Salonun önüne konmuş koltuklara sıralanmışlar...
Bir zamanların ulaşılmaz güçleri, bakanları, bürokratları, Meclis başkanları...
Sözüyle
Türkiye'ye yön verecek güçlü isimleri...
Sokağa çıktığında halkı peşinden sürükleyen, yeri göğü inleten
"devlet adamları..." Bazıları yaşlılık sınırına dayanmış; 70'ini devirmiş...
Bulundukları salonda, bir zamanlar
"en az yarım asır Türkiye'nin kaderini tayin eder" diye nitelenen Anavatan Partisi'nin Olağanüstü Büyük Kongresi yapılıyor...
Her şey tezat Partinin, geçmişi ile bugünü arasındaki tezat kongre salonuna da yansımış...
Kalabalıktan dev salonlara sığmayan, stadyumlarda kongre yapmaya kalkışan Anavatan, dün Ankara'nın en küçük salonunda olağanüstü kongresini gerçekleştirdi.
Bir diğeri tezat ise Genel Başkan adaylarının neredeyse hepsinin yaşının genç olmasına rağmen, delegelerin yaş ortalamasının 60 civarında bulunmasında.
Durum böyle olunca dün 572 delegenin bir araya getirilip, Olağanüstü Kongre'nin toplanabilmesi için salonda dört saat uğraşıldı.
Oysa uzağa gitmeye gerek yok, 10 yıl öncesinde partide delege olabilmek için çoğu partili birbirinin ayağına basar, olmadık oyunlar çevirirdi.
Bırakın oyun çevirmeyi, çantadan kravata, gömlekten kalem takımına kadar dağıtmadık hediye bırakmazdı.
Sönmüş umutlar Sadece delegeler mi?
Salon da tıklım tıklım dolar, içeri girebilmek için herkes birbirini ezerdi.
Ankara'nın en küçük ölçekli spor salonlarından biri olan Ahmet Taner Kışlalı'da dün tersi bir durum söz konusuydu.
Yarışa girmiş dört genel başkan adayı ile parti yönetimine talip olanlar beraberinde 10 destekçi getirse bir tek boş koltuk kalmayacak salonun ancak üçte biri doluydu.
Özetle, partinin her yanında umutlar sönüktü...
Böyle bir yapı tekrar canlanabilir mi?
Parti iyi dönemini yaşarken 1989'daki yerel genel seçimde büyük oy kaybettiğinde
"Üzerimizden silindir geçti" diyen
Oltan Sungurlu'ya soruyu yönelttim.
Her zamanki gibi vücudunu hafif geriye doğru çekip, tebessüm eden gülüşünü yineleyerek,
"Temennimiz o..." dedi.
Salonun en önünde oturan
Mehmet Keçeciler'in psikolojisi de aynıydı.
Laboratuvarımız Bir yandan delegenin kulağına,
"Murat Akdeniz'i destekleyin" diye fısıldarken, bize de şöyle dedi:
"Semra Özal'ı İstanbul il başkanı adayı yaptığımız günden sonra eridik; bu noktaya geldik..." Ardından kongreyi izlemeye gelmiş, eski Anavatanlı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Reha Denemeç ile sohbete başladık.
İlk yıllarında Anavatan'ın bu günlere gelebileceğini düşünmenin hayal olduğunu belirtti.
"Demek ki olabiliyormuş" deyince de Anavatan'ın kendileri için iyi bir laboratuvar olduğunu belirtip ekledi:
"Biz partide aynı hataları yapmamaya gayret ediyoruz..." Bazılarının merkez sağın merkezi olacağını, yeni umutlara yelken açılacağını umduğu Anavatan'ın dünkü kongresinden yansımalar böyleydi.
Bırakın umudu, ne yeniden dirilişin filizine rastlanıyordu, ne de geleceğe ilişkin hayallerin nüvesine...
Zaten salonda yarışan da siyasi projelerden ziyade, partiyi içine düştüğü ekonomik krizden hangi adayın kurtarma planının daha iyi olduğuydu.
Bir zamanların yıkılmazı Anavatan Partisi'nin dünkü hali böyleydi.
Nereden nereye!..
Yayın tarihi: 26 Ekim 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/26//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.