Düşüş ve kopuş
Irak'ta ortaya çıkan işkence görüntülerine her gün bir yenisi ekleniyor. Ve ulaşılan her yeni haber ağır bir insanlık dramını resmediyor. Bu nokta, küresel bir güç olan ABD için çok ciddi bir durumdur. İşin negatif ağırlığı ABD ve İngiltere hanesine yazıldığı gibi, aynı zamanda uluslararası sistemin meşruluğu açısından çok tehlikeli gelişmeleri tetiklemektedir. Bugün düne göre değerler ve algılar açısından daha karışık ve tehlikeli bir durum var ortada...
*** Dünyanın zengin ülkeleri dışındaki halklar açısından Batı'nın refleksleri düne kadar kuşkuyla karşılanıyordu. Batı'nın demokrasi, insan hakları ve refah stratejilerinin kendi bölgelerini daha çok istikrarsızlaştıracağı kuşkusu bu halkların bilincinde derin bir yer etmiştir. Irak'taki diktatörün işbaşından gönderilmesi konusunda dünyanın pek çok bölgesinde var olan mutabakat, diktatörden sonra yerine ne koyulacağı sorusu ile birlikte değerlendirildiğinde kaygıları ve kuşkuları kangren hale getiriyordu. Son işkence görüntüleri artık kaygı ve kuşkuları bu halkların bilincinde gerçeğe dönüştürdü. "Medeniyetler, halklar ve değerler arasındaki soğuk savaş" ciddi bir mevzi kazandı. El-Kaide'nin, işkence görüntülerine cevap olarak sergilediği iğrenç infaz ise, insani değerler açısından ortaya çıkan mide bulantısının katsayısını artırdı. İnsanlığa karşı olan ne varsa, bunların örgütlenmiş hali olan bu örgüt, istismar ettiği değerler yüzünden koskoca bir medeniyeti ve değerler havzasını şiddetin nesnesi haline getiriyor. Gelinen nokta tam bir "düşüş"tür. İnsanlığın bunca kazanımından sonra ortaya çıkan tablo, insanlık mertebesinden aşağı düşmekten başka bir şey değildir. Buraya kadar olan biten, bundan sonrasını daha da zorlaştırmaktadır... Irak'ta ortaya çıkan işkence görüntüleri ve El- Kaide'nin sergilediği vahşet, ortak bir şekilde dünyayı birbirine bağlayan her şeyin "kopuş"una yol açmaktadır. Ortak insani değerler, ortak dil ve ortak bir insanlık geleceği için var olan bütün zeminler tahrip olmaktadır. Mevcut uluslararası ilişkiler kodlarına karşı, yeni ve eşitlikçi kodların nasıl oluşturulacağının tartışıldığı bir dönemde, her türlü kazanımı zedeleyen ve her türlü arayışı boşa çıkaran bir tablonun ortaya çıkması, dünya sistemi açısından sadece kupkuru bir riskin ortaya çıkması değildir; Batı'dan Doğu'ya tüm sistemleri kaosa sürükleyebilecek ve şiddeti güçlendirecek bir etki yaratmaktadır. Bunu önlemenin yolu, terörle mücadele stratejisini güce indirgeme yaklaşımını köklü bir biçimde gözden geçirmeyi gerektirmektedir. Sorun güçle değil, yeni ve herkesi kuşatan bir "meşruiyet" yaratma stratejisi ile çözülebilir. Demokrasi ve insan hakları gibi temel değerler bugün Irak'ta ortaya çıkan işkence görüntüleri ve El-Kaide vahşetinin ortak tehdidi altındadır. Demokrasi adına yapıldığı söylenen bir müdahalenin işkence uygulamalarına düğümlenmesi, buna karşılık El-Kaide'nin benzer bir vahşeti demokrasi ve insan hakları gibi değerlerle savaşmak adına ortaya koyması ile mücadele etmek için, gücün metotlarını aşan yaklaşımlar gerekmektedir. "Uluslararası sistem, ortak değerler, ortak bir insanlık dili ve insanlığın eşitlik temelinde örgütlenmiş ortak geleceği" adına kaygısı olan herkesin üzerinde kafa yorması gereken şey, yeni bir "uluslararası siyasal meşruiyet" çerçevesinin ortaya çıkarılması olmak zorundadır...
|