|
|
Helal olsun Ali Kırca'ya...
Perşembe akşamı Siyaset Meydanı'nda bir iletişim dersi vardı... Hem de ne iletişim dersi. Bu sayfayı izleyenler okumaktan bıkmışlardır: Günümüzde her türden mesaj, çocukların anlayacağı netlik ve basitlikte verilmeli! Basitlik derken ilkellikten değil, kolay anlaşılır olmaktan söz ediyorum.
Orta çağda, hatta sanayii devriminde bu böyle miydi? Hayır. Orada ima etmek; dolaylı anlatmak esastı... Oysa şimdi kimsenin zamanı yok. Her şey çok daha hızlı. Clinton'ın üst düzey yöneticilerinden birine, "3 dakikan var. Beni ikna et bakalım!" dediği söylenir. Dünyanın başarılı CEO'larının görüşme ajandalarını görseniz şaşarsınız. 10.42 şu... 10.50 bu.. 11.05 o... Belli ki, ikincisiyle, uzun bir görüşme yapmak ihtiyacı duymuş... Dünyadaki gelişme bu iken, çocukların anlayacağı şekilde konuşmak ve yazmak iletişimin aslını oluşturuyor.
Neden çocuklar? Odaklanmaları zor. Konsantre olma süreleri kısıtlı. Kullandıkları ve bildikleri kelime sayısı sınırlı... Bir düşünün, aslında büyüklerden ne farkları var? Popstar jürisine bakın. İkisini yakından tanırım. Kendi alanlarında derya denizdirler. Ama o programda Türkçeyi kaç kelime ile konuşuyorlar dersiniz?.. 150 değişik kelimeyi geçmez.
Oysa sıradan bir üniversite mezununun bile Türkçeyi en az 3000 kelime ile konuşabileceği iddia edilir... Burada sanat ve edebiyat dünyasını ayrı tutuyorum tabii. Ama iletişim popüler bir iştir. Ve tek amacı vardır: Karşısındakini bir fikri, bir hizmeti veya bir ürünü satın alma konusunda ikna etmek...
Burada da çocukların algılama düzeyi esas alınmalıdır. Ali Kırca perşembe akşamı Başbakan R. Tayyip Erdoğan'a altın tepsi üzerinde müthiş bir fırsat sundu. İlk öğretim öğrencileri sordular. O da yanıtladı. Başbakan, kendisi gibi olduğu bölümlerde bu işi mükemmel yaptı.
Ama programın genelinde yine Başbakan gibi konuştu durdu. Gazetecilere, ya da Grup'ta milletvekillerine konuşur gibi... Çocuklara baktım. Bu bölümlerde koptular zaten. Kamera bu kopuşları sık sık gösterdi. Çocuklar aynı soruları tekrarlayıp durdular... Ali Kırca da bu durumu tespit etti. Sizce niye aynı soruları tekrar tekrar sordu bu çocuklar?.. Tüm siyasi iletişimle ilgilenenlere tavsiye: Ali Kırca'nın formatını haftada en az bir kez uygulayın.
Alın 7-12 yaş grubu çocukları karşınıza onlara anlatın bakalım ne dediğinizi. Reaksiyonlarını ölçün. İlgilerini ne kadar süreyle ayakta tutabiliyorsunuz, bir bakın. Onları, sordukları abuk subuk sorulara aldırmadan, dinlemeye çalışın... Eğer bunu başarırsanız, hepimizi ikna edebilirsiniz...
Yoksa aynı gece NTV'deki 'Basın Odası'na katılan gazeteci arkadaşlarımız gibi hepimiz şaşar kalırız. Tutucu ve gerici olduğu iddia edilen AK Parti, nasıl oluyor da tüm ileri gibi gözüken şeyleri savunuyor da; ilerici ve gelişmeden, değişimden yana olması beklenen CHP en tutucu ve gerici şeyleri ileri sürüyor...
|