kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Büyük vizyon

Başbakan Erdoğan ile Başkan Bush'un görüşmesinin birden çok etkili sonuçlar doğuracağı beklenebilir. Bilinen, Irak ve Kıbrıs konularında iki tarafta da belli bir yaklaşım birliği var. Fakat bu gezinin bilinen gündem maddelerinin çok ötesinde stratejik bir açılımın adımı olması da söz konusu. Başbakan Erdoğan çeşitli yerlerdeki konuşmalarında Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgeye ilişkin siyasi perspektiflerini ortaya koydu.

Öncelikle dış siyaset açısından ülkelerin sadece kendi dar çevreleri ile ilgilenmelerinden ibaret olan yaklaşımın sona erdiğini, bunu da içeren ama daha büyük bir yaklaşımın üretilmesi gerektiğini belirtti: 'Coğrafi determinizme dayanan dış politika anlayışı sona ermiştir.' 'Coğrafi determinizm,' bir ülkenin kendi coğrafyasını çevreleyen sorunlar ve dinamiklerle sınırlı olarak dış politika stratejisini geliştirmesidir.

Kuşkusuz çok uzun müddet boyunca dış siyasette etkili olmuş bir yaklaşımdır bu, fakat dünyanın geldiği noktada yeterli olmamakta, hatta stratejik çıkarların savunulması bakımından ciddi bir 'zaaf' oluşturmaktadır. Buna karşılık, 'dünya barışı' açısından çok daha geniş bir etki alanı içinde ve çok daha geniş bir dinamikler dizisini dikkate alarak hareket etmek gerekiyor.

Tek başına Irak gibi bir olayın, ne derece küresel etkiler doğurabildiğinin en açık şekilde görüldüğü bir dünyada bu kaçınılmaz artık. Bölgesel çıkarlarınızı koruyabilmek için de çok daha geniş bir vizyondan bakmak zorundasınız. Dünün coğrafi çıkardan bölgesel çıkarı ve bölgesel çıkardan küresel çıkarı tanımlayan 'tümevarımcı' yaklaşımı, yerini küresel vizyondan bölgesel yaklaşımı, bölgesel yaklaşım içinden ulusal çıkarı değerlendiren 'tümdengelimci' dış politika stratejisine bırakmış durumda.

Kuşkusuz ülkelerin ulusal çıkarları esastır dış politikada, fakat bunun ele alınma biçiminde yeni yaklaşımlar üretilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Aksi halde ulusal çıkarları korumak imkansız hale geliyor. Bu noktada küresel yaklaşımlar öne çıkıyor. Küresel bir perspektifiniz yoksa, ulusal çıkarlarınızı koruyacak enstrümanları geliştirmeniz de kolay olmuyor. Bu da ister istemez dünyanın önüne 'küresel düzen' problemini koyuyor.

Küresel düzeni sağlamadan bu dinamikleri doğru çalıştırmanız mümkün değil çünkü. Bu noktada 'siyasetin gerçekçiliği' ile dünyanın sadece kendimizden ibaret olmadığı, başka yerlerdeki sorunların bizim sorunlarımızdan tamamen bağımsız ele alınamayacağı olgusunu birleştirmek gerekiyor. Örneğin terör artık sadece birilerini ilgilendirmiyor, herkesin sorunu haline gelmiş durumda; terörü yenmek içinse sadece güvenlik tedbirleri yetmiyor, sosyo-politik yaklaşımlar üretmek zorunlu hale geliyor.

Sorunlu bölgelerin demokratikleşmesi, çağdaş değerlerin ve şeffaf düzenlerin yaygınlaşması gerekiyor. Bu stratejik yaklaşım olmadan, diğer yaklaşımların taktik düzeyi aşması mümkün değil. Başbakan Erdoğan, bu perspektifi adlandırmak için 'akılcı idealizm' dedi. Ortadoğu'da, Kafkasya'da ve Orta Asya'da refah düzeyi artırılmadan ve şeffaf düzenlere geçilmeden, dünyadaki hiçbir küresel gücün ulusal çıkarlarını koruyamayacağının ve dünya barışının garanti altına alınamayacağının anlaşıldığı bir zaman tünelinde, hem Doğu'ya, hem de Batı'ya dönük bir çağrı bu.

Bu bölgelerdeki demokratikleşme ve modernleşme çabalarına ilgisiz kalmaya hem kimsenin hakkı yok, hem de böyle bir lüksü yok. Öte yandan demokratikleşme ve modernleşme çabalarını zorlayıcı tedbirlerle gerçeklestirmeye çalışmak, halklarda ters tepiyor. Bu durumda 'evrimci' yollarla, ülkelerin iç dinamiklerinin demokratikleşme ve modernleşme taleplerini desteklemek gerekiyor.

Batı'nın Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya'da şeffaf düzenlere geçilmesini kolaylastıran yaklaşımlar üretmesi, 'gerçekçiliği' ve 'idealizmi' aynı anda barındıran bir tutum olacaktır. ABD'nin küresel düzenin meşruiyetini bu çerçevede algılayan mesajlar vermesi, dünyanın geleceği açısından çok önemli. Türkiye ise bu vizyonun nesnesi değil, önde gelen öznelerinden biri konumunda.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Büyük Ortadoğu? (III)   / 04-02-2004
 Büyük Ortadoğu? (II)   / 02-02-2004
 Büyük Ortadoğu? (1)   / 01-02-2004
 Büyük vizyon   / 30-01-2004
 Trans-Atlantik'teki çatlak, Pasifik ve küresel sistem   / 26-01-2004
 Siyaset, bugün ve gelecek   / 25-01-2004
 Cumhuriyetçilik, zenginlik ve kimlik   / 23-01-2004
 Ya genelin iyiliği ya da küresel kriz   / 21-01-2004
 Değişim, ekonomi ve kadın   / 19-01-2004
 Sol ve muhafazakâr gelenek   / 18-01-2004
ERDAL ŞAFAK
Laiklik nedir?
Türkiye dün laiklik ilkesinin Anayasa'ya...
AHMET HAKAN COŞKUN
Can sıkıntısı
DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan,...
ÖMER ÇELİK
Merkezde derinleşen Türkiye
Türkiye'nin stratejik olarak...
MUHARREM SARIKAYA
New York'a mektuplu yolculuk
BM Genel Sekreteri Kofi...
İlhanda mutlu son
İlhanda mutlu son
"Yuvamda kalıyorum" diyen İlhan'ın resti tuttu. Yıllık 3 milyon dolar...
Gelecek Fenerin
Gelecek Fenerin
"Disiplin ve tecrübe kazandıkça istikrarı yakaladık. Beşiktaş bizden...
Laiklik zedelenirse demokrasi de biter
Laiklik zedelenirse demokrasi de biter
Cumhurbaşkanı, "Anayasal düzenin temelini oluşturan laikliğin...
Erdoğan: İlkemiz çağdaş demokrasi
Erdoğan: İlkemiz çağdaş demokrasi
Başbakan Tayyip Erdoğan, temel hak ve hürriyetlerin laiklikle...
Azrail'e yine çalım attı
Azrail'e yine çalım attı
Adapazarı'nda 17 Ağustos depreminden kurtuldu ama hemşire olarak...
G.Saray beğenmedi UEFA final verdi
G.Saray beğenmedi UEFA final verdi
Türkiye'nin olimpiyat rüyasının bir ürünü olarak ortaya çıkan Atatürk...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.