Balık ve ruh sağlığımız
Yaz tatilindesiniz. Ege'- nin sevimli kasabalarından birisindesiniz. Eşinize "Haydi bir sandal bulalım da akşam üzeri balığa çıkalım" dediniz Yandınız. Resmen kanun adına suç işliyorsunuz!.. Haydi bu pek pembe bir tablo oldu. Değiştirelim. Alın size başka bir tablo: Adam işsiz. İş bulamadığı için de meteliksiz. Komşudan emanet bir olta alıyor, evden de minik bir kova. Köprüye gidip birkaç istavrit tutacak. Şöyle bir tavalık tutabilirse, o gün evde iyi kötü nevaleyi kurtaracaklar. Yandı. Resmen yandı. Kanun adına suç işliyor!..
*** Zaman zaman gerçekten dehşete düşüyorum. Bu ülkede bürokratların gerçekten ne kadar da bol vakti varmış. Bu ülkede bürokratlar ne kadar da kendilerine iş yaratmaya meraklılarmış. Memur takımı için her şey mesai saatiyle sınırlı da, acaba bu ülkenin sıradan vatandaşının gerçekten de bunca uçsuz bucaksız bürokratik işleme ayıracak kadar vakti bol mu?.. İnanamıyorum. Tam bir ikisini hallettik derken, başka bir açıdan, başka bir taraftan başka bir şey bindiriyorlar. Uygulanması imkansız, kontrol edeni de, edileni de çıldırtacak işler. 12 Ağustos'ta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından bir sirküler yayınlanmış. Sirkülerde amatör balık avlanmasına getirilen bazı kriterler ve kısıtlamalar var. Bunlara hiçbir itirazım yok. Elbette iş katliama dönüşmeyecek. Elbette amatör adam kisvesiyle bu işi ticari olarak yapmayacaksın. Elbette eline feneri alıp gece yerinden kıpırdayamayan hayvanları toplamayacaksın. Ama içinde uygulanması zor ve gereksiz şeyler de var. Sirkülere göre, balık tutacak her kişinin bir belge alması isteniyor. İl veya ilçe müdürlüğüne gideceksin. Bir belge alacaksın. Ama bu belge iki yıl süreli olacak? Tersten başlayalım. Neden 2 senelik... Neden 1-3-5 değil de 2 senelik? Neden illa da iki yılda bir senin karşına geleceğim kardeşim?.. Ver resim, ver dilekçe, ver eskisini al yenisini. İşim gücüm yok mu?.. Şimdi adam aldı yanına karısını, çocuğunu balık tutuyor. Belki de gerçekten senede bir gün yapacak bunu. Karısının da elinde bir olta olacak elbette. Ona da bir ehliyet lazım. Ya çocuk "Baba biraz da ben tutmak istiyorum" derse ne yapacağız? "Oğlum senin ehliyetin yok. Başımıza iş açarız" mı diyecek? Yoksa kalbi kıpır kıpır çaktırmadan "Tut bakalım" diye kanuna karşı mı gelecek? Yoksa ona da bir ehliyet mi çıkartacak? 18 yaşından aşağı kişilere böyle bir belge verilecek mi? Verilirse de yarın "Ehliyetim var" diye, çocuk tek başına balık tutarken başına bir iş gelirse, ebeveyn dönüp, "Siz bu ehliyeti vererek suç işlediniz" derse ne olacak?
BUNA ADAM YETER Mİ? Haydi çocuğa da ehliyet alalım da, rahat edelim dedik. O zaman deniz kenarına gidecek, ola ki yılda bir kez bile balık tutabilecek her Türk vatandaşının bir ehliyet edinmesi gerekiyor. İki yılda da bunu yenilemesi Gerçekten Tarım Bakanlığı'- nın bütün bu işlemleri yapacak kadar bol vakti ve elemanı var mı acaba çok merak ediyorum. Yoksa kadro ihdas edip yenilerini mi alacaklar?.. Madem bir yönetmelik yapacaksınız. Bu işleri bilen birilerine sorup, yardım istesenize. İç sulara "Amatör balıkçı teknesi 7.5 metreden büyük olamaz" diye kısıtlama getirilmiş. "Amatör balıkçı teknesi nedir?" vallahi çok merak ediyorum. Binerim teknemin şişme botuna, çapari yaparım. Bizim bot amatör balıkçı teknesi mi oluyor?.. Ya da teknemle açık denizde giderken sırtı çekiyorum. Bizim motoryat kılık değiştirip amatör balıkçı teknesi mi oluyor? Yıllardır amatör denizciliği anlatmaya çalışıyoruz. Amatör Denizcilik Federasyonu da kurulduğundan bu yana bu işleri kovalıyor. Haydi bizler bireyiz. Bari bu tür işler yapılmadan önce Federasyon'un görüşü alınsa ya. Suyun altını da, üstünü de elbette bir bürokrattan çok daha iyi bilen insanlar var Federasyon'a bağlı kulüplerin bünyesinde. Bu denizler hepimizin. Onu en iyi koruyacak olanlar elbette amatör denizcilerdir. Bunun için de çırpınıyorlar. Ama ruhsal ve sinirsel durum kişisel. Bu kadar da üstüne gidip oynattırılmaz ki!..
|