Lufthansa- THY ortaklığı
Hamburg Havacılık sektörü 11 Eylül olayı ile birlikte kaybettiği pazarı yeniden kazanmış gibi görünüyor. Hatta hava ulaşımında yeni trendlerin dünya genelinde kabul görmesiyle önümüzdeki yıllarda piyasanın daha genişleyebileceğini söylemek mümkün. Bu çerçevede low coast carrier (düşük maliyetli hava yolları), hava kargo, bölgesel taşımacılık, uzun uçuşlarda aktarma oranın düşmesi gibi gelişmeler ümit verici örnekler olarak sıralanabilir. Hafta başında ziyaret ettiğimiz Lufthansa Teknik'in bu alanda dünyanın önde gelen kuruluşlarından birisi olması sebebiyle ortaya koyduğu rakamları ve alt detayları iyi okunduğunda iyi bir gelecekten söz etmek mümkün. Lufthansa Teknik'in bir de Türkiye'yi ilgilendiren tarafı söz konusu. Lufthansa Teknik AG Yönetim Kurulu Başkanı August Wilhelm Hennigsen yaptığımız görüşmede, Türk Hava Yolları'yla THY) yürüttükleri işbirliğinin iyi gittiğini THY Teknik'le iş paylaşımı yaptıklarını ve bazı Airbus motorlarının bakımlarını THY'ye emanet ettiklerinin altını çizdi. Bizim asıl merakımız ise THY Teknik ile Lufthansa Teknik'in Sabiha Gökçen Uluslararası Havaalanı'nda yapmayı planladığı ortak işbirliğinin geldiği noktaydı. Henningsen, bu konuda görüşmelerin müspet gittiğini, ancak açıklayabileceği somut bir durumun ortada olmadığını belirterek, THY-Lufthansa ortaklığının gerçekleşeceğinden ümitli olduğunu söyledi. Bildiğim kadarıyla bu işbirliği Sabiha Gökçen'in Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na diğer bir ifadeyle askerlere bağlı olmasından aksıyor. Zira yer tahsisi konusunda askerler gereken adımları atmıyor. Havaalanını boş yatırmak nedense tercih sebepleri. Sabiha Gökçen'de tuhaf bir oyun oynanıyor, birileri uçakların buradan havalanmasına engel olurken, diğerleri de adeta meydanın ellerinden uçup gideceğinden korkuyor.
LEYLEĞİN KARA KUTUSU Geçen hafta gazetelerimizin sayfalarını süsleyen 'Leylek Uçağa Çarptı' haberleri ne kadar hoştu. Aslında bu kadar önemli bir haberi bir iki günde öldürmemek gerekirdi, ama elbirliği ile önce leyleği kokpitte, sonra haberlerini medyada öldürdük. Halbuki havacılık uzmanları çıkıp ekranlarda, 'Leyleğin kara kutusu var mı? Yok mu?' tartışmasına katılabilirlerdi. Hatta leyleğin kaç km hızla uçağa çarpması halinde kokpitten içeri girebileceğini, hosteslerin yolcuların arasına dalan leyleği hangi yöntemle öteki dünyaya gönderebileceklerini dahi gündeme taşıyabilirdik.
|