Pilot deyip geçme!
Geçen haftaki yazımıza, asker kökenli pilotlardan eli kalem tutan bazıları dilleri döndüğünce cevap vermeye, pilot olmadığımdan hareketle yazımı eleştirmeye çalışmışlar. Maalesef ülkemizde öyle bir zemin kayması var ki, bu sütunda 'hava kapalı, yağmur yağabilir' yorumunu yapsak dahi bazıları çıkıp 'neden bize ördek dedin' muhabbetine giriyor. Yıllarca havacılık sektörünün ihtiyaçları asker kökenli pilotlar tarafından giderildi. Ancak, sivil kaynaktan pilot yetiştirilme işini Türkiye bir türlü beceremedi. Bizim eleştiri getirdiğimiz noktalardan birisi bu kapının asker kökenli pilotlar tarafından kapalı tutulmaya çalışılmasıdır.
Yani Türk Hava Yolu Pilotlar Derneği (TALPA) çatısı altında toplanan bu kardeşlerimiz, kendi çocuklarını, damatlarını, akrabalarını, hatta kızlarını dahi bu işe yönlendirip pilot yaparken, başka insanların önüne engel olarak çıkmaktalar. Şehitler vererek bu noktalara geldikleri savıyla savunma yapan asker kökenli pilotlar, zannediyorlar ki, yabancı kadınla evlilik başta olmak üzere ordudan kaçış için ortaya konan gerekçelerden haberimiz yok. Ordu kaynaklı pilotlar dünyanın her yerinde var. Ancak emekli olanlar ihtiyacın sadece bir kısmını karşılayabiliyor. Türkiye'de de durum bundan farklı değil. Dolayısıyla sivil kaynaktan pilot yetiştirilmesi için bir işletmeci ufku gerekiyor.
Eğer anlaşılmadıysa tekrarlıyorum; İETT şoförleri, İstanbul'un trafik çözümüne katkı sağlayamaz. İçlerinden biri yönetici yapılırsa ancak, şoförlerin hakları üzerine kafa yorabilir. Türkiye'de pilot sıkıntısı olduğu bariz bir şekilde ortada. Havayolları ve filoları ne kadar büyürse Türkiye'de pilot çeşitliliği de o derece artacaktır. Asker kökenli, yabancı uyruklu, yabancı uyruklu asker kökenli, sivil kaynaklı gibi. Ancak önemli olan pilot çeşitliği yani çalışacak eleman değil, çalışılacak kapıdır. İş olmayınca aş da olmaz, tencere de kaynamaz. Bunun için meslek tekeli oluşturmak faydalı değildir. Pilotluğu bir meslek olarak tescil ettirmeye çalışmak daha önemlidir.
|