KKTC'nin yaşam alanı...
Rumlar'ın kilise destekli ırkçı yaklaşımları yüzünden Plan'ın reddedilmesinden sonrasına bakmak gerekiyor artık. Bundan sonra Rum tarafı için belli zorluklara rağmen işlerin yine de yürüyeceği, bununla beraber Türk tarafının mevcut olumlu havayı geçici kılmamak için daha performanslı davranması gerektiği siyasetin çıplak tarafının gösterdiği bir gerçektir. Bugün elde edilen olumlu havanın, Kıbrıs'ı Kıbrıs'a indirgemeyen, sorunu çok geniş açıdan ele alan yaklaşım sayesinde elde edildiğini görmek gerekir. Düne kadar Kıbrıs'ı uluslararası algıdan uzak biçimde ele almanın daha milliyetçi ve milli çıkarları korumak bakımından daha doğru bir yaklaşım olduğu tezi/hissiyatı geçerliydi. Bugün bu tez boşa çıkmış, bu hissiyat üzerinden siyaset üretmenin yanlış olduğu görülmüştür... "Milli çıkarlar"ı korumak için çok daha geniş bir çerçeveden bakmanın daha verimli ve etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Bugün gelinen noktada ucu gözüken kazanımları elde etmek için de aynı bakış açısını sürdürmenin kaçınılmaz olduğunu belirtmek gerekir. Referandumda "hayır" kampanyası yürütenlerin zihniyet biçimleriyle, bugün elde edilen olumlu havanın siyasi gerçeğe dönüşmesinin mümkün olmayacağı görülmek durumundadır.
Kıbrıs'ta referandumla ilgili olarak izlenen yönteme olumsuz bakanların, bugün gelinen noktadan duydukları memnuniyetin derinlerine inmek gerekiyor. Bu bakış, siyasetin zeminleri ve yöntemleri konusundaki yaklaşımları daha da berraklaştırmamıza yol açacaktır. Plana karşı çıktıkları için planın reddedilmesinden memnun olanların dünyayı ve siyaseti nasıl algıladıkları çok kaydadeğer. En azından neyin nasıl yapılmaması gerektiğini göstermesi bakımından... Kuşkusuz, Ada'da kalıcı bir barış için Plan'ın kabul edilmesini isteyenlerin, bu olmayınca, Türk tarafının şu anda elde ettiği kazanımlara vurgu yapmaları ile farklı bir durum bu. Arada ciddi 'paradigma' farkı var. Plan'a baştan beri karşı çıkarak kampanya yürütenlerin, bugün ortaya çıkan memnuniyeti ise Rumlar sayesinde gerçekleşti. Rumlar'ın yanlış yaklaşımları, Türk tarafı ile beraber yaşama konusundaki bilinç eksiklikleri, Türk tarafındaki Plan karşıtlarının arzularının gerçekleşmesine yarayan tek dinamik oldu. Kıbrıs'taki Türk halkı sayesinde değil, Rumlar sayesinde kampanyaları başarılı olan Kıbrıslı Türk siyasetçilerin bugün KKTC'nin tanınması konusundaki yaklaşımlarına/ yöntemlerine dikkat edilmelidir. Çünkü bugün KKTC'nin dünya gözünde prestij kazanmasına yol açan durum, 'hayır' kampanyası yürüten Kıbrıslı liderlerin benimsedikleri yöntemin tam tersinin izlenmesi sayesinde elde edilmiştir. Bugün KKTC'nin kısıtlılıkların kalkması ve hatta belli bir zaman sonra tanınması gibi bir amaca ulaşmak için de aradaki 'yöntem farkı'nı titizlikle dikkate almak gerekir. KKTC lehine oluşan olumlu hava, Türkiye'nin sağlıklı bir reform süreci uygulamasından ve bu reform siyasetinin Kıbrıs politikasına yansımasından kaynaklanmaktadır. Türk siyasi alanına hakim olan 'yeni siyasi akıl'ın, 'eski siyasi akıl'ın klasik kutuplaştırma siyasetini aşan yaklaşımlar üretmesi bu açılımı sağlamıştır. Dolayısıyla, bundan sonra KKTC için daha büyük kazanımların hayata geçmesi isteniyorsa, 'yeni siyasi akıl'ın yöntemleri ve açılımları ile yola devam edilmek durumundadır. Aksi halde Rumlar'ın kaba milliyetçilikleri sıradan bir hataya, Türk tarafının müthiş açılımı kolay unutulacak bir jeste indirgenebilir. Buna izin vermemek için 'siyasi referans'ları koruyarak 'performans'ı artırmak gerekmektedir. Referandum sonuçları, KKTC'nin 'yaşam alanı'nın, 'hayır' kampanyası yürütenlerin siyasi yaklaşımlarının çok ötesinde bir siyasi bakışta var olduğunu göstermiştir...
|