kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
OKUR TEMSİLCİSİ
Okur Temsilcisi

Hukuk süreçleri doğru anlatılmalı

Sarah Ferguson ve ITV ekibinin Saray'da yaptığı gizli çekimler tartışma ve tepki yarattı. SABAH'ın iki haberinde okuru yanıltıcı ve yönlendirici ifadeler var mıydı?.
York Düşesi Sarah Ferguson ve ITV kanalı ekibinin Saray Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon Merkezi'nde gizlice çektiği ve yayınladığı "eziyet çeken çocuklar" konulu belgesel tartışmalara; Hükümet ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yetkililerinin sert tepkilerine neden oldu.
Diplomatik krize, Britanya ve Türkiye Dışişleri bakanlarının görüşmelerinde ele alınmaya varacak kadar tırmanan gelişmelerin farklı boyutlarına gazete pek çok haberle yer vermişti.
Bunlar arasında iki haber problemli içerikleriyle dikkat çekti.
Okur Temsilcisi olarak, ara sıra yaptığım gibi, bu haberleri re'sen tam ele almaya hazırlanırken hukuk öğrencisi ve SABAH okuru olduğunu belirten Ayla Akkanat, bir haberden yakındı.
Ondan başlayalım.
8 Kasım Cumartesi tarihli Günün İçinden sayfasında "Ferguson krizi" ile ilgili beş haber var. Bunların ilk "sorunlu" olanı, Türkiye İlk Kez Bir Düşesle Davalık Oldu başlığını taşıyor.
Haberin ikinci cümlesi şöyle: "SHÇEK avukatları Ferguson hakkında öncelikle Anayasa'nın özel hayatın gizliliği ve korunmasını düzenleyen 20'nci maddesini ihlal suçundan dava açacak."
İfade hukuken yanlış ve yanıltıcı.
Neden?
Basın hukuku uzmanı, avukat Fikret İlkiz şöyle diyor:
"Anayasaya göre özel hayatın gizliliğine dokunulamaz. Hangi hallerde 'dokunulacağı', yani bu hakkın sınırlandırılacağı ise 20'nci maddenin ikinci fıkrasında gösterilmiştir. Örneğin kamu düzeni veya suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık, genel ahlakın korunması, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için hâkim kararı ile "gizliliğe" dokunulabilir. Anayasa bu hakkı düzenler ve sınırlandırma nedenlerini sayar. "Özel hayatın gizliliği"nin korunması Anayasal normdur. Bu normun ihlali söz konusu olursa; Anayasa suçu işlenmiş ya da bir anayasal suç gibi ifade edilmesi hatalıdır. Türk Ceza Kanunu'na göre eylem suç sayılır ve Türk Ceza Kanunu'na göre suç işlenmiş olur. Suçu ve cezasını Türk Ceza Kanunu gösterir. O nedenle eylem suç ise Türk Ceza Kanunu'nun 134'üncü maddesi ihlal edilmiş olur."
Peki acaba haberde neden TCK 134 zikredilmemiş?
Bülent Aydemir'in özgün haber metninde, kritik bir role sahip olan şu ifade editör masasında haberden çıkmış: "Özel hayatın gizliliğinin ihlali TCK'nın 134'üncü maddesinde suç olarak düzenleniyor."
Bu cümlenin haberde mutlaka yer alması gerekirdi.
Tartışmanın önemli bir boyutu da gazetecilik ilkeleri ile de ilgili.
Malatya'da birkaç yıl önce SHÇEK yurdunda yapılan ve dayak yiyen çocukları gösteren çekimler hâlâ hatırlarda.
Fikret İlkiz'e "ITV veya herhangi bir TV kuruluşu gizli çekimle yanlış mı yapmış oluyor?" diye sordum.
Cevabı şöyle:
"Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne göre de özel hayatın gizliliği korunur. Ancak, çok önemli bir nokta var: Asıl olan kamu yararıdır. Yani gazeteci büyük bir suç yahut yolsuzlukla, toplumu kötü etkileyici bir tutumla, toplumun sağlığının veya güvenliğinin korunması, ilgili kişinin sözleri yahut eylemleri sonucu halkın yanılmasının, yanıltılmasının veya yanlış yapılmasının önlenmesi üzerine araştırma yapıyorsa ve bu nedenlerle haber hazırlar, yayın yaparsa; özel yaşamın gizliliği bu hallerde geçersizdir. Bu tür hallerin tespiti ise bazı özel durumlar nedeniyle ancak 'gizli çekim'le mümkündür. 2005'te Malatya Çocuk Yuvası'nda olup bitenler TV haberi olarak yayınlanmıştı. Gizli çekimle elde edilen görüntülerin yayınlanması ile belli bir kurumda devlet koruması altında bulunan çocuklara karşı yapılan eylemler haber olmuştu. Eğer gazeteciler olmasaydı bu durum ortaya çıkmayacaktı."
"Demokratik toplumlarda basının toplumsal ve kamusal yaşam üzerinde olup bitenleri aydınlatma yetki ve görevi vardır. O nedenle; bir de madalyonun diğer yüzüne bakılması ve çocuklarla ilgili ortaya çıkan görüntülerin ve çocukların ne halde olduklarını gözler önüne seren gerçekler bakımından neler yapılması gerektiğini tartışmak gerekmektedir. Gizli çekime konu olmayacak kadar gün ışığında yönetimi gerçekleştirmektir asıl olan."