İtalya İmaj Tazeledi
İtalya artık dış basında en çok "pizza ve mafya" ile anılmıyor
İtalya sadece spaghetti, pizza, mandolin değilmiş. Bu sonuç İtalyanların "Eta Meta Research" adlı bir araştırma şirketinin araştırmalarından çıkıyor. Bizim sadece "şiş kebap, lokum, rakı" olmak istemeyişimiz gibi bir şey. Adı şaşalı araştırma şirketi "Eta Meta" son bir ayda yabancı basında İtalya hakkında çıkan yazıları inceleyince artık "pizza ve mafia" dan söz edilmediği ortaya çıkmış. Sadece 84 yazı sırf Gucci ve Prada üzerine yazılmış. Diğer bir 80 kadarı da İtalya'nın kültürel ve artistik değerleri üzerine. "Gusto" zaten İtalyanca'dan çıkıp pek çok dilde tahtını kurmuş bir kelime. Tad ve eleganlık İtalyanların kendi markaları haline getirdikleri iki sıfat. Eta Meta, İtalya hakkındaki 1100 yazıyı gözden geçirince eskiden "makarnacı" tabir edilen İtalyan halkının, bizim şu bir, iki, üçler yaşasın Türkler diye başlayan çocukluk tekerlerlemelerimize 10,11,12 İtalya tilki şeklinde yerleşen "kurnazlık" sıfatı da dahil pek çok klişenin İtalyanlara artık layık görülmediğini saptamış. Armani, Gucci, Prada, Ferrari gibi markaları yaratmış insanlara hala "sizi makarnacılar sizi" demek biraz zor. Gerçi İtalyanlar bu kalite ve stilde dünya liderliğine soyunurken ünlü sanatçı Toto, mafya babası Vito Corleone gibi tipleri çöpe atmaktan çekinmiyorlar. Vito Corleone neyse de Toto'ya dokunmaları hazmedilir gibi değil. Çöpe atılma nedeni de eski tip İtalyanları temsil etmesinden. İtalyanlar Sunday Times'dan Stern'e, El Pais'den Moskovskaya, Le Figaro'ya kadar tüm dünya basınında "stil ustaları" olarak anılıp, ürünlerindeki kalite ve mükemmellik nedeniyle övülüyorlar. Haksız değiller. Bir uluslararası fuarda İtalyan işçilerin kendi standlarını büyük bir maharetle monte ettiklerini görmüştüm, akan yapıştırıcı, sarkan tahta, sallanan ve görünen bir çivi bırakmadan üstelik yanlarında getirdikleri espresso kahve'nin tadını çıkararak... İşçi; detayları tertemiz, yaptığı işten gururlu "İşte biz İtalyanların farkı bu" demişti. Stil konusunda da beni her zaman şaşırtan yaşlı kadınlardır. Kendi oturduğum semtte de sabah erken saatlerde karşılaştığım 60 ila 80 yaşında, sokakta köpeklerini gezdiren kadınlara hayretle bakarım. Tam bir uyum içindeki kıyafetlerini kullandıkları aksesuarlarla daha da zenginleştiren bu kadınların saçı başı kuaförden yeni çıkmış gibi düzenlidir. İtalya'da bir yerdede bu işte, bir yanda inanılmaz bir sanayi ve şirket kültürü, kaliteli üretim, bireysel yaratıcılık, dizayn diğer yanda artık az konuşulan cazibesini yitirmiş bir mafya, pulları dökülmüş bir "dolce vita" efsanesi. Armani, moda, dizayn vs. ama biraz da spaghetti, pizza, espresso. Bizim hoşumuza giden de bu bütün.
|