Milano Farkı
İtalya'nın en güzel şehirlerinden Milano'da bir kafenin alaturka tuvaleti bile var
Kuzey'de başka bir atmosfer solunuyor. İtalyan ekonomi ve finans dünyasının merkezi Milano, Roma'ya kıyasla insana daha çok Avrupa'da olduğunu hissettiren bir şehir. Otelinden kafesine, taksisinden, en küçük dükkanına kadar her şeyin profesyonellik içinde yapıldığını görüyorsunuz. Milanolu'lar genelde çabuk ve pratik insanlar. Formalite gereği olsa da güleryüzlü ve nazik davranıyorlar. Moda ve dizayn şehrinde estetik anlayış insanların üstünden, başından, kafelerin sandalyelerine her şeye sinmiş. Bu yazıyı Milano'daki Duomo Meydanı'na bakan bir bürodan yazarken, Venedik'te San Marco Meydanı'nda ya da İstanbul'da Eminönü'nde olduğu gibi güvercinlere yem veren insanları izliyorum. Duomo'nun (Katedral) restore edilen dış yüzeyi bile son derece elegan bir çelik tülle kaplanmış. Kavuniçi renkli belediye tramvayları ise meydanın dışında fır fır dönüyorlar. Akşamüstü aperatif saati. Bu daha çok Kuzey'de yaygın olan bir alışkanlık. Aperatif saati önemli. Akşam 17.00'den sonra işten çıkanların 19.30'a kadar barlarda gözalıcı, iştah açıcı yiyeceklerle bir kadeh bir şey içip, günün stresini attıkları mekanlar. Klasik, alternatif, modern yüzlerce yer var. Bunlardan, Corso Como 10 ilginç bir yer. Açık ve kapalı barının yanı sıra aynı zamanda bir alış-veriş merkezi olması da cazip. Turistlerin yanı sıra yabancı ve İtalyan modacı ve stilistlerin çok sık uğradığı bir yer. Son moda yaratımlar, kılık kıyafet, aksesuar, dizayn, moda meraklıları için bir kitap satış merkezi de burada. Buraya bol vakit ayırmakta yarar var. Mesela kitapçıda saatlerce rahatsız edilmeden kitapları inceleyebilirsiniz. Renk, şekil cümbüşü estetik duygularınızı coşturabilir. Burada Corso Como 10 bağımlısı modacılar da tanıdım. Aynı zamanda iyi bir buluşma yeri. Sanat, dizayn, moda gibi işlerle uğraşanların etkilenmek ve kendi deyimleri ile "düşünce ve stillerini yeniden harmanlamak" için geldikleri bir yer. Akşam vakti Via Buonarrotti'de "Smooth" adlı bir kafeye girip, envayi çesit çiğ sebze ve peynir, salamdan oluşan renkli aperatif tabaklarını tadıp, müziğin enerjik ritminde günün yorgunluğunu üzerinizden attıktan sonra incecik tellerden tavana büyük kuş yuvaları gibi dağıtılan dekorasyona bakarken tuhaf bir duyguya kapılabilirsiniz. Her gittiği yerin tuvaletine bakıp yargısını öyle veren bir arkadaşım vardı. "Smooth" kafenin de tuvaleti ise düşünceleri raydan çıkaran cinsten. Çünkü "alla turca". Milano'nun ultra modern, alternatif barkafe'lerinden birinin tuvaleti alaturka. İnanılır gibi değil, ama benim gibi uzun yıllardır dışarda yaşayan birini bir alaturka tuvalet duygulandırabilir. Neden olmasın o da memleketimden bir parça, çocukluk anılarımı süsleyen bir obje. Bu kimin aklına gelmiş derseniz işte bu daha da hoş. Bir Türk dizayner'ın. Alaturka tuvalet, bu modern kafenin dizaynını yapan Türk'ün bir şakası gibi geldi bana ya da imzası. Ultra modern, alternatif bir şey yapıp sonra da imzasını basmış. O sürekli hakaret ettiğimiz alaturka tuvalet de ancak böyle yeniden değerlendirilip, modern bir kontekse konulabilir diye düşündüm.
|