kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Haziran 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

BBC'deki belgeselde başbakana 3, bana 13 dakika ayrıldı!

RAHŞAN GÜLŞAN
RAHŞAN GÜLŞAN
Cezaevindeki anılarını kitap haline getiren Tuğba Özay: Mesleğimde bir numara olmuşum. BBC'de yayınlanan Türkiye belgeselinde bile başbakana 3, bana 13 dakika ayrılmış, bu başarıdır!..
İLİŞKİLİ HABERLER
BBC'deki belgeselde başbakana 3, bana 13 dakika ayrıldı!
Cezaevi anılarını toplayan ve 'Bedel' adıyla kitap haline getiren Tuğba Özay ile Antalya'da bulunan çiftlik evinde görüştük. Kitabının basılmış olma heyecanını taşıyan Özay, hissettiği tüm duyguları sansür koymadan anlattı.

* Bütün bu yaşadıklarınız sizin için bir yaşam sınavı oldu. Bu sınavda kendi performansınızı nasıl görüyorsunuz?
İnsan bunları yaşadıktan sonra hayata tabii ki daha başka bir perspektiften bakıyor. İçeri girer çıkarsın ama hiçbir şey almazsın. Ben bana çok şey kattığıma inanıyorum. Yaşama dair, çok kırılganlığım var ve artık daha fazla kırılabileceğimi sanmıyorum.

* Yakınlarınız size destek oldu değil mi?
Evet, zaten çıktıktan sonra "Biz senin kadar güçlü duramayabilirdik" dediler. Ama bu dönem, Türkiye'ye damgasını vurmuş bir dönemdir.

BİR MESAJ VERİLDİ
* Ne anlamda?
Birileri tarafından gerçek gündem kapatıldı ve olağanüstü bir gündem yaratıldı. Benim üzerimden topluma bir mesaj verildi. İnsanlar beni bu lafımdan dolayı eleştirebilir. Zaten ben ne söylesem eleştiriliyorum! Ama ben bu sıkıntılı dönemlerin ruhuma olağanüstü bir olgunluk ve güç kazandırdığına inanıyorum.

* Peki kötü anlamda hiçbir iz bırakmadı mı?
Hayata ve sisteme inancımı yitirdim. Yıllarca kariyer oluşturuyorsunuz ve tırnaklarınızla kazıyarak bunu yapıyorsunuz. Mesleğimi özveri ve disiplinle yapmış biriyim. Mesleğimde bir numara olmuşum. En çok kazanan, en çok vergi veren, en çok ödül alan mankenim. BBC'de iki sene önce yayınlanan 'Türkiye' belgeselinde başbakana üç, bana 13 dakika ayrılmış. Bunlar birer başarıdır. Ama kaygan bir sistemde yaşadığımız için bir insan fikirlerini dürüstçe dile getirdiği zaman onun ipini çekerler.

* Sizin ipinizi mi çektiler?
Ben hukuka inanıyorum ama sisteme inanmıyorum. Önce teşhir sonra beraat! Ama bana göre insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Benim içerideki kaygım şu olmuştu: İnsanlara kendimi nasıl anlatacağım? Ne yaşadığımı ailem biliyor ama milyonlar bilmiyor. İnsanlar seni sevsin sevmesin konu, istemin dışı gelişen birçok olaya malzeme oluyorsun. Bunun kaynağına baktığın zaman da aşk yatıyor. Duygularım çok fazla örselendiği için insanlara olan güvenimi yitirdim. Çünkü ben gösterilmek istenen Tuğba Özay değilim.

KÜÇÜK DEV BİR KADINIM
* Siz anlatın kendinizi...
Ben yaşadıkları karşısında ayakta durmayı başarabilmiş ama içi paramparça olmuş küçük dev bir kadınım. Kimse kendi çöpünü temizlemeden başkasının önüne çöp atmasın. Ben bir ahlaksızlık yaşamadım, namussuzluk yapmadım. Gönlüme söz geçiremedim. Daha önce de sevdim ama doğrular kime göre doğru? Bir gün ben de patlayacağım herhalde. O günlerde ben hayatı yönlendiriyorum sanırken meğer hayat beni yönlendiriyormuş.

* Cezaevine girdiğiniz güne göre bugün hayatın neresindesiniz?
Her zaman yaşımdan daha olgundum. Bu yaşadıklarım kişiliğimi değil, insanlara, olaylara bakışım değişti. Ama tüm kahpeliklerine yenilmeden yaşamayı öğrendim. Sabaha karşı, "Tuğba Özay'da cep telefonu var" dedikoduları üzerine jandarma koğuşa girip cep telefonu araştırması yapıyor. Televizyonu açıyorsun 'ayağı kırılmış dövdüler mi?' diyorlar. Birileri televizyonlarda kendi pisliklerini unutup, benim üzerimden prim yapmaya çalıştı.

GÖZALTINA ALINDI
* Kim prim yaptı?
Mesela bir sunucu kız vardı, her sabah programında asılsız bir Tuğba Özay günlüğü yayınlanıyordu. En ağır şekilde eleştiriliyorum. Bir sabah ağlama krizine girdim. Öfkemden televizyona girip onları yanıma çekmek istedim. "Tuğba Özay neden doğru bir yol seçmedi de bu yöntemi seçti?" diyor. Kardeşim sen nereden biliyorsun hangi yolu seçtiğimi! Daha hakkımda verilmiş bir karar yokken bu insanlar beni yargıladı. Ben adeta ölmeden cenazemi yaşadım! Dedim ki, "Allahım bu bana yaşatılanların acısı çıksın." Ve o kişi iki ay sonra bir operasyonla gözaltına alındı, işinden oldu ve ayrıca bitik durumdaydı. Bu demek oluyor ki, sırf konu olsun, malzeme çıksın diye kimseyi yaralamayacaksın.

* Eleştirilere baktınız mı?
Eleştiriye açığım, ama eleştiri insani ölçüler içinde olmalı. İçeride üç gün ağladım, dördüncü gün oradaki insanlara destek oldum. Hayatım boyunca suçlarına bakıp reddettiğim, yok saydığım insanların hayatlarına ortak oldum orada. Kim suçluyu hep tartışırız ama hayat suçlu! Suç aşık olmak mı, güzellik mi, parasızlık mı, sistem mi? Cevabı çok zor...
Haberin fotoğrafları