Fotoğraf sanatçısı Mardin
Ünlü prodüktör Arif Mardin'in kızı Julie Mardin İstanbul'da yeni bir sergi açmaya hazırlanıyor.
Jülide veya yurtdışında kullandığı adıyla Julie Mardin, İstanbul'da üçüncü fotoğraf sergisini açıyor. Amerika'da doğup büyüyen Mardin konuşma dili olarak İngilizce'yi tercih etse de Amerika'yı eleştirmekten çekinmiyor. Prodüktör Arif Mardin'in kızı olmanın kendisine avantaj ya da dezavantaj getirmediğini söyleyen Julie Mardin, "Babamdan yardım göreceğim bir alanda çalışmıyorum. Ama ailem bana sanat zekasını aşıladı. Annem kişilik olarak babama benzediğimi söylüyor. Bu da benim hoşuma gidiyor" diyor.
BOĞAZ'I ÇOK SEVİYOR Julie Mardin 14 Eylül-14 Ekim arasında İstanbul'daki Çağla Cabaoğlu Sanat Galerisi'nde Komet, Levent Morgök ve Neriman Polat'la birlikte, "İstanbul'a Göndermeler" adlı karma bir sergiye katılacak. Mardin digital baskı fotoğraflarını "Komplo teorileri" başlığı altında sergileyecek. New York Medya Sanatları Merkezi Ticari Fotoğrafçılık mezunu sanatçı, çalışmalarını bilgisayar üzerinde oluşturuyor. Dijital makinesiyle fotoğraf çekip, sonra fotoshop programında kolaj yapıyor. Son sergisinde New York'ta çekilmiş bir fotoğrafın üzerine geleneksel Türk bebeği yerleştiren Mardin, çalışmalarında Osmanlı İmparatorluğu'na ait simgeleri kullanıyor. Her yıl İstanbul'a gelen 40 yaşındaki Mardin, en çok Beyoğlu, Mısır Çarşısı ve Boğaz'ı seviyor. Uzun süre kalmasa da İstanbul'un yaratıcılığı arttıran bir şehir olduğu düşüncesinde. İstanbul ve New York birbirine çok benzettiği için çalışmalarının adını "Julie Mardin 212" koymuş. Çünkü her iki kentin alan kodu 212. Anlaşılan iki şehir de onu çok etkiliyor, "Enerjileri benziyor. İnsanlar sürekli telefonda konuşuyor ve aynı anda beş işi birden yapıyor. Ancak coğrafi olarak tek fark var. New York'un yolları cetvelle çizilmiş gibi. İstanbul karışık, kaybolabiliyorum. Ama bu da ayrı bir heyecan."
Ece KOÇAL
|