Yüz yıl önce daha medeniymişiz
Benim, içine pil kaçmış, hiperaktif ve dahi hipermanyak kedim Piyaz, birkaç gün önce terastan aşağı uçtu. Teras dediysem, bayağı bir teras hani; 7. katın terası... Çığlıklarını her duyduğumda, "Oh, iyi ki İzmir'de yaşıyorum. İyi ki denize bu kadar yakınım" dediğim, bir grup martının ardından koşarken, mesafeyi ve hızını iyi ayarlayamamış benim serseri kızım. Anasına çekmiş; elinin, ayağının, ağzının ayarı yok. Allah kedileri yaratırken "Sırtın hiçbir zaman yere değmesin" demiş ya hani... İşte benimki de bu yüzden şu anda düşüşün getirdiği depresyon dışında hiçbir rahatsızlığı olmadan evde keyif çatmaya devam ediyor. Yani hayvanım 7. kattan uçtu, sonra üzerindeki sokağın tozunu şöyle bir silkeleyip tekrar yukarı çıktı. Bu kadar!
*** Hayatımda ilk kez bir kedi sahibi olduğum için, bu hayvanların bu tür mucizevi özelliklerine hayret ediyorum. Ve "Keşke bu tuhaf yaratıklarla daha önce samimiyet kursaydım" diyorum. Oysa İzmir'in kedileri eskiden beri pek meşhurmuş. Hemen her evin bir veya birkaç kedisi varmış. Şahabettin Ege'nin, "Eski İzmir'den Anılar" isimli kitabını okuyunca öğrendim. Kitaptan bir alıntı size... Bu arada, bunu günümüzde sokak hayvanlarını çırpına çırpına öldürmekten başka çare bulamayan belediyelere ve içi, kendinden başka her türlü canlıya nefret dolu olanlara ithaf etmek istiyorum. Bakın eskiden İzmir'de insanlar ve hayvanlar nasıl barışık yaşarlarmış. Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen önceki yıllarda İzmir'de kent yaşamından kesitler sunan Ege'nin anılarında, sokak satıcılarından söz ediliyor. Bunlardan biri de ciğerciler: "Kedi besleme İzmir'de yaygındı. Hemen her evin temiz ve güzel bir kedisi olurdu. Farelerle, kapan kullanmaktan başka mücadele şekli olmadığından bu, zorunluluktu. Şişirilmiş büyük sığır ciğerlerini sırıklara asarak mahalle aralarında satan 'ciğer mumcular' vardı. Kendi kedilerine olduğu kadar bir hayır işi oldu için sokak kedilerine de ciğer alan hanımlar çoktu. Bu satıcıların arkalarında miyavlayarak koşuşan on onbeş kedi daima bulunurdu." Ve aynı kitaptan bir başka alıntı: "Köpek dışkısı toplayanlar: Omuzlarında taşıdıkları bir sopanın iki tarafına teneke asarak mahalle aralarında dolaşan ve başıboş köpeklerin dışkılarını elindeki maşa ile bu tenekelere toplayanlara da sık sık rastlanırdı."
*** Medeniyete bakar mısınız? Kaç yıl önce... İzmir'de yaşamaktan hep gurur duymuşumdur ama demek bir de o yıllarda yaşasaymışım göğsümde "Ben İzmirliyim" diyen yaftayla gezecekmişim. Övünçle... Vay be!
|