Monroe'nun gerçek yüzü
* Babası o doğmadan bir süre önce annesini terk etti. Hayatına giren her adamda baba şefkatini aradı. Alkolik ve şizofren annesinin kızlık soyadını kullandı.
* Setlerde Dostoveyski, Kafka ve Freud'un kitaplarını okurdu. Şiir yazardı. Yazar Arthur Miller'la yaptığı evlilik, edebiyat tutkusunun bir uzantısı olarak görüldü.
* Bir yemeğe gitmeden önce mutlaka yemekte konuşacaklarını küçük kağıtlara yazar, takıldıkça onlara bakardı. Repliklerini ezberlemekte zorlanır, çekimler onun yüzünden defalarca tekrarlanırdı. Bu nedenle filmlerinde her zaman oyunculuğu değil, güzelliği ön plandaydı. Dilsiz bir sinema yıldızı olabilmeyi hayal ederdi. Konuşmayı sevmez, çoğu kez kekeler ya da lafları gevelerdi.
* İmajı konusunda takıntılıydı. Sürekli aynaya bakardı. Annesi olmadığı için hayatı boyunca gerçek bir kadının nasıl görünmesi gerektiğini merak etti. Oysa milyonlarca insan için kadın denince akla gelen ilk isimdi.
|