Cumhuriyetçilik, zenginlik ve kimlik
Dünyada ekonomik forumların yapıldığı dönemlerde küreselleşme karşıtı hareketler ciddi bir biçimde öne çıkıyor. Bu hareketlere entelektüel destek veren zemin ise ekonomik forumlarla eşzamanlı olarak yapılan sosyal forumlar. Bu farklı zeminler, zenginler ve yoksullar şeklinde kaba bir ayrımı ifade etmiyor. Çünkü yoksulların hakları için sokağa dökülen ve küreselleşme karşıtı hareketleri taşıyanlar yoksullar değil, zengin ülkelerin "orta sınıflar"ı. Bu orta sınıflar, sermayenin tanımladığı ve yönlendirdiği küreselleşmeye kendi konumları, ulusal kimlikleri ve hakları adına karşı çıkıyorlar. Bu belli bir ülkeye ve siyasal tutuma bağlı bir şey de değil, dünyanın pek çok bölgesinden ve pek çok siyasal tutum sahibinden katılımcısı olan en büyük "sivil tepki." Bir bakıma "küreselleşme karşıtlığının küreselleşmesi" ile karşı karşıyayız.
*** Bu gelişmeleri sadece zenginlik ve yoksulluk ikilemi içinde algılamak çok "indirgemeci" bir yaklaşım olur. Böyle bakmak, küresel sermayenin siyasete ve sosyal gelişmelere vermeye çalıştığı rengin ötesini görememek demektir. İnsanların sadece yoksul oldukları ya da yeterince zengin olamadıkları için bu hareketlere katıldıklarını zannetmek fazlasıyla yanlıştır. Dünyanın uzun zamandır unuttuğu bir şeyi "hatırlamaya" başladığının işaretleri tüm bu olup bitenler... İnsanlar sadece zenginlik derecesine göre değil, başka derecelerle beraber insan oluşlarının anlamlı olduğunu keşfediyorlar yeniden. Cumhuriyetçi fikirlerin temelini oluşturan "siyasal erdem" bu keşfin önde gelenlerinden. "Cumhuriyetçiliğin" esasında, yurttaşların yöneticilerinden "siyasal erdem" talep etmeleri ve yöneticilerin de yurttaşlar için her şeyden önce "siyasal erdem"i başa alan politikalar üretmesi vardır. Özellikle Kıta Avrupası'nda belli bir zamanda çok etkili olan bu görüş, zamanla sermayenin talepleri ile geri plana düşmüş, yeni-sağ ve neo-liberal akımlar yoluyla da geri planda kalması tescillenmek istenmiştir. Böylece özünde sermayenin taleplerine uygun siyasal değerlerin ortaya çıkması, siyasal değerlerin bu doğrultuda geliştirilmesi söz konusu oldu. Bu doğrultuda, Cumhuriyetçi fikirler geri plana atılmaya çalışıldı.
*** Gelinen noktada insanlık kendi kimliğinin sadece ve sadece "zenginlik" üretmeye indirgenmesine itiraz ediyor. Küreselleşme yoluyla, sadece refah üretmeye endekslenmiş bir insanlık statüsü ve sadece buna bağlı "hiyerarşiler" içinde yaşamayı reddediyor.
Zenginlik üretmek insanoğlunun yaşamının en temel unsurlarından biridir, tüm insanlık tarihi boyunca var olmuştur ve ekonomik değer üretebilmek insanlığın erdemlerindendir. Fakat bunun insanlık bilincinin ve kimliğinin vazgeçilemez ve önemli bir "parçası" olması başka şeydir, insanlık derecelerinin bundan "ibaret" hale gelmesi başka bir şey.
Bugün bütün romantikliğine rağmen küreselleşme karşıtı hareketlerin ve sosyal forumların ilettiği mesaj çok güçlü ve dünyada siyasi algının önemli tıkanıklıklar yaşadığı bir zaman diliminde verimli ve ufuk açıcı bir vizyon sunuyor. Bunun, kimilerince küreselleşme karşısında zayıfladığı söylenen "cumhuriyetçilik"in yeniden, güçlü ve doğru bir şekilde ele alınmasına katkı sağlayacağı da açıktır.
İnsanlar küresel sermayeden daha çok pay almak adına kendi ulusal kimliklerinden vazgeçmeleri talebini reddediyorlar. Ayrıca, küreselleşme denen olgunun aslında ulusal devletleri zayıflatmadığı, küreselleşme dinamiklerinin ulus-devletler sayesinde aktığı da "matematik" bir gerçek.
Fakat genel-geçer siyasi algının ulus-devlet ile küreselleşme arasında mutlak zıtlık kurgulayan bir kırılganlığı var. Bu nedenle, siyaset, dünyadaki dinamikleri kavramada ve bunları taşımada kendini yenileyemiyor. Siyasetin yenilenmesinden, çok yanlış bir biçimde, küresel sermayenin talepleri karşısında şeklini anında değiştiren omurgasız ve fikirsiz bir yapı akla geliyor.
*** Zenginlikten ibaret bir kimliğe karşı çıkılması, tartışmaları, "siyasal erdem"e, ve "cumhuriyetçiliğin" yeniden ve derinden anlaşılması çabalarına ulaştırmıştır. Çeşitli zirveleri bu gözle izlemekte fayda var. Çünkü "yeni siyaset" tartışmalarının ipuçları bu çerçevede gizli.
|