Dün sabah gazetelerin ilk sayfasına baktığımda içimden koskoca bir aferin demek geçti. Sağ alt köşede bir haber(!). Siyah beyaz bir fotoğraf. Önde çarşaflı kadınlar arkada Turkcell'in baz istasyonları... Haber şöyle: "Turkcell, İran'daki deprem bölgesinde 24 saat içinde, 40.000 kapasiteli ücretsiz şebeke kurdu. Ben şehrinin hayata bağladı"... Fotoğrafın sağ alt köşesindeki "bu bir ilandır" yazısını biraz dikkatlice bakınca fark ettim. İletişim adına çok başarılı bir iş. Turkcell bu çalışmasını bir basın bülteni ile de duyurabilirdi. Gazetenin birinci sayfasında böyle yer alır mıydı, şüphem var. Meslek jargonunda 'advertorial' deniyor. Türkçe'de 'haber-ilan'. Tüm dünyada çok sık başvurulan bir iletişim yöntemi. Kendin pişir kendin ye misali, kendi kendine övgüler düzen türleri çoğunluktadır. O markaya karşı antipati bile uyandırabilir. Bu kadar başarılısını gerçekten çok az gördüm. Belki de toplumsal sorumluluk çerçevesinde yapılan bir işi öne çıkarmayı akıl ettiklerindendir. Şimdi, Turkcell'in başarısını karalamak adına, öküz altında buzağı aramak isteyen iletişim ustaları, 'bu bir ilandır' notunun yeteri kadar büyük olmadığını iddia edeceklerdir. İnce kıyım etik sözcüleri, okurun aldatıldığını da ileri sürebilirler. Çok da iyi ederler. Turkcell böylece kendini algılatma hedefine bir adım daha yaklaşmış olur...