Yolcu çok, inecek liman yok
Durum şu; Atatürk ve Antalya havalimanlarına bu sene tahmin edilen sayıda yolcu gelirse sıkıntı yaşanacak. Her iki meydanda da yeterli, hatta gereğinden fazla terminal var, ancak bu terminallere paralel bir şekilde düşünülmüş pist ve uçak park alanı yok. Atatürk ve Antalya havalimanlarının kapasitelerini birbirleriyle paralel ilişkisi olan diğer sistemlerle eş zamanlı artırmadıktan sonra yapılan iyileştirmeler ve atılan adımlar bir işe yaramıyor. Antalya'da ikinci terminale yönelik trafik düzenlemesiyle ihale aşamasında verilen sözler yerine getirilebilir, ancak mesele bu değil. Önemli olan gelecek yolcunun iyi bir şekilde ağırlanması. Uçakların sorun yaşamadan iniş ve kalkış yapabilmeleri. Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali yüzde 20 büyütüldü, ama hangi yaraya merhem olacağını Devlet Hava Meydanları İşletmesi henüz çözebilmiş değil. Bu kapasite artışının işe yaraması için üçüncü pistin de devreye girmesi gerekir. Fakat, pistin önünde müteahhit Sadri Şener'den kalan problemlerle birlikte yığınla sorun var. Her iki meydanın da saatlik uçak kapasitesi şöyle; Atatürk Havalimanı 30, Antalya 24. Ne yapılırsa yapılsın, bu iki meydanda bu kadar uçaktan fazlasının operasyon yapmasına imkan sağlanamaz. Sadece bazı uçuşları kısıtlayarak, tahditler koyarak trafiğin sağlıklı büyümesi ve gerçekleşmesi mümkün olabilir, ama bu da yeterli görünmüyor. Küçük bir tahlili İstanbul üzerinden yapalım. Atatürk Hava Limanı'na, 2004 yılı içerisinde, iç ve dış hatlarda toplam; 187 bin 487 adet uçak iniş-kalkış yapmış. 15 milyon 600 bin civarında yolcu trafiği gerçekleşmiş. 2005 yılı içerisinde ise yüzde 24 trafik artışı olacağı tahmin ediliyor. Yetkililerin karşısına pist ve uçak park alanı sorunu çıkıyor. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü çare olarak, Atatürk Hava Limanı'nda can, mal ve uçuş emniyetinin uluslararası standartlarda sağlanabilmesi amacıyla, uçuş kısıtlaması ve slot (uçuş izni) uygulaması getirdi. Yedi saati geçen yatı uçuşları ve yedi saati geçecek yatı uzatma taleplerine (VIP ve yardım uçuşları hariç), tarifesiz (charter) kargo ve bagaj uçuşlarına (harekat üssü Atatürk Hava Limanı olan Türk Hava Yolu İşletmeleri hariç) uçuş yaptırılmayacak. Birbirini izleyen iki ay içerisinde 4 seferden az olan charter yolcu uçuşlarına (VIP uçuşları hariç) dur denecek. En fazla 20 koltuk kapasiteli turboprob ve jet motorlu uçaklar dışında kalan uçaklar ile yapılacak her türlü özel, iş v.b. uçuşlara da kapanacak. (Ambulans,VIP, Türk Devlet Uçakları ve harekat üssü Atatürk Hava Limanı olan Türk hava yolu işletmeleri hariç) Yani küçük uçaklar da gelemeyecek. Her türlü eğitim, gösteri (demonstrasyon) ve sportif amaçlı uçuşlar hava limanı kontrolü içinde kalan bölgede yapılacak. 1 Haziran'dan itibaren bu uçuş yasakları aynen uygulanacak. Ancak, bu tedbirler dahi yeterli olmayacak. Tüm bu trafikten sonra İstanbul'a yeni bir meydan gerekli diyenler çıkabilir. Ne dersiniz?
|