kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
31 Ağustos 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
-"Hayatımın en mutlu anıymış bilmiyordum" cümlesiyle başlıyor Masumiyet Müzesi. Kitabın ilk cümlesini bulmak için karın ağrıları çeker misiniz, önemli midir başlangıç yapabilmek için?
- Burada yazar olmak isteyenleri de aydınlatmak istiyorsunuz, teşekkür ederim! Böyle cümleler bana bazen tak diye 'gelir', bunları özel olarak düşünmem. Ama gelmesi için sizin de oralarda gezinmeniz gerekir. 'Ben şimdi kitabın ilk cümlesini düşüneyim' demem ama kafam 'kitabın ilk cümlesini ne yapacağız yahu' der ve çok zordur ilk cümle. Fakat yaratıcılık dediğimiz şey de budur, uyku ile uyanıklık arasında, bir yerde, dınk diye böyle bir cümle gelir aklıma...

- Yeni Hayat'ta ilk cümleniz "Bir kitap okudum, hayatım değişti" idi. İlk cümlenin sloganvari olmasından hoşlanıyor musunuz?
- Yoo, onu öyle düşünürseniz olmaz! Kitabın kapağını yaparken arkadaşlar önerdiği için slogan oldu. Yeni Hayat'taki de öyle olmuştu. Bir kez yaptım, burada da yapalım tekrar diye düşünmedim.

- Nobel aldığınız an, Kemal'inki gibi bir sevişme, kitabınızı bitirdiğiniz zaman... Sizin 'hayatımın en mutlu anıymış' dediğiniz bir zaman dilimi var mı?
- Bilmem! Hayatımın en mutlu anının ne olduğunu gerçekten bilemem. Bilmek de istemem. Kemal biliyor; çünkü, bir noktadan sonra tüm hayatı yokuş aşağı gidiyor. Benim hayatım öyle gitmedi; pek çok insanın hayatı gibi zikzaklarla geçti. Bir de o anı yaşarken, hayatınızın en mutlu anının o olduğunu asla düşünmezsiniz. Mutlu anı yaşarken iyimsersinizdir, ileride daha da mutlusunu yaşayacağınızı, bunlardan çok çok çok yaşayacağınızı düşünürsünüz ve ona özel olarak da bir ilgi göstermezseniz. Çok mutluysa da korkaklığa kapılır bazen insanlar...

- 'Çok güldük başımıza bir şey mi gelecek' gibi...
- Evet. Ya da bir daha olmayacak endişesine kapılırlar. Haklı da olabilirler! Onun için ileride bu kadar mutlu olamayacağını düşünüp, şimdinin zevkini alamayıp, ileriki için dertlenip, şu andaki mutluluğunu zedeleyenler de vardır. İhtiyatlı insan psikolojisi; yaşadığı mutluluğu kabul etmeme, bunu hayatının en mutlu anı olduğunu kabul etmeme eğilimindedir.
Tanpınar tadı varsa hoşuma gider
- Kitabınız Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'u tadında sanki?
- İltifat olarak alırım... Hoşuma gitti bu, çünkü Huzur romanını severim. Orada âşıklar, aşklarını İstanbul'da yaşarlar... Birazcık geçmiş zaman duygusu da olabilir...

Kendimi korumak zorundayım
Aşk konusunda bir kitap yazdım ama slogan sözlerle, anlattıklarım gölgelensin istemem. Pekçok insan, aşk konusunda düşünmeden konuşuyor. Beş yılımı verdim; daha derin bir şeyler yaptım. Kendimi korumak zorundayım...

Sonsuza kadar elle yazacağım!
- Romanlarınızı hâlâ elle yazıyorsunuz. Ellerinizde kalıcı hasar yok değil mi?
- Yok canım! Bir günde yazmıyorsunuz ki... Daktilo, bilgisayar yaygınlaştığında ben elle yazmayı alışkanlık edinmiştim. Sonsuza kadar da böyle olacak...