Orgeneral Özkök'ün verdiği ders
Türkiye, ANAP'tan AKP iktidarına kadar olan yıllarını çok partili koalisyonlar, merkez sağ partilerin bitmek bilmeyen kavgaları, suçlamalarıyla ziyan etti. Bu kavgalar, siyasi partilerin toplum nezdindeki itibarını ve gücünü erozyona uğrattı. Öyle ki, seçmen sonunda bu partilere ve liderlerine kırmızı kart göstererek onları siyaset sahasının dışına atmak zorunda kaldı. Siyasetin kaybettiği gücü, iki kuvvet; medya ve asker doldurdu. Türkiye'nin önemli sorunları Meclis'te değil, medya üzerinden tartışılır oldu, asker günlük siyasetin içine çok fazla girdi. Böyle bir gelişme Türk Silahlı Kuvvetleri'ni de olumsuz etkiledi. Uzun bir dönem sonra halk yeniden bir partiyi tek başına iktidara getirdi. Bu parti de kendi bildiği doğruları yaşama geçirmeye çalışıyor. Ancak icraatları toplumun değişim isteyen, Avrupa Birliği'ni hedefleyen, refaha kavuşmayı arzulayan kesimi ile bire bir örtüşünce ortaya değişik bir tablo çıktı. Hükümetin arkasında giderek artan bir toplumsal destek oluştu. Bu durum, ellerindeki gücü kaybetmekten rahatsız olan, halkın seçti- ği sağ iktidarları, Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan Erdoğan'a hiçbir zaman onaylamayan kesimleri iyice tedirgin etti. Toplumdan istediği desteği bulamayan bu kesim, "çocukluk hastalığı"na dönerek Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yeniden siyasetin içine çekme çabasına girdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök'ün dünkü konuşması bu değerlendirme ışığında ele alındığında büyük bir önem taşımaktadır. Özkök'ün en önemli uyarısı, "Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden siyaset yapılmasının tehlikesi" üzerinedir. TSK'nın siyasi bir parti gibi davranmaya zorlanması, demokratik ya- şamı tehlikeye düşüreceği, Avrupa Birliği yolundaki mücadeleye sekte vuracağı gibi, Silahlı Kuvvetler'in asıl işi olan ülkeyi koruma kabiliyetini sıkıntıya sokabilecektir. Özkök'ün, farklı bir çizgisi olduğu kesindir. Basın toplantısındaki sorulara bir diplomat inceli- ğiyle verdiği yanıtlar bunun bir göstergesidir. Genelkurmay Başkanı'nın TSK'yı siyaset dışı tutma çabaları yukarıda tarif ettiğimiz kesimleri rahatsız etmekte, onlar da Özkök'ü yıpratıcı dedikodulara başvurmaktadır. Cumhurbaşkanlığı pazarlığı yakıştırmaları bunun en güzel örneğidir. Sayın Özkök, "Genelkurmay Başkanlığı meslek hayatımın son ve aile bireylerimin en övünç verici ikbal noktasıdır" diyerek bu kesimin elinden bu malzemeyi de çekip almıştır. Türkiye, laik, demokratik bir cumhuriyettir. Onun bu niteliğini koruyup kollamak sadece TSK'ya ait bir görev değildir. Bu değerleri korumak, çocuklarımıza sağlam bir miras olarak bırakmak toplumun bütün kesim ve kurumlarına düşmektedir. Ancak her seçim sonrası rejim tartışması çıkarmak, Silahlı Kuvvetleri her fırsatta siyasetin içine sokmaya çabalamak veya seçilmiş iktidara asker üzerinden muhalefete kalkışmak Türkiye'yi geri kalmaya mahketmek demektir. Türkiye siyasetin sorunlarını demokratik yollarla çözebilecek olgunluğa ermiş bir ülkedir. Türkiye'yi bir Afrika ülkesine benzetme çabaları yanlış ve yersizdir. Sayın Genelkurmay Başkanı dünkü konuşmasıyla birçok sivile demokrasi dersi de vermiştir. Ülke böylesine kritik bir eşikten geçerken böyle bir komutana sahip olduğumuz için gerçekten şanslıyız.
|