kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Ağustos 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

İşi profesyonellere yaptırmak!..

Ne mükemmel başlamıştı konser, Nilüfer'in gümbür gümbür, Yine, Yeni, Yeniden girişiyle.. Tıklım tıklım dolu Açıkhava, nasıl keyifle dinliyor, eşlik ediyordu..
Ben kafamda yazımı yazmaya başlamıştım bile.. Mükemmel bir ses.. Mükemmel bir yorum.. Yahu bir şarkıcının bu kadar "Hit"i olur.. Hemen her şarkısını herkes ezbere biliyor, o şarkı ilk söylendiğinde doğmamış olanlar dahil..
Sonra.. Sonrası hüzünlü..
O muhteşem konser düşmeye başladı.. Sıradanlaştı. Sıradanın da altına indi. Çıkarken "Yazacak bir şey kalmadı" dedim kendime.. Ama gece düşündüm.. Düşündüm ki, Nilüfer'i çok seviyorum.. O zaman yazmam gerek.. Bana kızsa da yazmam gerek..
Eleştirilerimi önem sırasıyla değil, aklıma geldiğince yazıyorum..
Birincisi kıyafetleri.. İlk iki kılığına "Sıradan" demiştim.. Bir pop müzik sanatçısının sahnede giyeceği şeyler değildi, güzel ve zarif olmalarına rağmen.. Herhangi bir kadın, herhangi bir abiye geceye giderken giyebilirdi.. Onları eleştirdiğime pişman oldum, son ikiyi görünce.. Beyaz olanı tam bir felaketti. Nilüfer aynaya bakmamış mı giyince?.. Ya giydiren?.. Siyah tam şenlik.. Stilize bir Hacivat.. Hele elindeki mikrofonu ağzına yaklaştırdığında profil duruyorsa, tam bir Hacivat silueti görüyorsunuz.. Öyle bir resmini çeksinler, Hacivat'la karşı karşıya koysunlar, görsünler..
İkincisi, repertuar..
Konser düzenleme sanatında, şarkıları seçmek ve sıralamak tam bir hüner gerektirir. Ayni şarkılarla bir felaket olarak çıktığımız Modern Folk Üçlüsü konserlerinde, sıralamayı değiştirerek hezimeti nasıl zafere dönüştürdüğümüzü bilirim.
En tepeden gireceksin.. Seyirciyi sımsıkı avcuna alıp kendine çekeceksin.. Sonra oturtup duygulandıracak dinlendireceksin.. Konser boyu aralara irili ufaklı çıkışlar yerleştireceksin.. Finalde gene herkes ayakta olacak, çığlık çığlığa.. Ve selamlayıp gideceksin..
Nilüfer bu akışı sağlayamadı.. Ve de en kötüsü.. Bildiği bütün şarkıları söylemek istediği, hiçbirine kıyamadığı için işi tadında bırakamadı.. 3.5 saati aşan konser olur mu?.. Millet sofradan aç kalkmalı kişi, gelecek ziyafete koşsun..
En iyi seyirci bile 3.5 saat temposunu, ilgisini koruyamaz..
Nilüfer'in sahnesi yok.. Açık Hava'nın o koskoca sahnesinde asker adımları ile ileri geri, sola sağa yürümek şov değil.. Bir koreografı olmalı ve de bazı şarkılarda mutlaka bir minik dans gurubu..
Paraya kıyacaksın.. Konserler para kazanmak için yapılmaz. Orası vitrindir, defiledir, showroomdur.. Başarı masrafla olur..
Orkestra zayıftı. Buğra'nın dışında bir üstad saza rastlamadık, bir usta saz dinlemedik.. Ve de çok yüksek, çok gürültülü çalıyor, Nilüfer'in o muhteşem sesi ile yarışıyorlardı sanki..
Kayahan hakkında söyledikleri, buz etkisi yaptı.. Araları bozuk olabilir. Kayahan ona saldırabilir. Ama söylediği şarkı Kayahan'ın ve harikulade bir şarkı. Nilüfer'in hayatındaki kilometre taşlarından.. Saldıracağına, alay etmeye kalkacağına "Büyük ustaya her şeye rağmen teşekkür ederim" dese, diyebilse, nasıl büyüyecek oysa..
Bir hayal kırıklığı da Bülent Ortaçgil-Teoman konseriydi ..
Bir defa yarıdan fazlası boştu Arena'nın.. Oysa her ikisinin de nasıl tiryakileri var. Niye boş başlayınca anladım..
Teoman,. Ortaçgil'in şarkılarını söylüyor, Ortaçgil Teoman'ın..
Yani ortada ne Teoman var, ne Ortaçgil..
Ne var?.. Bir fantezi.. Bir mastürbasyon.. Gelenlerin yarısı da, ilk yarı sonunda kaçtı gitti..

Konser, sanatçının değil, yapımcının işidir.. Bizim her şeyi bilen (!) sanatçılarımız, işi ehline bırakıp, her şeyleri ile ona teslim olmayı kabullenmedikçe, bu fiyaskolar sürecektir.