|
|
Anne adaylarına oruç önermiyoruz!
Oruç tutarken gün boyu aç kalınması nedeniyle sıvı, vitamin ve mineral eksikliğinin doğacağına dikkat çeken Dr. Berksoy: Hamileler oruç tutmaktan kaçınmalı. Mutlaka tutmak istiyorsa da doktor kontrolünde olmalı. Rahatsızlık hissettiğinde ise oruç tutmayı bırakmanın dinimiz açısından sakıncalı olmadığını unutmamalı.
Çocuk sahibi olmak isteyenler için ramazanın, yaşam biçimlerini gözden geçirmek için bir fırsat olduğunu söyleyen Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Aile Hekimi ve Beslenme Danışmanı Dr. Murat Berksoy, "Gebeler ve emziren annelerin oruç tutmasını önermiyoruz, tutmak istiyorsa da bebeklerinin zarar görmediğinden emin olmalıdırlar" diyor. Berksoy, hamilelikte oruç tutmakla ilgili sorularımızı yanıtladı:
* Gebeler ve emziren anneler oruç tutabilir mi? Hamile kadınlar ve emziren anneler için bizim önerimiz; beslenme, sıvı, vitamin ve mineral eksikliklerine neden olacağından, oruç tutmaktan kaçınmalarıdır. Gebe olan anne adayları, oruç tuttukları takdirde kendilerine veya çocuklarına bir zarar gelmeyeceğinden emin olmak için mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır. Emziren anneler ise oruç tutmak istiyorlarsa, sütlerinin kesilmemesi ve çocuklarının bundan etkilenmemesi için yine doktor kontrolünde tutabilirler. Anne adayları, oruç tutarken rahatsızlık hissedilirse, oruç tutmayı bırakmanın dinimiz açısından da sakıncalı olmadığını unutmamalı.
* Anne adayı için kesinlikle oruç tutulmaması gereken durumlar nedir? Anne adayı; şeker hastası ise, yüksek tansiyonu varsa, bulantı, kusma, mide yanması, anoreksiya beslenme bozukluğu) varsa, sindirim sistemi problemleri yaşıyorsa, kesinlikle oruç tutmamalı.
* Çocuk isteyen veya kısırlık tedavisi sürecinde olan çiftler oruç tutabilir mi? Beslenme ve metabolizma ile ilgili sorunların, kadınların yumurtalıkları ile erkeklerin spermleri üzerindeki olumsuz etkisi, her geçen gün daha net ortaya çıkıyor. Yanlış beslenme alışkanlıkları, kadınların yumurtalıklarını etkileyerek, sağlıklı yumurtalar üretmeye direnç gösterir hale getirir. Düzensiz beslenme, kalitesiz yaşam ve hareketsizlik, erkekte sperm sayı ve kalitesini azalttığından, gebe kalmada güçlüğe ve tekrarlayan düşüklere neden olabilir. Ramazan ayı, bebek sahibi olmak isteyen çiftler için bu anlamda sigara, alkol, hareketsizlik gibi olumsuz alışkanlıklarından kurtulmak için bir fırsat olabilir. Çünkü; vücudun sağlıklı bir yaşam için günlük olarak alması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları, ramazanda da değişmiyor. Bu dönem, bir dinlenme ve yenilenme süreci olarak değerlendirilebilir. Doktor kontrolünde bir beslenme programı uygulanarak, zararlı alışkanlıklar bu dönemde bırakılabilir.
* Sağlıklı bir bebeğe sahip olabilmek için gebe kalmak isteyen veya gebe kalmış anne adayları, ramazan ayında nasıl beslenmeli? Dengeli beslenme prensipleri, oruç tutan gebe kadınlar için de geçerli. Bu dönemdeki beslenme programı, anne ve bebeğin ihtiyaçlarını en iyi miktarda karşılayacak şekilde düzenlenmeli. Ne kadar ve ne tür besinlerin tüketileceği çok önemli. Sağlıklı bir gebe diyeti; tahıl, meyve, sebze, et ve süt ürünleri içermeli. Bunlara dikkat eden anne adayı, kendisinin ve bebeğinin sağlığı için gerekli gıdaları almış olacaktır. Mineraller ve vitaminler de diyette mutlaka olmalı. Yeterli sıvı tüketimi ihmal edilmemeli. Hamile bir kadının günlük sıvı alımı 1.5-2 litreden az olmamalı. Sağlıklı bir gebenin herhangi bir problemi yoksa egzersiz yapması hayli yarar sağlar. Eğer doktor izin veriyorsa, oruç tutarken hafif egzersizler de yapılabilir. Fakat anne adayı kendini yorgun veya halsiz hissettiği anda egzersize son vermeli.
* Ramazan ayı için yararlı olabilecek öneriler var mı ? Ramazan süresince hafif, sindirimi kolay, katkı maddesi az, doğal besinler yararlı olabilir. Daha çok sebze, meyve, bakliyat ve tam tahıl tüketilmeli, zeytinyağlı yemeklere öncelik verilmeli. Hazır besinler, dondurulmuş gıdalar, doymuş yağ ve hayvansal ürünler (sucuk, pastırma, sosis, et kavurma) azaltılmalı. Doğal ve hafif besinler tüketilmeli. Sahura mutlaka kalkılmalı. Bu sayede aç kalınacak süre azalacağından metabolizma daha iyi ve düzenli işleyecektir.
* Sahur ve iftarda hafif, hazmı kolay ve az yağlı yemekler tüketilmeli. Yemekler yavaş yavaş ve çok iyi çiğneyerek yenilmeli.
* Uzun süre boş kalan mideye birden yüklenmemeli, iftara çorba ile başlanmalı. Sonra hafif bir salata veya zeytinyağlı ile devam edip daha sonra ana yemeğe geçmek daha doğru olacaktır. Kızartılmış ve çok yağlı yiyeceklerden, özellikle hamur işleri ve hamur tatlılarından kaçınılmalı.
* Yemek pişirirken katı yağlardan kaçınmalı ve kırmızı eti mümkün olduğunca az, sulu sebze yemekleri halinde tüketilmeli.
* Ramazanda tatlı ihtiyacı, taze ve kuru meyveler, sütlü tatlılar ve kompostolar ile karşılanmalı.
* Gün boyunca su içilemediği için iftardan sonra, yatana kadar ve sahurda bol bol su için. Yeşil çay veya bitki çayları da bolca tüketilebilir.
* Sebze yemekleri veya zeytinyağlıları öğünlerde olmalı, etler ise ızgara, haşlama yapılmalı ya da fırında pişirilmeli.
* Hızlı yemek yemek, insülin salınımını yükselttiği için kan şekeri düşer ve bu da yorgunluk, uyku hali ve çarpıntı gibi rahatsızlıklara yol açar. Bu nedenle iftarın, hafif yiyeceklerle azar azar yenilerek açılması, esas yemeğe sonra geçilmesi daha sağlıklıdır.
* Mevsime uygun bir salata, 1-2 dilim ekmek, ufak bir kase az yağlı yoğurt veya bir bardak ayran; vücudun sıvı, vitamin, mineral ihtiyacını ve lif gereksinimini sağlar. Yemeklerde baharat fazla olmamalı.
|