kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

SABAH'a saldırmanın dayanılmaz hafifliği

Siyasette çokseslilik, rekabet istediğini söyleyen bir grup, bir süredir sistemli olarak SABAH'a saldırıp duruyor.
Bunun SABAH'ın bugünkü sermaye yapısıyla ilgisi yok.
Türkiye'de ortalama hafıza çok güçlü değildir, onun için hep hatırlatmak gerekiyor.
Onlar için bizim grubun sermaye yapısı önemli değildir, önemli olan SABAH ve atv'nin varlığıdır.
Bu varlık onları rahatsız ediyor.
Burada kimin olduğuna bakmadan herkese saldırıp küfrettiler, karalamaya çalıştılar.
İsterlerse arşivleri açar yüzlerine çarparız, ama onların yüzü yine kızarmaz.
Sadece SABAH mı, onlar için kendilerine rakip olacak herkes kötü ve düşmandır.
Aslında rekabete bakışları askeri bir terim olan dostdüşman terimiyle ifade edilebilir.
Dost, onlara biat eden, her istediklerini yapandır.
Düşman
ise varlığını bağımsız olarak sürdürmeye çalışandır.
Yok etmeyi bilirler ama yaratmayı pek bilmezler, "Yarattık" dedikleri her şey derin bir batağın içindedir aslında.
Biz alıştık karalamalara, iftiralara.
Hedeflerinin hem çoksesliliği bastırmak, hem de reklam piyasasında tek olmak olduğunu çok iyi biliyoruz.
Hiçbir hamleleri, hiçbir iftiraları bizi şaşırtmıyor.
20 yıldır bu gazetede çalışıyorum.
Hemen her mevkide görev yaptım, bugün de yapmaya devam ediyorum.
Bu ağustosta aslında tam 20 yılım dolacak.
20 yıldır gazete yaptığım kurallar dün ne idiyse, bugün de o.
Dine ait duygularım kendine en laik diyenden bile daha zayıf, itiraf edeyim.
Ama bu, inançlı insana saygısızlık edeceğim anlamına gelmiyor.
Tıpkı etnik kökeni farklı insanları aşağılama hakkım olmadığını bildiğim gibi.
Herkesin kendi etnik kökenine, inancına göre özgürce yaşamasından yanayım, elbette hukukun çizdiği kurallar içinde.
Yola çıktığımız ilk kadroyla üç eksik, beş fazlayla yola devam ediyoruz.
Bu gazetenin Türkiye'de çoksesliliğin, piyasada rekabetin güvencesi olduğunu bilmemiz, buna yürekten inanmamız bize güç veriyor.
Bize yönelik saldırıların "Nasıl oldu da hâlâ ayaktalar" öfkesiyle yapıldığını biliyor, onlara sadece acıyoruz.
Bana emanet edilen bir görevi gücümün yettiğince en iyi şekilde yapmaya çabalıyorum.
SABAH'ın çoksesli bir medya ortamı sağlama, piyasada rekabeti oturtma, Türkiye'de bir grubun istediği gibi düdük öttürmesini engelleme açısından tarihi bir rol oynadığının bilincindeyiz.
Bize yönelik saldırıların gerçek nedenini anlayın diye bu duygularımı sizinle paylaşmak istedim.