kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Mart 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bence Ergenekon 'kontrgerilla'nın devamıdır

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
Susurluk kazası sonrası düzenlenen 'Aydınlık için bir dakika karanlık' eyleminin mimarı, avukat Ergin Cinmen: Hem Cumhuriyet'e bomba atılması hem Danıştay'a baskın düzenlenmesi bana 12 Eylül öncesi yaşananları hatırlattı..
Bu haftaki Haftanın Sohbeti'nin konuğu Susurluk sonrası çetelere karşı başlatılan "Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" eyleminin mimarlarından avukat Ergin Cinmen. Susurluk'un açığa çıkması için hem soruşturma hem de yargılama aşamasında mücadele eden Cinmen, şimdi de başta Hrant Dink cinayeti ve Malatya katliamı olmak üzere son yıllarda işlenen siyasal cinayet davalarında müdahil avukat olarak yer alıyor. Bu nedenle Ergenekon soruşturmasındaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Cinmen ile Ergenekon'un nasıl oluşturulduğunu, Ergenekon ile Susurluk arasındaki bağlantıyı ve Hrant Dink cinayetinde Ergenekon'un rolü olup olmadığını konuştuk.

* Ergenekon, Susurluk'un neresinde?
Bu soruşturmadaki bazı isimler Susurluk'tan kalma. Veli Küçük ismi kamuoyunca çok biliniyor. Zaten Küçük'ün ismi Susurluk zamanında ortaya çıktı. İlginçtir o süreç boyunca Veli Küçük hakkında hiçbir adli soruşturma başlatılmadı. Sadece asker, bir iç soruşturma yaptı ama soruşturma sonunda da Küçük'ün Susurluk'la ilgisi olmadığı söylendi.

SAVCI YÜZÜ GÖRMEDİ
* Hakkındaki suçlamalar belli değil miydi?
Belliydi ama bu suçlamalar bir türlü adli soruşturma aşamasına gelmedi. Susurluk'taki bütün iddialara baktığınız zaman iki isim görürsünüz; biri Mehmet Ağar, diğeri Veli Küçük. Susurluk'un her yerinde bir iddia olarak yer aldılar. Buna rağmen Küçük hiç savcı yüzü görmedi. Ne asker ne de siyasi iktidar Veli Küçük isminin üzerine gidemedi. Her şey ayan beyan ortada olmasına rağmen. Yargılamada bir eşitsizlik söz konusu; biri suç işliyor yargının karşısına çıkıyor, öbürü işleyince çıkmıyor. Susurluk'ta Mehmet Ağar bile yargının karşısına çıktı ama Veli Küçük bir türlü çıkartılmadı. Bu yargının değil siyasi iktidarın sorunu. Savcılık ve onun emrinde olması gereken polis doğrudan siyasi iktidara bağlı olan devlet birimlerindendir. Konuştuğumuz anlamda yargısal organlar değildirler.

* Ama şimdi cezaevinde...
Yine o dönemde Meclis Araştırma Komisyonu, emekli general Veli Küçük'ü çağırdı ama gitmedi. Yani kendisini o kadar garantide görüyordu, kimsenin dokunamayacağını sanıyordu. Ama bu kez başka. Çünkü Ergenekon soruşturmasının en önemli kişisi haline geldi.

SUSURLUK'LA BENZEŞİYOR
* Ortak isimler dışında Ergenekon ile Susurluk benzeşiyor mu?
Suç ilişkileri açısından baktığımızda, Susurluk çetesinin içinde mafya üyeleri ve 12 Eylül öncesi MHP'den gelme isimler vardı. Mahiyet itibariyle Susurluk ve Ergenekon'un iştigal alanı ve siyasi görüşte durdukları yer üç aşağı beş yukarı aynı. Ama bu kez ciddi şekilde silahlılar, hatta bombalılar. Bu silahları kullandıkları yerler belli. Danıştay'ı basıyorlar, Cumhuriyet gazetesine bomba atıyorlar. Sonra bombayı atanlardan biri "Bombaları bize Veli Küçük verdi" diyor. Bunun doğru olup olmadığı yargılamanın sonunda ortaya çıkacak.

* Susurluk, devletin içindeki bir odaklanmaydı. Ergenekon'un devletle ilişkisi nasıl?
Başbakan Teftiş Kurulu Başkan Vekili Kutlu Savaş, hazırladığı Susurluk Raporu'nda devletle suç ilişkilerinin nasıl iç içe girdiğini anlatıyor. Mehmet Ağar, imzalı yasadışı kimlikler Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz gibi isimlere dağıtıldı. Ama bu sefer daha vahim. Çünkü Susurluk'taki isimler Kürt meselesinde, PKK'ya karşı kullanılıyordu. Bu arada çetenin içindeki mafyöz unsurlar da uyuşturucudan para kazanıyordu. Şimdi ise doğrudan var olan düzeni hedef alıyorlar. Susurluk'tan bu yana devlet bu tür suç ilişkilerinin içine girmedi. Bunları olduğu gibi bıraktı. Kanıtlarla konuşmak gerekirse bu kanıtları bulmamız mümkün değildir. Ama bu sosyal olayları okuyan göz bunu görür.

* Bu kadar farklı ismi Ergenekon'da bir araya getiren ne oldu?
Sol görünen yapıların platform içinde aşırı ve negatif milliyetçilerle yan yana olmasının nedeni Kürt sorunu ve AB tartışmalarıdır. Çünkü bunlar Kürt sorunu ve AB'nin dışında kalabilmenin askeri ve otoriter yönetimlerle halledilebileceğine inanan insanlar. Bana göre şu anki sanıklar bu platformun unsurları. Bir suç ilişkisi var. Oluşmaması mümkün değil. Çünkü bombaları neyle açıklayacaksınız?