| |
|
|
Paradan sıfır atmak kolay, beynimizdeki sıfırlar ne olacak?
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay, sıfırları atılmış yeni banknotların, okulların açıldığı Eylül haftasında kamuoyuna tanıtılacağını duyurdu dün. Ama, yeni banknotların basımına başlanmış. Hatta 1 liralık banknotlar, Merkez Bankası şubelerine dağıtılmış bile. Sonunda altı tane sıfırı olmayan "Yeni Lira"ya, fiyatlar ve ücretler, çaresiz uyacak. Ancak, bol sıfıra şartlanmış beyinlerimiz, yeni dönemde kimbilir ne bunalımlar geçirecek. Düşünün.. 1 milyon lira, 1 lira oluyor. Örneğin, dilenciye 5-10 kuruş verdiğinizde, adam kızıp "Sadaka mı bu" diye öfkelenirse, ne yapacaksınız? Hani bir enflasyon tarifi vardır: - Geçen yıl lokantada hesap olarak ödediğiniz parayı, bu yıl garsona bahşiş olarak verdiğiniz zaman, eğer garson size teşekkür etmiyorsa, anlayın ki enflasyon şiddetle hüküm sürmektedir. Paradan sıfırlar atılınca bu durum ter- sine dönmeyecek mi? - Geçen yıl lokantada garsona bahşiş olarak verdiğiniz paranın daha azını bu yıl hesap olarak ödedi- ğiniz zaman garson size teşekkür ediyorsa, anlayın ki durumda bir gariplik vardır. Yani bir nevi "Zaman Tüneli"ne girmiş gibi olacağız hepimiz. Ama sahip olduğumuz mal ve eşyanın değeri konusunda, müthiş bir kargaşa oluşacak beynimizde. Diyelim ki sanatsever işadamı, müzayedede bir yağlı boya tablo almış. Bunun için de 300 milyar lira ödemiş. Sonra paraya ihtiyacı olup, bu tabloyu satmaya çalışıyor. Resim uzmanı diyor ki, - Sizin bu tablonuz en fazla 300 bin lira eder! Eğer sıfır atılmasına alışmadıysa, bu işadamının yüreğine inmez mi söylenilen rakam? Şimdiden çevremden sorular gelmeye başladı bile. - Sıfırlar atılınca, bankadaki param azalmayacak mı? Tasarruf hesabımı dövize mi çevireyim? Bizim kuşak, bol sıfırlı dönem öncesini de yaşadığımız için, herhalde "Yeni Lira"ya daha kolay alışacağız. Ama, 1980'ler sonrasında doğanlar ne yapacak? 10 yaşında bir çocuk, babasından cep harçlığı isteyip, karşılığında 10 lira alınca, oturup "Benim babam cimri olmuş" diye ağlamayacak mı? Eski Yeniköy'deki arkadaşlarımın arasında, iki kardeş vardı. Babaları Anadolu'dan gelip, İstanbul'da çok zengin olmuş. Ama geçmişini unutmadığı için, hep hesap yapardı. Çocuklarından da, hafta sonu, harcamalarının hesabını alırdı. Ben de izlerdim bu hesaplaşmayı. Çocuklar ne harcadılarsa kağıda dökerlerdi. Adam da yüksek sesle okuyup, onayladığını belli ederdi Güneydoğu aksanıyla. - 25 gurruş sandviç, 75 gurruş dolmuş, 100 gurruş sinema... "Kuruş"lara "gurruş" derdi. Bu iki kardeş büyüdüler. Birlikte, Abanoz Sokak'taki geneleve gitmişler o hafta. Hesap verme günü, baba okumaya başladı. - 75 gurruş dolmuş, 100 gurruş sinema, 25 gurruş sandviç, 250 gurruş cızzık... Böyle dedi, durdu... Çocuklar genelevde ödedikleri 250 kuruşu da, harcamalarına yazmışlar. Ama, harcama yerini yazmaya utandıkları için, açıklama bölümüne yatay bir çizgi koymuşlar. Adam da bu çizgiyi, "cızzık" diye okudu. Sonra "Bu cızzık nedir" diye sordu. Çocuklar geneleve gittiklerini söylediler. Ertesi hafta hesap gününde, yine oku- maya başladı listeyi... - 25 gurruş sandviç, 100 gurruş sinema, 250 gurruş cızzık, 75 gurruş dolmuş... Ondan sonra "cızzık" da, kabul edilen harcamalar arasına girmişti. Neyse... Her konuya nostaljik takılmanın anlamı yok. Bende üstü imzalı eski liralar var. Mesela Vehbi Koç'a imzalattığım, kağıt 2,5 ve 5 lira var. Acaba onlar, yine geçerli olacak mı? Yani bu sıfır atma, ekonomik ve teknik olmaktan çok, psikolojik bir operasyon gerektirecek.
|