Konuştu yine!
Haberde şöyle diyordu: Yeşim Salkım, kendisini eleştiren kadın köşe yazarlarına "Allah onlara da hayırlı bir eş nasip etsin" dedi. Bu sözü üzerime alınmam gerekiyordu. Çünkü daha önce Salkım'la ilgili yazılar yazdığımı çok net hatırlıyordum. Şöyle bir arşivi karıştırdım. Bakın neler yazmışım: Henüz Hakan Uzan'la evliyken kendisiyle yapılan bir röportajda Salkım şöyle demiş: "Ben doğuştan asil bir ruha sahibim, öyle doğmuşum." "Ben hoş ve güzel bir kadınım" "Bu kadar bakımsız olup bu kadar güzel kalabilen başka biri var mı?" "Türkiye'de benim kadar güzel fotoğraf veren başka bir kadın yok." "Fotoğraflarıma bakarken kendime bir kat daha hayranlık duyuyorum." "Türkiye'de benden daha hanımefendi bir sanatçı yok. Hem hanımefendi, hem de süper bir sanatçıyım." "En iyi sanatçı-anne de benim." "Ben Türkiye'nin en önemli iş adamıyla evlenmiş, en önemli sanatçısıyım." Bunun üzerine ben de dayanamamışım ve şöyle yazmışım: "Vah, vah! Allah gençliğine acır ve bir an önce şifasını verir inşallah!"
*** Sonra Hakan Uzan'dan ayrılmış ve bu kez de şunları söylemiş: "Ceketimi aldım ve çıktım. Ben aç gözlü bir kadın değilim. İstesem dünyaları alır öyle boşanırdım ama çok asil ve çok tok gözlü olduğum için mücevherlerimi bile bırakıp çöplüğüme geri döndüm". Ben yine dayanamamış atlamışım: "O nasıl bir ceketmiş birader böyle.. Çakmak cebine bir villa, mendil cebine bir araba, kol düğmeleri Gilan'dan, yakalar De Beers'den.. Allah tüm erkeklere böyle gözü tok, maneviyatçı kadınlar nasip etsin. Özellikle boşanırken.."
*** Ve sonunda bizleri terk etmeye, müziği de -yine değerini anlamadığımız için bizlere kızarak- bırakmaya karar vermiş ve demiş ki: "Ben bu ülkede değil kaset, tuvalet bile yaptırmam." Ben yine kayıtsız kalamamış, hatta bu kez biraz da öfkelenmişim: "Eyy kendisi yüce, hazım durumu cüce insan Yeşim.. Sen zaten bu ülkede kaset yapma istersen. Bir zamanlar Hisar konserlerine eski kocanın şirketlerinde çalışanlar, neredeyse silah zoruyla otobüslere tıkıştırılıp zorla götürülüyordu da, boş sandalyelere şarkı söylemekten kurtuluyordun. Tuvalet yaptırsan bari hiç olmazsa birileri sifonu çekerken sana hayır dua eder, namın yürür."
*** İşte durum böyle olunca yazının başında geçen cümleye alınmış olmam da doğaldı tabii. Yaram vardı gocundum. Yalnız Y.S'nin bu duasına "Amiiin!" demek nedense içimden gelmedi pek. Birinci evlilik hüsran, ikincisi hüsran kare, üçüncü nikahta, oğlan tarafının anne ve babası nikahı basıp gelinin yüzüne bardak fırlatmış.. Yani gerçekten "hayırlı bir eşe" hayır demem ama.. Mümkünse Y.S.ninki gibiler benden uzak olsun da.. İsterse cehenneme direk olsun. Gerçekten.. Mümkünse..
|