Vatandaşlar ve balık ehliyeti
Geçtiğimiz hafta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından çıkartılan bir yönetmelikle ilgili görüşlerimi yazmıştım. Yönetmeliğe göre, amatör olarak balık tutacak herkesin bir belge alması öngörülüyordu. Yazıyla ilgili birçok okuyucumdan mail geldi. Gelenlerin arasında belge almaktan yana olanlar da var. İşte, bunun üzerinde gerçekten durmak lazım. Dünya, bireylerin serbestliğini ilk prensip olarak ortaya koymuşken kendi arzusuyla kontrol altına girmeye talip olmak nasıl bir duygudur? Okurlarımdan biri "Köprüde balık tutanlar, tutulmayacak kadar ufak balıkları da avlıyorlar" diyordu. Kendisine yazdığım cevapta da belirttim. Ben yapılacak işlemler için belirli kaideler getirilmesine karşı değilim ki!..
ÇEVRE BİLİNCİ ŞART Aksine balık cinslerinin kökünü kazıyacak, çevre tahribatı yapacak her türlü avlanmanın tamamıyla men edilmesinden, ağır yaptırımlarla cezalandırılmasından yanayım. Ama belge vererek kötü avlanmanın önüne geçemezsiniz.. Mesela lambacılık diye bir şey var. Büyük balıkçı tekneleri ile birlikte dolaşıyor bu motorlar. İçlerinde güçlü jeneratörleri var. Bunlar on binlerce voltluk lambaları yakarak balığı bir yere topluyor. Toplanan balık da gırgır ağlarıyla çevrilip yukarıya alınıyor. Bu lambalar o civarda ne var ne yoksa topluyor. Ekonomik değeri olanı olmayanı, anası danası... Denizdeki tüm canlılar imha ediliyor. İşin en acı yönü ne biliyor musunuz? Ağlardan kurtulanların da artık yaşama şansı yok. Çünkü kör oluyorlar. Bu tahribatı yapanların hepsinin tüm belgeleri tamam. Yani diyeceğim o ki, belge vermek işin çözümü olamaz. Sadece devletin bir kuruluşuna para toplayacak yeni bir kapı açmaya yarar.
PARA İŞLERİ TEHLİKELİ Ben para toplanan her işte suistimal yollarının da açılabileceğine inanan bir insanım. Bu yaşıma kadar gördüklerim, yaşadıklarım, duyduklarım da bunu pekiştirecek niteliktedir. Bir gün, tek bir kez bile eline olta alacak her Türk vatandaşına belge vermek ne kadar pratik ve akılcıdır, okurlarımızın takdirine bırakıyorum. Ama ben bunun kontrolünün daha da zor ve yukarıda söylediğim açıdan risk taşıdığını iddia ediyorum. İsteyenle istediği ortamda tartışırım. Köylü eline dinamiti alır, dereye, denize iner. Sen belge verince inmeyecek mi? İşin bir başka bölümüne geçelim. Ben İstanbul'da yaşıyorum ve kendime ayıracak hemen hemen hiç vaktim yok. Geçtiğimiz yıl, 15 günlük iznimin denize çıkabilmek için yaklaşık bir haftasını teknemin evraklarını vs. tamamlamakla harcadım. Şimdi bunun üstüne bir iki gününü de, amatör balıkçı belgesi almaya mı harcatacaksınız. El insaf!.. Lütfen elinizi vicdanınıza koyunuz. Bu sözüm bu işleri yapanlara da, savunanlara da...
|