kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Kandil’e giden Ahmet Altan ve Yasemin Çongar, PKK’nın üst düzey yöneticileri Bozan Tekin ve Mizgin Amed ile görüştü.

PKK'lıların en büyük korkusu kara harekâtı

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
Kuzey Irak'a giderek PKK'nın üst düzey yöneticileriyle görüşen ünlü yazar Ahmet Altan: "PKK'lılar da bu işin asla silahla gitmeyeceğinin farkında. En büyük korkuları baharda yapılacak bir kara harekâtı."..
90'lı yılların ortasında çok sayıda gazeteci ve yazar, örgütün lideri Abdullah Öcalan'la röportaj yapmak için Suriye'deki PKK kamplarına gitti. Öcalan'ın yakalanmasından sonra da bir, iki gazeteci daha gitti. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a üst üste düzenlediği bombalı saldırılardan sonra ilk kez iki Türk gazeteci PKK'nın merkez üssü Kandil'e girdi. Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan, gazetenin Yayın Koordinatörü Yasemin Çongar PKK'nın üst düzey yöneticileriyle görüştü. Üstelik ordunun sürekli bombaladığı yerde. Biz de Ahmet Altan ile Kandil'e gidişlerinin perde arkasını ve yazmadıklarını konuştuk.

'MÜHENDİSİZ DEDİK'
* Kandil'e nasıl gittiniz?
Kandil'e Kuzey Irak'ın Raniyah kasabası üzerinden gittik. Ayıraca çok kontrol noktası vardı. Raniyap kasabasının çıkışında Talabani kuvvetlerinin son kontrol noktası vardı. Bu noktada mühendis olduğumuzu söyleyerek PKK denetimindeki bölgeye geçtik. Yasemin de (Çongar) bölgede yaşayan bir kadınmış gibi başını eşarpla örttü.

* Kandil'de nerede ve ne kadar kaldınız?
İlk önce Kandil içindeki Levje köyünde kaldık. Birkaç saat geçirdiğimiz bu köyü 16 Aralık'taki operasyonda Türk jetleri bombalamıştı. Burada Kandil'in yerlisi bir Kürt ailesinin evinde kaldık. Sonra bizi buradan alıp örgütün kendi evine götürdüler. Kandil'in üst kısımlarında bir yerdeydi. Kandil'e girdikten sonra derin ve uzun bir boğazdan geçiyorsunuz. Ardından da ilk tepede PKK'nın ilk karakolu var. 24 saat kaldık.

SIKI KONTROL VAR
* Peşmergelerin önlemleri sadece gazeteciler için mi yoksa aynı sıkı kontrolleri PKK için de yapıyorlar mı?
İki taraflı bir ambargo. Gidebilmek için üç araba ve üç şoför değiştirmek zorunda kaldık. Talabani'nin güçleri Kandil'i tamamen sarmış durumda. Giriş ve çıkışları zorlaştırmışlar. PKK'lılar yiyecek götüremiyor, adam geçiremiyor. Zaten girenler de çıkamıyormuş.

* Neden Murat Karayılan'la görüşemediniz?
Kar yağışı dağda ulaşımı imkânsız hale getirdi. Biz de Karayılan'ın yardımcıları Bozan Tekin ve Mizgin Amed ile görüştük.

* Gittiğiniz yerlere Türk uçakları sürekli bomba yağdırıyor. Siz orada olduğunuz zaman da bomba atılabilirdi. Korkmadınız mı?
Bunu düşündük ama olursa olsun dedik. Sonuçta bir işe giriyorsanız risklerini de göze alıyorsunuz demektir. Bombalanmamız mümkündü ama aklınızı bunu takarsanız iş yapamazsınız.

BOMBALANABİLİRDİK
* TSK'nın düzenlediği operasyonlardaki zararlarını nasıl açıklıyorlar?
Sadece beş kişin öldüğünü söylüyorlar. Onlar da uçaklara ateş eden kişilermiş. Kamplar bombalanmış değil. Bombalanan noktalar boş yerler. Zaten bombalı operasyonları öldürme amaçlı olarak görmüyorlar. Operasyonların daha çok kendilerini baskı altına, çember içine almak için yapıldığını düşünüyorlar.

* Siz oradayken Türk uçakları geldi mi hiç?
Daha önce vurulmuş yerlerde dolaştık. Oralar da yine, her an vurulabilecek yerler. Türk keşif uçakları sürekli dolaşıyor. Bazen de F-16'lar uçuyor. O nedenle her an bombalı saldırı bekliyorlar.

* Bombalı saldırılara karşı ne tür önlemler alıyorlar?
Bizim ilk gittiğimiz köy evi basında sık sık yer alan ve bombalanan hastanenin hemen yanında. Evlerde kalmıyorlar kesinlikle. Arazide çadırlarda yaşıyorlar, operasyonlar nedeniyle sürekli yer değiştiriyorlar. Küçük birimler halinde dolaşıyorlar. Mağaraları var ama kalmıyorlar. Uçaklar geldiğinde hemen saklanıyorlar. Ya da hareket etmediklerini söylüyorlar. Uçağın tespiti için hareket şartmış. Ama en büyük korkuları kara harekatı. Baharda bir kara harekatı yapılacağını düşünüyorlar hatta eminler. Bu nedenle çok endişeliler, hatta şoktalar.