kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Türban serbest olmalı' diyen iki profesörden iki uyarı

ECEVİT KILIÇ
ECEVİT KILIÇ
Üniversitelerde türban serbestliği anayasal değişiklikle kabul edildi. Ama tartışmalar bitmedi. Tartışmalara yasağın üniversitelerde kalkmasını isteyen öğretim üyeleri arasındaki bölünmüşlük damgasını vurdu. Bir grubun mevcut değişikliği destekleyen bildirisine liberal, liberal sol ve sol çizgideki öğretim üyeleri sorunun daha geniş bir özgürlük çerçevesi içinde ele alınmaması nedeniyle imza atmadı. Şimdi ise asıl sorun bundan sonra ne olacağı, değişiklikten üniversite hayatının nasıl etkileneceği? Biz de bu soruları bildiriye imza atan Hacettepe Üniversite öğretim üyesi Prof. Mustafa Erdoğan ve bildiriye imza atmayan Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi, 10 Aralık Hareketi sözcülerinden ve özgürlükçü kimliğiyle bilinen Prof. Burhan Şenatalar'a sorduk.
Çatışma ortamına neden olabilir

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi PROF. DR. BURHAN ŞENATALAR

* Meclis yasağı kaldırdı. Bundan sonra ne olur? YÖK Kanunu'nun Ek 17. maddesinin de değiştirilmesi gerekecek. Ancak o konuda henüz tatmin edici bir noktaya ulaşılmadı. CHP, büyük olasılıkla konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürecek. Mahkeme konuyu değerlendirecek ve bir karara bağlayacak. Mahkeme herhangi bir sorun görmeyebilir ve değişlik hayata geçer. Ya da onaylamayabilir.

* Mahkeme değişikliği onaylamadığı takdirde neler yaşanır? Tekrar başa dönülmesi söz konusu olur. Mahkemenin kararına göre uzunca bir süre bu konu gündeme getirilemeyebilir. Ama mahkemenin ne karar vereceği konusunda tahmin yürütmek hiç kolay değil. Ve çok karmaşık bir konu. Türban sadece hukuki bir sorun değil; aynı zamanda sosyolojik, politik ve kültürel sorun. Mahkemenin geniş bir değerlendirme yapacağını tahmin ediyorum. Tabii verilecek her iki kararın da değiştiremeyeceği ve ortak bir nokta var; konu gerginlik yarattı. Nedeni ise karmaşıklığının yanı sıra hükümet tarafından gündeme getiriliş biçimi. Bu konuda toplumsal bir uzlaşma sağlanmadı.

* Bu toplumsal uzlaşma nasıl sağlanabilirdi? Toplumsal uzlaşma ifadesini Başbakan ve partisinin diğer yöneticileri, AKP ile MHP'nin anlaşması ve onların temsil ettiği seçmenlerin uzlaşması gibi yorumluyor. Ancak toplumsal uzlaşma karşı görüşler arasında olur. Bu da probleme daha geniş çerçevede yaklaşarak sağlanabilirdi. AKP'nin kamu görevlileri ve lise öğrencileri için de getirmeyeceğine dair çok kuvvetli bir taahhüt ortaya koyması ve güvence vermesi gerekli. Bu yapılsaydı o zaman uzlaşmaya bir adım daha yaklaşılırdı. İkincisi şu anda üniversitelerdeki kız öğrencilerin türban takma özgürlüğünden söz ediliyor. Doğrudur. Ancak türban takma özgürlüğü dışında kadınların özgür olmadığı birçok alan var. Kadının özgürlüğünü sadece türbana indirgemek eksik bir bakış açısı. Diğer taraftan AKP'nin Türkiye'yi gittikçe muhafazakârlaştırdığı tespitine ben de katılıyorum.

SERBESTLİK ÜNİVERSİTEDE OLSUN

* Serbestlik üniversiteleri nasıl etkiler?
Büyük kentlerdeki üniversitelerde hayat değişmez. Ama bu serbestlik Anadolu'daki bazı üniversitelerde giderek dolaylı baskıya dönüşebilir. Bir anlamda bazı kişiler, "Neden örtünmüyorsun, Müslüman değil misin?" gibi sorularla ortaya çıkabilir. Bu konuda AKP yeterince güvence de veremiyor. Bunun ötesinde hukuk devletinde yasama ve yargı kararlarına yürütmenin uyması gerekir. Anayasa Mahkemesi, onaylarsa "Ben buna uymuyorum, türbanlıları üniversiteye sokmayacağım" yetkisi kimse de olmaz. Öğrenciler arasında bu konu şimdi bir çatışma konusu değil, ama yarın bazı gruplar daha kuvvetli tepki gösterebilir veya bazı gruplar AKP'yi zayıflatmak amacıyla bunu istismar etmek isteyebilir.