Gülünç Hallerimiz
Sosyalist liberal partiden, liberal sosyalist partiden aday!
Belçika yine seçimlere hazırlanıyor. Bir hafta sonra insanlar sandık başına gidecek. 13 Haziran Avrupa Parlamentosu ve Belçika bölge seçimlerinde toplam 27 Türk kökenli Belçikalının da yer aldığı seçim maratonunda 'at izi it izine karışmış' durumda. Türkiye'deki gibi arabesk-türkücüler zoruyla doldurulan meydan mitingleri ve konvoylu gövde gösterileri yapılmıyor Belçika'da. Ama, Türk kökenli siyasetçileri ayrı tutmak lazım bu durumdan. Çevreci Yeşiller dahil tüm partiler çevre kirliliği yaratan her yerde asılı kampanya afişleriyle seçim heyecanını canlı tutuyorlar. Televizyonlarda, geniş yığınların politik konularla ilgilenmesini sağlamak amacıyla, her gece, siyaset-magazin karışımı ilginç programlarda, siyasilerle söyleşiler yapılıyor ve adaylar tanıtılıyor. Her nedense seçim öncesine denk gelmiş yol, kanalizasyon ve çevre düzenlemesi gibi altyapı inşaatları, salon ve kahvehane toplantıları, posta kutunuza atılan parti tanıtım broşürleri, gazete ilanları ve merkezi yerlere asılan afişler seçim heyecanını yaşamamıza katkıda bulunuyor. Brüksel'in Türk mahallesi ya da 'Küçük Türkiye' olarak da bilinen Schaerbeek'te bir tur atmamız, seçim havasına girmemize yetiyor. Tüm cadde, boy boy Türk ve az da olsa Belçikalı adayların afişleriyle donatılmış. Belçika genelinde 27 Türk'ün değişik partilerden (ırkçı partiler hariç) aday olması Türklerin artık içinde bulundukları toplumların yönlendirilmesine katılma isteğinin en somut kanıtı. 160 bin Türk'ün yaşadığı Belçika'da 35 bin Türk asıllı seçmenin oy kullanması bekleniyor. Türk kökenli aday enflasyonunun yaşandığı seçimlerde, 1.296 Türk asıllı seçmene, bir Türk asıllı aday düşüyor. Adaylar seçilemeyecek sırada ve 'Listemizde yabancı da bulunsun' mantığıyla aday gösteriliyor. Çoğu aday, aday olduğu partiyi tanımazken, partiler de adayını tanımadan listeye alıyorlar. Seçim kampanyaları süresince Türk kökenli adayların trajikomik hallerine de tanık oluyoruz... Anekdot bir: Türkiye'den gelen bir gazeteci arkadaşım Brüksel'den meclis adaylarıyla röportajlar yaptı. İki adayla konuştuktan sonra yaptığı değerlendirme oldukça ilginç: "Bir türlü anlayamadım. Sosyalist düşünceyi savunan liberal partiden, liberal olan sosyalist partiden aday. Bu tip politikacıyı artık Hakkari Şemdinli'de bile göremezsiniz. Bu ne yaman bir çelişki?" Anekdot iki: Sosyalist Parti'den aday olan Türk kökenli bir politikacı! Gent Büyük Camii'de propagandasını yaparken, Liberal Partili başka bir aday içeri girdiğinde "Bu komünistin burada ne işi var, dışarı atın" diye seslenir. Liberal Parti'liyi 'komünistlikle' itham eden bir sosyalist aday. Hani derler ya "Dinime küfreden bari Müslüman olsa." Anekdot üç: Geçen hafta Avrupa, Brüksel ve Flaman Parlamentosu'na aday dört Türk kökenli adayla arabamda giderken birden "Brüksel Parlamentosu'nun toplam koltuk sayısı" tartışmasını dinledim. Dört adayın hiçbiri parlamentodaki koltuk sayısını bilmiyor. Onlar aday oldukları parlamentonun sandalye sayısını bilmiyorlarsa ben ne diyebilirdim ki...
|