|
|
|
|
|
|
Yargı yolu açılacak mı?
5 yıl önce Kenan Evren'e dava açan savcı Sacit Kayasu, "12 Eylül de bir gün yargılanacak" diyor.
'Canlı canlı gömüldüm'
Birinci sınıf bir savcı olmaya hazırlanırken meslekten ihrac edilen Sacit Kayasu şimdi avukatlık bile yapamıyor. Babasının haksız yere hapse atılması yüzünden hukuku seçen ve 12 yıl avukatlık yaptıktan sonra savcılığa geçen Kayasu'nun tek umudu AİHM'den çıkacak karar.
Denizli Babadağlı olan Sacit Kayasu 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve 12 yıl avukatlık yaptıktan sonra 1988 yılında savcı oldu. Ödemiş'de savcılık yaparken faili meçhul bir cesedin Yeşil olduğunu tespit etti. Ancak soruşturma basına sızınca Adana'ya gönderildi. 12 Eylül yönetiminin yargılanması için Ankara DGM'ye verdiği şikayet dilekçesi "görevsizlik" kararıyla sonuçlandı. Kenan Evren için düzenlediği iddianameden sonra da savcılıktan ihraç edildi. Kayasu 12 Eylül'ün 25. yılında yaşadıklarını ve hissettiklerini anlattı.
- Neden savcılığa geçtiniz? - Denizli'de avukatlıkta iyi bir konumdaydım, iyi para kazanıyordum. Rahat battı, sadece para kazanmayı kendime yeterli görmedim. Ben bu mesleği isteyerek seçtim. Sebebi de babam. Babam cinayetle suçlandı ve tam 18 ay suçsuz yere hapis yattı. Ve sonra devlet "pardon" bile demedi. Ben çok küçüktüm ama hatırlıyorum.
- Ödemiş'teki meçhul cesedin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu tespit ettiniz. Nasıl emin oldunuz? - Cesette Yeşil'e ait çok belirgin bir özellik vardı. Bunu hala söyleyemiyorum çünkü devlet memuru olduğum dönemde edindiğim bir bilgi. Ancak bu özellik sadece Yeşil'de var.
- Sonra Ödemiş'ten Adana'ya sürüldünüz? - Evet, şu çektiğimi Türkiye'de kimse çekmemiştir, kimse anlamıyor,anlamak da istemiyor. Ona da hak veriyorum, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ama basını affetmiyorum çünkü basın ne Yeşil'de ne Kenan Evren iddianamesinde görevini yerine getirmedi. İşin üzerine gitmeleri lazımdı. 'Bu işi şöhret olmak için yapıyor' dediler. Sinirlerim oynamıştı, 'Bırakın beni' dedim. Ben önemli değilim, dava önemli, bu davanın peşine düşün'.
- Eski bir savcı olarak şimdi ne yapıyorsunuz? - Emeklilik hayatı yaşıyorum. Avukatlık yapamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum. Devlet darbecileri yargılayacağına beni yargıladı, onları mahkum edeceğine beni mahkum etti. 20 sene, 50 sene sonra bunlar yeniden ele alınacak, o zaman bana yapılanların zulüm olduğu ortaya çıkacak. Ama iş işten geçecek. Beni yaşarken mezara gömüyorsunuz. Şu anda ben hiçbir iş yapamayan, ailesine, milletine faydası olmayan bir adamım. Oysa birçok hukukçunun bulamadığı açık noktaları bulduğum için avukatlıkta, savcılıkta başarı kazandım ben.
- 12 Eylül yönetimi için dava açmaya ne zaman karar verdiniz? - Bu işe en son el atacak kişi bendim. Çünkü kayınpederim albay, bacanağım albay, oğlumu askeri lise imtihanlarına sokuyorum. Askerle iç içeyim. Benim askere, orduya bir düşmanlığım yok. Bu yüzden açmadım, bekledim birileri açar diye. Ama baktım ki hiç açılmayacak ve 20 yıllık zaman aşımı dolacak.
- Önce DGM'ye suç duyurusunda bulundunuz? - DGM'ye beş ayrı suçtan bahsettim. İddianamemi de de iki ayrı suçtan düzenledim. Diyelim ki ben 90 günlük boşluk konusunda yanlış düşünüyorum. Ondan önce 30 Ağustos 1980'de Kenan Evren'in bir beyanatı var. Bu koruma kapsamında değil. Onu da görmezlikten geldiler.
- İddianameyi düzenleyince nelerle karşılaştınız? - Önce reddettiler. Hukuk olarak itiraz edemediler. Tek yaptıkları işleme koymamaya çalışmaktı.
- Hiç destekleyen olmadı mı? - Çok destek aldım. Bana bir tek kişi 'Yanlış yapmışsın' demedi. Askerler, konuştuğum yüksek rütbeli subaylar da dahil. İddianameyi işleme koymadan pek çok hakim ve savcı arkadaşıma gösterdim. gösterdim. Hiç kimse hukuki olarak eleştirmedi ama 'Sakın işleme koyma, yanarsın, çoluk çocuğun var yazık değil mi?' dediler. Peki bu memlekete yazık değil mi?
- Yargılanacaklarını düşündünüz mü? - Hayır, yargılanacağını falan düşünmedim. Kimse buna cesaret edemezdi. Ama yargılanma ihtimali olduğunu bundan sonra darbe yapmaya kalkan kişiler göz önüne alsınlar istedim. Beş general önemli değil onlara yargı yolunun açılması diğerlerine de yargı yolunun açılması demektir. Ve bu yol açık. Benim iddianamem zaman aşımını kesti. Bunu herkesin görmesi, bilmesi lazım. Benim iddianamemi sadece Adana'daki Cumhuriyet Savcısı işleme koyabilir. Ancak başka bir yerdeki savcı o iddianameden bahisle diğer dört general ya da yöneticiler hakkında dava açabilir.
- Bu davada kaç sanık olur? - Bir milyon 623 bin kişi fişlenmiş, 650 bin kişi gözaltına alınmış. Bu işlemlerde beş generalin değil onların emri altındaki diğer kişilerin imzası var. Hepsi ortaya çıkacak, zaten istenmeyen o. Siviller de, bürokratlar da var.
- AİHM'deki dava nedir? - Şu anda görülen iki davam var. Biri DGM'ye şikayet ettiğim için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) verdiği kınama cezası. HSYK kararları aleyhine yargı yoluna gidemiyorsun. Bu güne kadar AİHM de HSYK'nun kararlarını görüşmeyi hep reddetti. Ama AİHM benim davamı görmekle bu uygulamasını değiştiriyor. Davaya bakıyor. İkinci dava da iddianameden dolayı Yargıtay görevi kötüye kullanma cezası verdi. Olmadığını söyledikleri iddianame için ceza veriyorlar. Ben 'İddianame varsa işleme koyun, beni de asın'. Ama iddianame yoksa ben görevi nasıl kötüye kullanırım?
Cengiz ERDİNÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|