaların hedefi haline getirdiler. Ben seni söyleyince, 'beni hedef gösterdi' diyorsun. Yok öyle yağma, yerini bileceksin." Geçen hafta sonu Doğan'a çağrı yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Açıklamazsan ben açıklarım' dedim. Peki ne oldu? Bu iftiraları ispatlayabildi mi? Hayır... Tam aksine her iki iftirasının da yalan ve iftira olduğu ortaya çıktı. Alman mahkemesine baskı yaptığımı, bizzat iddianameyi hazırlayan Alman savcısı yalanladı. Yardım için toplanan paraların bana elden verildiği iddiasının da iftira olduğu kanıtlandı. Tek taraflı iddialarla ülkenin başbakanına, başbakanlık makamına böyle ağır bir iftira atılır mı? Soruyorum size. Kimsenin buna haddi de hakkı da yoktur'' diye konuştu.

IPI'YA: SEN KİMSİN
Doğan Medya Grubu'nun üyesi olduğu Uluslararası Basın Enstitüsü'nün kendisine ültimatom çektiğini söyleyen Erdoğan, "Kimsin de ültimatom çekiyorsun bana. Kendi oluşturmuş oldukları, benim ülkemde kimsenin kabul etmediği bir basın konseyi. Siyaseti susturmak isteyenlere gereken cevabı veriyoruz sen de nasibini al. Yaptığımız iş bu" diye konuştu.. Türkiye'de Doğan Grubu'nun içine sindiremediği bağımsız gazete ve televizyonlar olduğunu belirten Erdoğan, "Allah'tan bunlar var, millet gerçekleri öğreniyor. Sindiremedikleri gruplara da yandaş medya diyorlar. Allah'tan özgür medya var da, şıracı-bozacı tezgâhı bozuluyor" dedi.
Haberin fotoğrafları