| |
|
|
Bu, kesinlikle Arap modası değil!
Anlaşılan bu "Türban" konusunu tartışmaya doyamayacağız. Bu arada, bazı sayın okurlarım, Emine Erdoğan'a kamusal alanları yasaklayan Cumhurbaşkanı Sezer'i eleştirdiğim için, bana sert tepkiler seslendiriyorlar. Adını vermeyen bir sayın okur da, "Emine Hanım'ın, artık iyice abarttığı Arap giysileri içinde konukları karşılama özgürlüğü var mı?" diyen bir e-mail göndermiş. Türk modeli örtünme veya kapanma ile, Arap giysileri arasında bir ilgi yok. Pardesü Batı'dan geliyor. Tayyör Batı'dan geliyor. "Türban" ise, Batı modacıların Berberi savaşçılardan görüp, stilize ettiği bir Paris modasının ürünü. Yani Sayın Başbakan'ın eşinin veya diğer türbanlı hanımların kıyafetleri, eklektik bir moda arayışının sonucu bana göre. Arap sıcağına bu kıyafetle çıksalar, 15 dakikada baygınlık geçirirler. Belki giyim biçimlerini bizim yaratıcı ve özgün modacılarımıza teslim etseler, daha şık olabilirler. Ama bu kendi tercihleri. Burada yanlış olan "Kamusal Alan" kavramını zorlayıp, kamu görevi taşımayanlara bir yaptırım uygulanması. Yani halkın seçtiği iktidarın Başbakanı'nın ve 4'ü hariç bütün bakan eşlerinin başları örtülü olacak. Ve o demokraside, siz, onlara "Kamusal alan" gerekçesi ile, bazı mekanları yasak edeceksiniz. Bunun gerekçesi de, "Laik Demokrasi" olacak. Olay moda değil... Erbakan da, "Arabesk" sanıp, "Romanesk" Versace kravatları takmaz mı? Olay, insan hakları ve demokrasi olayı!
|